• eski bir çalışanı olarak çalışma şartlarını ve işleyiş sistemini kabaca anlatacağım oluşum. ekşide herkes airbus a350 kaptanı, yazılım şirketi kurucusu ve ceo'su ya da miami'de gece kulübü işletmecisi olduğu için buranın halkına çok hitap etmeyebilir fakat sonuçta bu siteyi herkes okuyor, o yüzden faydalı olabilir diye yazmak istedim. ayrıca a350 kaptanı ve yazılım ceosu 1.95 boylu bir gecede 5 posta giden bmw 7.20li abilerimiz de siparişlerinin neden geç geldiğini merak etmiş olabilir tabi. yemin ederim biz ezik kısa fakirlerin işbilmezliği yüzünden değil, şirketin kendi processlerinin verimsizliği yüzünden. anlatayım.

    öncelikle işleyiş sisteminden bahsedelim. sanalmarkette iki tip sipariş vardır. biri hızlı teslimat, öbürü randevulu yani grup teslimat. sipariş verildiği zaman her zaman hızlı teslimat sistemde önceliğe düşer. bir siparişi birden fazla kişi toplar, çünkü siparişlerin tutulduğu kasalara tek sipariş nadiren sığar. benim çalıştığım şubede dark store denen bir olay vardı, en sık sipariş edilen şeyler ayrı bir depoda stoklanır ve burada taro denen kendi kendine giden bir alet dönüp durur, alması gereken bir ürünün yanına geldiği zaman durur ve üstündeki eleman da bu depodaki raflardan ürünleri alır. dark storeda olmayan ürünler ise başka bir grup tarafından normal mağazanın içinden toplanır. her kasa için bir barkod çıkar, ayrıca dolapta tutulması gereken şeyler için de bir soğuk barkodu çıkar. bir sipariş için toplam 5 ya da daha fazla barkod olabilir, ürün sayısına bağlı olarak. bu barkodlar da depodaki raflara hücrelenir(rafların ayrı barkodu vardır), bu sayede kuryeler teslim almaya gelince neyin nerede olduğunu bilebilir.

    buraya kadar güzel. peki sorunlar nereden geliyor? öncelikle stokta görünür olmasına rağmen olmayan ürünlerden bahsedelim. eğer bir sipariş sırasında toplayıcı, verilen ürünü bulamazsa, önündeki tabletteki "toplamadan devam et" butonuna basar yani oranın terminolojisi ile "yok çeker". bu durumda sanalmarket şefi ya da onaycı denen eleman, bu sipariş kapanmadan bu ürünü depodan ya da reyon arkasından bulmaya çalışır. çünkü "stokta var" demek reyonda var demek değildir, mağazada var demektir ki bu bile her zaman doğru değildir. mesela dark store için konuşacak olursam, normal sanal marketçiler eğer bir şeyi bulamazlarsa bazen dark storea gidip oradan alırlar, fakat orada da ürünü sistemden çıkış yapmazlar, yani 9 ürün kalmış olmasına rağmen hala 10 gözükebilir. böyle olunca hiç ürün kalmamasına rağmen hala var gözükebilir.

    depoya ise hiç girmeyeyim, koli ve paletlerin depolanmasının hiç bir mantığı yoktur. dün bebek bezlerinin olduğu yerde bugün salçalar olabilir, ve her şey karton kutunun içinde olduğu için dışarıdan ne neyin içinde hemen anlaşılmaz. onaycının kayıp ürünü bulmak için genelde en fazla 10 dakikası vardır. bulamazsa eksik deyip gönderir.

    fakat sıkıntılar burada da bitmez. hücreleme sistemi baştan falsoludur. raf barkodlarının yarısı kopmuş gitmiş ya da sanalmarket yerine başka saçma bir şeyin yeri olarak kullanıldığı için bu raf hücrelerinin aşağı yukarı yarısı kullanılabilir olur. özellikle cuma akşamları bu hücreler hemen dolar, ve yeni kasalar yere dizilmek zorunda kalınır. bu durumda da üzerlerindeki kasa barkodları gidip orada avel avel dolanan kuryelerin üzerine yapıştı mı al başına belayı, sözde kasa kayıp olur ve sipariş toplamayı bırakıp gelip onlara bulman gerekir. bazen gidip sıfırdan reyondan her şeyi geri toplarsın.(yine çıkış yapamadan, var gözüken şeyin aslında olmamasına geliyoruz)

