• tolgahan çoğulu nun icad ettiği bir gitar türü. standart perdeli, 6 telli gitarlardan farklı olarak, 8 telli ve perdeler arası boşluklar ayarlanabilir. değişik ve nispeten serbest bir gitar.

    http://www.youtube.com/…v=myk_pf9wtre&feature=share

    çıkış noktası için (bkz: mikrotonal müzik)
  • serdar ortaç'ın dediği gibi hepi topu 7 notamız var. bunlar do, re, mi, fa, sol, la ve si. bir do'dan diğer do'ya gittiğimiz zaman bir oktav elde ediyoruz. batı müziği'nde bu 7 notanın arasında bir de yarım sesler var, yani diyezler.

    do, do diyez, re, re diyez, mi, fa, fa diyez, sol, sol diyez ve si. (mi ve si'nin diyezleri yok)
    (bir oktav içinde, her biri birbirine eşit mesafede, toplam 12 yarım ses)

    aha işte şu anda batı müziğinde kullanılan bütün notalar bunlar. iki nota arasında sadece yarım ses var.
    piyanoyu gözümüzün önüne getirelim. beyaz tuşlar do,re, mi, fa, sol, la ve si oluyor, siyah tuşlar da diyezler. piyanonun sol başından sağa doğru kalından inceye doğru oktav oktav gidiyoruz. tüm matematik bu. peki ama türk musikisindeki makam müziği ve koma sesler olunca bunları nasıl çalacağız bu batı enstrümanlarında?

    bildiğiniz üzere bizim müziğimizde batı müziğinde çalınamayacak bir takım ara sesler mevcut. bu seslere özellikle türk sanat müziği ve türk halk müziği'nde sıkça karşılaşıyoruz. elimize şu an bir klasik ya da elektro gitar alsak, bu enstrümanların sahip olduğu perde sistemi nedeniyle bu mikroton sesleri çıkaramayız(bunu sağlamak amacıyla yapılan bir takım teknikleri bu tanımın dışında tutuyorum). dolayısıyla da mikrotonal gitarda perdelerin arasına perdeler eklenerek bu koma sesler elde edilmek istenmiş. hatta ayarlanabilir mikrotonal gitarda, tellerin altında bulunan kanallar sayesinde bu ek perdeler hareket ettirilebiliyor.

    isterseniz bu mikroton konusunu biraz daha derinleştirelim. sedat ergin'in 2013'te hürriyet gazetesinde yayınlanmış olan yazısından konuyu desteklemek adına alıntılama yaparsak eğer:

    "batı müziğinde 17’inci yüzyıldan itibaren ‘eşit tempere’ (eşit taksimat/equal temperament) sistemi kullanılıyor. bu sistemde kalın do sesinden bir sonraki ‘do’ya gidene kadar olan güzergah 12 eşit sese bölünüyor. bunları (do/do diyez/re/re diyez/mi/fa/fa diyez/sol/sol diyez/la/la diyez/si/do) diye adlandırıyoruz. burada bir oktav içinde her biri birbirine eşit mesafede toplam 12 yarım ses yer alıyor. piyano, akordeon ve ayrıca perdelerin birbirine eşit olduğu gitar ve mandolin eşit taksimat sistemine göre düzenlenmiş çalgılar. oysa doğu’nun sınırlarından içeri girdiğimizde bambaşka bir ses dünyasının içine adım atmış oluyoruz. bizi farklı bir ses yazılımı, farklı bir ses atlası bekliyor. batı’da bir oktav arasında 12 eşit aralıklı ses ölçü alınırken, doğu’da hem bu sesler kullanılıyor, hem de bunların arasında gizlenmiş çeyrek, çeyrekten de küçük değerlerle ifade edebileceğimiz koma, yani ara (mikrotonal) sesler de bize göz kırpıyor. klasik türk musikisinde ise bir tam ses tam 9 aralığa bölünüyor."

