• 1988 yılı yapımı güzel film;
    istenirse pek çok ders çıkarılabilir ama tenefüsteymişçesine * keyif almaya da bakılabilir
  • başrolünde robert deniro'nun bir kelle avcısını oynadığı roadmovie&komedi karışımı bir film.ustaca yazılmış diyalogları ve oyuncuların iyi performansları (özellikle alanso moslie rolündeki zenci amca) filmi defalarca izlenir kılıyor.her izlediğimde takılır,güler,rahatlarım.

    değeri bilinmez sanki...
  • hayatını insan avıyla kazanan eski polis jack walsh (robert de niro ) için jonathan “the duke” mardukas’ı(charles grodin) bulup getirmek çok kolay gözüküyor. aslında öyle; hatta kolaydan daha kolay. çok ama çok kolay...
    l.a den new york’a. onları ölü isteyen mafyadan, onları ölümüne canlı isteyen fbi’a ve sonrasına... bütün bu unsurları suç merkezinin dışına atarak koyu kahve dibi yansıması artık bölgeleri her zamankinden iyi kullanan, doğuştan “cool” bir film var burada. yönetmen martin brest (beverly hılls cop) türü iyi özümsemekle kalmıyor bu özümsemenin dışa vurum aşaması john asthon’un “lanet herif yine sigaramı çaldı” veya yaphet kotto’yla karşılaşan meslek dışı bireylerin “burada herkesin adı mozli’mi” tarzı gevelemeleriyle kendi zirvesini baştan dekore ediyor.de niro her zamanki kadar iyi fakat grodin tam formunda, çok içten ve kesinlikle bir destek kuvvet olmanın çok ötesinde. gerçek hayatta eski bir polis olan dennis farina’nın eski l.a günlerinden danny elfman’ın ruh çıkarıcı müziğine kadar her şey, kurşun geçirmez yelek misali “standart uygulama”
  • robert de niro'nun en siradan filmi bile izlenir hale getireceginin belgesidir.
  • (bkz: yaphet kotto)
  • televizyon karşısında yatarak izlenecek filmdir. kendinizi çocukluğunuzda, mesela bizim yazlıkta yemeğinizi bitirdikten sonra efelere gitmiş de onların mutfaktaki televizyonundan neriman babaannenin yaptığı tatlıları yerken film izliyormuşsunuz gibi hissettirir.
  • filmdeki en ilginç nokta, o yıllarda her yerde sigara içiliyo olmasıdır. otobüste, polis karakolunda, hava alanında ve hatta uçakta. sigaranın "yasak" olduğu bir yer yoktur ve karakterler elinden sigarayı bırakmaz.
    ayrıca marvin ve mosely arasındaki diyaloglar yer yer kahkaha attırır...
  • kadri kıymeti gereğince bilinmeyen bir martin brest filmi. afişine bakıp, burun kıvıran ve bildik bir polisiye bekleyen izleyiciyi fena halde yanıltan, oyunculuklarıyla olsun (en iyi dönemindeki robert de niro, hayatının rolüyle charles grodin, sonra john ashton, dennis farina, ve tabi ki yaphet kotto), iç gıcıklayacı finaliyle olsun, macera-aksiyon-komedi türleri arasında gezinirken her bir türün dozajını kararında ayarlamasıyla olsun; nazarımda yeri apayrı olan bir eserdir. öyle güzel anlatır ki ana fikrini; parayla her şeyi satın alamazsın.
  • filmin sonunda ediz hun robert de niro'ya 1000'er dolarlık banknotlar veriyor
  • belirli bir noktadan sonra sonunu tahmin etseniz bile eğlencesinden hiçbir şey kaybettirmiyor..
hesabın var mı? giriş yap