    ertesi gün verilen siparişlerde balık et vb ürünlerin olmamasına gelince. sanalmarkette peynir, süt ve şarküteri etleri dahil diğer şeyler ertesi gün için de mümkün mertebe toplansa da, çiğ et/tavuk/balıkların bir gün önceden toplanması yasaktır. siparişin kalanı bir gece önceden toplanıp mesela balık yarına bırakılır. fakat neden ertesi gün olmaz? çünkü şirketin yönetmeliği, sanal market siparişini reyonda tutmayı yasaklar. yani balıkçıya gidip, yarın 1 kilo levrek ayırır mısın da diyemezsin, bana 1 kilo levrek ver diyip yarın için kendi depona da koyamazsın. saçmalık yani, ileri tarihli et balık tavuk siparişlerinin garantisi yoktur. bunu bilerek sipariş verin. özellikle balık en fazla 2 gün tutulup sonra satılmazsa çöp olur. çöp derken artık kedi maması fabrikasına mı gidiyor başka bir şey mi oluyor ben de bilmiyorum ama gidiyor yani.

    şimdi gelgelelim çalışma şartlarına. market sektöründe çalışmış herkes bilir ki, hayatınız yoktur ve şirketinize aitsinizdir. maaşlar asgari ile başlar fakat yıllar içinde kıdem aldıkça 1.5 asgariye kadar çıkar. açılış ve kapanış diye iki vardiya vardır, 7:30-16:00 ve 13:30-22:00. fakat bu süreler gözünüzü aldatmasın, bu işte fazla mesai allahın emirdir. dark storeda yok çekme oranı 20%'nin üstüne çıktı(haftada 3 gün olur en az)? fazla mesai. sayım olacak? fazla mesai. sizin bölümde biri rapor aldı/işten ayrıldı? fazla mesai. bu dark store denen şeyin stoklanma sistemi de aşırı saçma ve zaman alıcıdır, merkezi bir depodan gönderilmek yerine çalışanlar gidip reyon ya da mağaza deposundan belli listelerde ürün bulmak zorundadır. gidip reyondan 38 paket barilla fusilli alırsan da reyoncuyla çatışırsın niye reyonu boşaltıyorsun diye. depo zaten dediğim hesap, bulabilene aşk olsun.

    eğer göreviniz dark storeda birleştirmeci ise 1-2 yıl içinde bel fıtığı artık garantidir. her gün en az 80-100 kere ağır kaldırırsınız, bazen 2 metrelik rafa koymanız gerekir. depo inanılmaz pistir, üstünüz başınız elleriniz kir ve pislikten simsiyah olur. eğer ellerinizi yıkamadan bir şey yeme gafletine düşerseniz ishal olmanız garantidir. mobbing hayatın bir parçasıdır, beyaz yaka işlerin aksine bu işte çalıştığınız istisnasız her an meşgulsünüzdür, laklak edecek zaman olmaz, ona rağmen laf yersiniz.

    neyse uzattım. velhasıl kelam, şu anki işleyişiyle bu kadar fazla başarılı teslimat yapabilmesi bile mucize olan oluşumdur.
  • tüm bu kriz sırasında piyasayı domine edebilecek diye düşünürken ben, bildiğin çuvallamış ve patlamış market servisi. bir sipariş verdim, dedi ki çok yoğunum 3 gün sonra bir akşam üstü getireyim, dedim tamam öyle yap. 3 gün sonra siparişin teslimine 10 dk kala aradılar ve kusura bakma istediğin hiç bir ürün yok dediler, iyi de dedim ben sipariş verdim anca tedarik ederiz 3 güne getiririz diyen siz değil miydiniz dedim. valla biz burada siparişinizi 10 dk kala görüyoruz, ürün varsa getiriyoruz yoksa umurumuzda olmaz dediler.