    "batı’da klasik müzik, pop, rock ya da caz türlerinde bütün eserler -istisnalar hariç- 12 ses değeri üzerinden bestelenirken, osmanlı makam müziğinde 24 ses üzerinden oluşturulan makamlarla daha zengin bir seçenek çeşitliliği var. batı’da do ile re arasında ara ses olarak yalnızca tek bir ses (do diyez) var, türk musikisinde ise komalar nedeniyle 3 ara ses. enstrümanda çalgının sapında milimetrik farklarla, nüanslarla basarak çıkarttığımız bu komalı sesler oluşturdukları doku ve renk farklılığı üzerinden bambaşka bir ses dünyası ve duygu iklimi yaratıyor."

    bu güzel yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz:
    http://www.hurriyet.com.tr/…krotonal-gitar-22934670

    bu da tolgahan çoğulu'nun resmi sayfasında paylaştığı bilgiler:
    http://www.tolgahancogulu.com/mikrotonal-gitar/

    yani şunu öğrendik esasında. batı müziği barok dönem'den beri, yaklaşık 400 yıldan beri bu eşit aralıklı akort düzenini(tampere gam) kullanıyor. johann sebastian bach'tan beri akort sistemine bir standardizasyon getirilmiş. kulaklarımız hep mikrotonsuz müzikler dinlemeye alışmış. halbuki batı müziğinde barok dönem'den önce rönesans dönemi'nde bu mikrotonal müzik kullanımı da mevcutmuş. tolgahan hoca'nın da bu amaç için üretilmiş 2 çeşit gitarı var. üstte yazdığım gibi tekinin perdeleri sabit, diğerinin ise tellerin altındaki kanallar sayesinde bu ek perdeler çekiç yardımıyla hareket ettirilebiliyor. bunun haricinde çift taraflı bantla perdeler arasına ek perde yapıştırma yöntemi de var. yani mesela siz, kendi gitarınızda bir perdenin 3'te 1'ine bu ek perdelerden yapıştırırsanız pekala mikroton elde edebilirsiniz.

    esasında tolgahan hoca'nın altını çizdiği ve vurguladığı nokta, mikrotonal müzikle çok daha zengin ve leziz bir tat alınabileceği gerçeği, hem de bizim gibi bu yönde inanılmaz zengin kaynağa ve ilhama sahip coğrafyalarda. belki bizim yapamadığımızı kilometrelerce uzaktan anlayarak gerçekliştirmiş king gizzard & the lizard wizard var mesela. sözün özü tolgahan çoğulu çok açık bir şekilde bu mikrotonal gitarın tüm dünyada daha da popülerleşmesine ve gelişmesine ön ayak oldu diyebiliriz. kendisinin youtube videolarına yabancılar tarafından epey ilgi var. dünya'nın dört bir yanından seminerlere ve konserlere çağrılıyor. kendi youtube kanalında mikrotonal gitar yarışmaları düzenliyor. onun istediği şey, pop-rock-jazz demeden mikrotonal müziğe daha çok ilgi duyulması, özellikle türk rock gruplarının mikrotonal gitarı daha çok kullanması, ülkenin müzikal köklerinden faydalanılması şeklinde belirtebiliriz.
  • ilk defa şimdi haberim oldu, bu da benim ayıbım. ilkin bunu bir belirteyim.

    fikir çok güzel, emek hakeza. fakat kullanımının oldukça zor olduğunu düşünüyorum. zira daha ziyade türk müziği ile ilgiliyim; gitar ve ud çalıyorum. aklıma takılan birden fazla soru var. bunlardan ilki fretlerin ayarlanma olayı, ki burada milimetrik hareketlerden bahsediyoruz. türk müziğinde iki nota arasında (farz-ı muhal do ile re arasında) dokuz farklı ses var. şimdi biz bu fretleri nasıl ayaralıyor olacağız? çünkü belirttiğim gibi, milimetrik hesaplar söz konusu.

    bir başka soru, gitar ve türk müziği kavramı. neden gitar? uşşak ve hüseyni perdesi olmadığı için böyle bir girişimi anlayabiliyorum. ama, perdesiz gitar varken, neden böyle bir girişim oluşmuş? bu şey gibi biraz, uda perde takmak gibi.

    çalma konusunun çok zor olduğunu düşünmüyorum, zira çok sesli bir müzik olacağı için buna ortalama üstü bir gitarist kolay alışacaktır. beni düşündüren bu sazdan tam anlamıyla verim almak ve akort olayı çok düşündürücü. adeta bir kanun akortlamak kadar zor geldi gözüme nedense.

    ve fakat tebrik kere tebrik ediyorum. fikir harika, işçilik çok iyi. bir gün bu gitarı çalmayı çok isterdim. özellikle saba ve beyati makamında neler ortaya çıkardı, çok merak ediyorum. ellerine sağlık diyorum, hem fikri bulanın hem de luthier'in. böyle şeyler lazım zira.
  • walter vogt'un gitarda entonasyon problemlerini çözmek için icat ettiği hareketli perdeli vogt gitarından esinlenilerek , tolgahan çoğulu tarafından geliştirilmiş , yapımı ekrem özkarpat tarafından tamamlanmış innovatif gitar.

