• pulp soundtrack hadisesinde lokum gibi sarkilariyla goz doldurmus bir gruptu; diye aciklama yapilacak olunsa like a friend ile beraber ornek gosterilmesi farz olan sahane sarkidir. sozlerine bakilip bir bekar evi betimlemesi yaptigi sanilabilir jarvis cocker'in ; artik bilemeyiz neyden ilham aldi da yazdi bu cennetten bir koseyi andiran yerin tasvirini.
  • ikinci dunya savasinda ilk bombalanan londra mahallesi. aslen bank civarini bombalamaya calismistir almanlar. bu yanlis bombalama yuzunden dogu londra'ya uzun sure yatirim yapilmamistir, fakir kalmistir diger semtlere kiyasla.
    (bkz: bow)
    (bkz: stratford)
    (bkz: bethnal green)
    (bkz: stephney green)
    (bkz: victoria park)
  • montreal, mile end kanada'nin hipster baskenti olarak anilsa da hipster trendinin azalmasiyla tekrar eski alternatif havasina burunmekteymis. mtlblog oyle diyor. sanirim vancouver'dan sonra yeni evim olmasi muhtemel montreal'in yasayacagim kosesi.

    bilenler detay vermek isteyenler yaksin yesili basarim sukuyu.
  • montreal'de st.laurent caddesinin kuzeyinde kalan, genelde italyanlarin yasadigi kucuk bir bolge.
  • **

    we didn't have no where to live,
    we didn't have nowhere to go 'til someone said
    "i know this place off burditt road."
    it was on the fifteenth floor,
    it had a board across the door.
    it took an hour to pry it off and get inside.
    it smelt as if someone had died;
    the living room was full of flies,
    the kitchen sink was blocked,
    the bathroom sink not there at all.
    ooh,
    it's a mess alright,
    yes it's mile end.
    and now we're living in the sky!
    i'd never thought i'd live so high,
    just like heaven
    if it didn't look like hell.
    the lift is always full of piss,
    the fifth floor landing smells of fish
    not just on friday, every single other day.
    below the kids come out tonight,
    they kick a ball and have a fight
    and maybe shoot somebody if they lose at pool.
    ooh,
    it's a mess alright,
    yes it's mile end.
    mumbled mutterings... you love it...
    oo-ooh
    nobody wants to be your friend
    'cause you're not from round here,
    ooh
    as if that was something to be proud about.
    the pearly king of the isle of dogs
    feels up children in the bogs.
    down by the playing fields,
    someone sets a car on fire
    i guess you have to go right down
    before you understand just how,
    how low, how low a human being can go.
    ooh,
    it's a mess alright,
    yes it's mile end.
    don't do that! leave it out!
    bababa...
    lalala...
  • dogu lonrda* 'nin bir mahallesidir, mile end tube station'da central line, hamersmisth and city line ve district line trenleri gecer. londra'nin pek guvenli olmadigi soylenen bir muhitidir, bir sene buraya 10 dakka yurume mesafesinde yasadim, istanbul'dan daha guvenli. queen mary university of londonmile end underground istasyonu ve stepney green istasyonunun tam ortasinda bulunur. civarda yasayacaklara tavsiyem hava guzelse aksam ustu kanal* kenarinda yuruyus yapmalari
  • o kadar çok arap fışkıran veya müslüman fışkıran bir yer ki, bir müslüman olarak ben bile lan sikmeseler bari diye iç geçirmiştim.

    bir de çok gariptir, londra genelinde, kadınların öyle size bakmama, kafası önde yürüme adeti yokken. burada yürürken kadınların (ingiliz olanlarından bahsediyorum) gayet sadece önlerine baktığı, çok fazla kontakt kurmadığı dikkatimi çekmişti. demek ki onlar da doğal olarak bir savunma mekanizması geliştirmiş.
  • yok ya, hala bc'deyim
  • islami bir londra semti. kötü binalar, arapça tabelalar, grafitilerle doludur.
  • londrada bir stadyum.
hesabın var mı? giriş yap