    o an anladım ki siparişlerle alakalı ne bir stok optimizasyonu var, ne bir ürün tedarik formülü var. tamamen sizin girdiğiniz siparişin markette biri tarafından toparlanması kadar bir hizmet söz konusu. kesinlikle daha fazlası değil.
  • yeşillik yerine çöp gönderen sanal market. sararmış maydanoz göndermelerine alıştım. 2 gün önce abartıp çürümüş gönderdiler. 2 bağ maydanozun 1 bağını olduğu gibi attık. diğerini ayıklayıp kullanmak zorunda kaldım. çürümüş hatta vıcık vıcık olmuş erimiş. poşete yapışmıştı. bunu poşete koyup gönderen insan gerçekten vicdansızdır. insan utanır sıkılır. suan para kazanan tek sektör zincir marketler. buna rağmen kalitedeki aşırı bozulma çok üzücü.
  • haksızlığa uğradığını düşündüğüm uygulama. biz evimizden çıkmaya korkarken market alışverişimizin ayağımıza gelmesi ne kadar büyük bir lüks. ben bu durum başlamadan önce de defalarca alışveriş yaptım, martın başından beri de hem kendim hem annemle babam için siparişlerim oldu. evet muadil veya eksik gelebiliyor, gecikme de yaşanabilir benim başıma bir kere geldi. ama şu ortamda çok da bunlara kafa takmak ne bileyim biraz da şımarıklık gibi geliyor. ona kalırsa ben de birkaç kez carrefoursa'nın online marketini kullanmaya çalıştığımda asla boş bir teslimat saati bulamadım. bunlar da teslimat bölgesi ile alakalı olabilir, belki ben o açıdan şanslıyımdır, bilemem. düzeltilebilecek şeyler var mıdır? vardır elbette. ama bu şekilde olağanüstü bir durumda çok da boklanmayı hak etmiyorlar bence.
  • yaklaşık iki saattir uygulamadan kağnı hızıyla sipariş vermeye çalışırken, online şubesinden deneyeyim dedim.
    o da aynı.
    bir saatte sepeti ancak doldurabiliyorsunuz, bir bakıyorsunuz şak diye boşalmış sepet.
    migros'a gidip alışveriş yapıp gelsem işimi çoktan halletmiştim diyeceğim ama farklı şehirde yaşayan yaşlı akrabam için alışveriş yapmaya çalışıyorum.

    uygulamanızda, internet sitenizde sorun ya da bakım çalışması falan varsa, ona göre bir bilgilendirme yaparsın, biz de mesai saatimizi size harcamayız.
    rezillik.
  • ellerinde olmayan ürün yerine alternatifini getirmeyi vaat eden ancak hindi kıymaya alternatif olarak 2 adet 1litrelik vernel getirerek dumur hadisesini yaşatan sanal market. (bkz: ayakta alkışlamak)
  • - alo hassan bey, biz siparişinizi getirdik, evde bulamadık sizi.
    - beyefendi saat 19:30-22:00 aralığını seçmiştim, saat daha 18:30.
    - şimdi hassan bey siz 19:30 seçmiş olabilirsiniz ama biz erken getirdik.. (hadi canım!..)
    - ?!??!? e iyi de ben 19:30'da evde olacağım..

    bir sonraki gelişlerinde eğer internetten ödersem kapıya poşetleri bırakıp gidebileceklerini söylediler. aferin dedim, çok doğru düşünmüşsünüz gerçekten..
  • şimdi sen bana 1 paket süt satıyorsun. diyorsun ki "şu an çok yoğunum, ben bu sütü sana ancak 4 gün sonra getirebilirim". "tamam" diyorum ben de. onaylıyorum ve aramızda anlaşıyoruz. parasını da güvenilir birine emanet ediyoruz. yani nakit sıkıntısı yok, para sağlamda.

    o an stoklarında süt var. hatta ertesi gün stoklara yeni sütler bile giriyor. beni hesaba katmadan raflara diziyorsun ama sütlere talep çok olduğundan aynı gün bitiyor. sonraki sevkiyat 1 hafta sonra olduğu için benim siparişimi temin edemiyorsun.

    e hani anlaşmıştık? o sütleri raflara dizmeden önce benim siparişimi kenara ayırman gerekirken, aramızda bir anlaşma varken beni iplemiyorsun. üstüne de "sana süt falan bulamadım, istersen siparişini iptal et, paranı da al git" diye konuyu kestirip atıyorsun. seninle önce ben anlaşmadım mı? o malı ilk ben talep etmedim mi? parasını sana garanti etmedim mi?

    burada paragraf paragraf savunanlar var ama dünyanın hiçbir yerinde bu mantıkla ticaret yapılmaz. acilen bu sistemi değiştirmeleri gerek.
  • ah canimm, uyandirmaya kiyamadim diye not yazasim geliyor kapilarina. icerigiyle mucize, servisiyle $er yuvasi uygulama. dun aradilar, evde misiniz diye. yok dedim, simdi cikicam isten. siparisi getirecek gorevli "ama lutfen cabuk olun" dedi diye bolumden depar atip once ayagimi burktum, o halde taksi aradim. neyse, kapiya vardim ki, gotos daha karsidan yeni geliyor, dedim ki iyi de beni neden kapidaymis gibi arayip depar attirdiniz, ay pardon vs. sonra 51 lira tutan alisverisimin 100 tl verecegimi defalarca belirttigim para ustunu getirmemis, altmis ustu getirmisim deyip gozume bakiyor. hah, iste bu noktalarda cin-net getiriyorum, ulan tatli su kurnazi, bu hayatta bir senin kafan calisiyor di mi diye torbalarla dovesim geliyor. adama dedim ki, "madem zoraki bahsis vericem (ki normalde hic problemim yok) 55 ustu verin." lutfen bozuk cikartarak verdi, of pof gitti. bende asfalyalar tamamen atti, direkt sikayet hattini aradim, dedim boyle boyle, bahsis essek degilsem zaten verirdim de enayi muamelesi cirkin. 444lu bir numara. kiz super cikti yerden goge haklisiniz vs. bu dun oluyor.