    alışılmışın aksine 6 değil 8 teli var, tüm tellerin altında kanallar mevcut, ve bu kanallar üzerinde perdeleri söküp takarak hareket ettirebiliyorsunuz. bu şekilde, gitar ile türk musikisini makamı bozmadan icra etmek mümkün olabiliyor.

    aynı şekilde perdesiz gitarda makam müziklerini gitarla icra etme yöntemlerinden biri gibi görünse de, perdeleri olmadan klasik gitar kendi sesini koruyamaz ve ud-gitar arası bir ses cıkarır. mikrotonal gitarda ise böyle bir sorun yoktur. makam müziklerini klasik gitar sesiyle dinlememize olanak sağlar.

    aynı zamanda bu güzel enstrüman ,georgia tech üniversitesi’nde düzenlenen 2014 margaret guthman müzik enstrumanları yarışması’nda birincilik ödülü almıştır.
  • şerefsizim aklıma geldiydi. güzel bi şeymiş. akord standartlarını geliştirirlerse benzer tekniklerle tüm tarzlarda müzik yapılabilecek bir enstrüman.
  • 15 yıldır perdesiz enstruman çalan birisi olarak tasarım projesinde yer aldığım gitar türü. perdesiz enstruman öğrenmek bir yaştan sonra çok zorlaşıyor ve çok sabır ve disiplin gerektiren bir şey.
    bir diğer sorun da batı müziği olmayan müziklerin parmak algoritmalarını kaslara ve kulağa öğretme zorluğu. diyelim ki batı müziği sistemini öğrendin ve hem kulağın hem kas hafızan perdesiz enstrumanda doğru notaya basmana yardımcı oluyor ama ya diğer müzikal sistemler ne olacak? mesela saba makamında bir şarkı çalmak istesen onu öğreneceksin sonra başka bir makamda farklı sesler var onları çalmak için tekrar tekrar tekrar kulağını ve parmaklarını alıştırman lazım. artık kimsenin bu kadar sabrı ve zamanı yok.
    mikrotonal gitar çok büyük bir kolaylık sağlıyor bu durumda.
  • bu mükemmel bir çalışma ve çok kişinin dikkatini çekeceğine inanıyorum. tolgahan'ı da daha sık göreceğiz, mutlaka. saygılar ve başarılarının devamını dilerim.
    oh be, bööle şeyler ümitlendiriyor beni.
  • tasarladığı gitarı anlattığı videoları (part 1-2) tabiri caiz ise nefes almadan izledim.

    bir kere, ses kaydı çok güzel, gitarın tüm dolgun tonu duyulabiliyor, eklenen 2 bas tel de apayrı bir ahenk katmış. ilk başta uzay gemisi gibi görünse de gitarın sapı, kulağımızın alışık olduğu komalar ile ve icranın da ustalığıyla hemen kanıksanan bir hale bürünüyor.

    ama part iki ise bambaşka bilgiler veriyor. şu anda müzikte kullandığımız tampere gam, yani bir oktavın 12 eşit sese bölünmesi, o gamda bazı seslerin kötü tınlamasına sebep olmaktaymış. bu bölünen aralıkları, doğru düzene göre değiştirdiğinde ise bu bozuk sesleri tolere etmekte. aralıklardaki farklar ise bir oktavın 1200'de biri olan sent hassaslığında yani mikro düzeyde. yani diyelim ki, la telinde 7. perde de bir harmonik vurduğumuzda mi sesi alırız ama bu mi sesi perde üzerinde bastığımız mi sesinden farklı bir kaç sent farklı olmakta. hatta herhangi bir gitarın entonasyonu da tamamen bununla alakalı diyebiliriz. tabii ki doğduğumuzdan beri eşit tempereman diziye alışan kulaklarımızın bunu farketmesi sanıyorum ki imkansızdır. kısaca bu gitarla gitarist, bir karar sesinin ilgili gamındaki bozuklukları, değişken perde yapısı ile düzeltebilmektedir.
  • şurda klasik türk müziğine güzel bir örnek var. komalar eser çalınırken değiştirilemese de, gayet başarılı bir enstrüman olmuş.
  • ölürsem yazıktır eserindeki tınılar ile farklı diyarlara götüren enstrüman. ne kadar geç öğrenmişim cahilliğime yanayım.
hesabın var mı? giriş yap