    bu sabah bir embesil aradi, pro hanim siz misiniz buyrun benim. migrosun bilmem ne muduruyum, ben elemanla konustum, iki tane rahatsiz oldugum nokta var. dedim ki siz kavram kargasasi icindesiniz sanirim, sikayetci benim. sabah sabah arayip dalga mi geciyorsunuz, ben sikayet ediyorum, aciklama yapmak icin geri arayip sizin iki sikayetiniz oldugunu soyluyorsunuz, bu cercevede sizin sikayetci oldugunuz nokta olamaz, ciddi degilsiniz di mi? on kere ozur dileyip kapatti.

    sikayetci derken diyor, sunu demek istedim, ustundeki bozuk para bitebiliyor, bunu ozel yapmamistir, sonucta buradan ekmegini yiyor. kamera ne tarafta lan diyecektim en son, helal. abi, is ahlaki olani bulursam dedelere mum yakmakla kalmayip eve caya davet edicem, vallaha. sonum ahlakli bir migros calisaniyla bence. geldik mi buradan da siparisleri getirenin yeterince yakisikli olmamasi yuzunden, triskadan yaptigim sikayete? oooh, disko. peki ya bu entryi delil kullanip da bak triskadan denme ihtimaline ne demeli? kucuk manyakliklar diyelim diyorum. migros, sen haksizsin i.

    isin en kotusu de su: bundan sonra nasil ic rahatligiyla siparis vereyim? ne bileyim artik adamin gelmeden salami kicina surmeyecegini? veyahut zeytinleri tek tek yalayip geri koymayacagini? sanalmarket ruyasi da baslamadan bitti. en kotu karsi komsuma ismarlatayim, adam gidince torbalari devralayim diyorum. cok yalnizim be atam.
  • artık kullanmayacağım market zincirinin sanal marketi

    siparişi oluştururken her ürün var güzel. siparişi verdik 4 gün sonra getirecekler. boşa markete gidip kalabalığa dahil olmayacağız diye mutluyuz.
    teslim günü aradılar özel bir numaradan
    msm-ürünlerin çoğu yok isterseniz iptal edin dediler.
    b-yok dedim iptal etmiyorum bu ürünler stoklu satılıyor nasıl olmaz hala kalmadı diyorlar o zaman ordan stoksuz mal çıkışı yapıyorsunuz yoksa küçük market değil ki stoğunda olmayan ürünü satışa koysun dedim yine
    msm-yok efendim dediler.
    b-ben dedim olanları gönderin o zaman
    msm- ama bugün teslim edemiyoruz çok yoğunluk var isterseniz iptal edin dediler.
    b- yok iptal etmiyorum ne zaman getirebilirseniz getirin dedim.
    msm- tamam efendim yarın getirebiliriz dediler.

    iyi tamam güzel bakalım ne gelecek derken yarın oldu bi mesaj geldi.

    sayin kenttacdis, 242,05 tl'lik 44561652 no'lu migros sanal market siparisiniz varsa buna bagli ek siparislerinizle iptal edilmistir. b002

    ben yine aradım sitem ettim stok olmadığı için iptal ettik dediler aynı anda açtım migros sanal marketi hala satıyorsunuz dedim yetkiliyle görüşmek istedim güya bildirdim efendim yöneticimize ilettim sizinle iletişim kuracaklar dedi telefondaki müşteri temsilcisi ama ne arayan var ne soran.

    güvendik mağdur olduk. migros hemen ile de benzer şeyleri birkaç kez yaşamıştım. bir daha migros mu asla. ne macrocenter ne migros. bim marketin filesi bile daha kurumsal kötü şok bile daha kurumsalmış onu gördük. eskiden kıyaslama gereği duymazdım nereden nereye
hesabın var mı? giriş yap