• türkiye'yi sadece ekşi sözlük, forumlar, nişantaşı ve alsancak'dan ibaret gören bazı vatandaşlarımızın sürekli telaffuz ettiği cümle. ama ülke insanımızın büyük bir kısmının tek derdi ayfon vs samsung karşılaştırması değildir. hayatta kalmak için telefon ve arabadan önce barınma ve gıda gereksinimleri vardır.
  • sözlük ahalisinin para sıçmasına fakir fukara tayfanın koyduğu isyanın tezahür biçimi. aynı sözlük yazarları 4 yaşında okuma-yazma öğrenir, 3 yaşından beri de metal dinler. okula başladıktan iki ay sonra harflerin yarısını anca öğrenebilmiş, orhan gencebay ve neşet ertaş ile büyümüş biri olarak gıptayla başarılarını takip ediyorum.

    baş ucumdaki kısa anadolu'yla tüm sözlük kızlarına selam ederim.
  • kredi kartlarının icadından bi haber insan cümlesi.

    para mı kaldı lan artık. banka direk alıyor hesaptan mayışı. yok para falan.
  • lanet olsun hep bu millet ben olurum. babam bizi elit elit golf sopasıyla döverdi. siz fakirleri kemerle dövüyolar tabi dimi?
  • ben de boyle diyordum izmirin gobeginde yaşayan biri olarak.

    geçen ankaranın varoş bir semtine gittim.

    oğlum bi an tofaş şahin cup var sandım. hayatimda bu kadar şahini bir arada en son 1992 yılında taksim taksi durağında görmüştùm.

    ben ki abi artik millet zenginledi ya, ucuz araba bile kalmadi piyasada bak diyordum.

    amina koyim meger varoş görmemişim ben.
  • her köprü trafiğinde dile getirdiğim cümle.

    arabasını geç benzini de var bunun.
  • tepki olarak "türkiye'yi nişantaşı ile alsancak'tan ibaret sananların yanılgısı" gibi bir cevabın yetersiz kaldığı haklı serzeniş. bu ayfon, blekberi muhabbetleri nişantaşı ile alsancak sınırlarını çoktan aşmış, artık sadece zenginin değil, züğürdün de kesesini işgal etmiş durumda. asıl bu gerçeği görememek bana biraz acizlik gibi geliyor.

    peki, nasıl oluyor da oluyor? bakın, şöyle açıklamaya çalışayım: obezite nedir mesela? "fazla yemek yemek" gibi bir tanımlama yeterli olur mu? hayır, olmaz. zira obezite, "fazla yemek yemek"ten daha çok, "fazla sağlıksız yemek yemek"tir. "fazla yemek yemek" sırf zenginlerin işidir diyebiliriz. "fazla sağlıksız yemek yemek" için zengin olmaya gerek yoktur. bunun için amerika birleşik devletleri'ndeki sağlık araştırmalarını örnek gösterebiliriz: araştırmalara göre abd'de obezite konusunda rekoru elinde bulunduran etnik sınıf siyahlardır. siyah nüfusun %60'ı obeziteden muzdarip - siyah kadın nüfusunda ise bu oran %78'e çıkıyor. bu siyah nüfus aynı zamanda abd'nin en fukara kesimini oluşturuyor.

    bu ayfon ve samsun olayını da ben sağlıksız yemeğe benzetiyorum. abd ve türkiye gibi tüketiciliğin ilahlaştırıldığı, aptallığın medya eliyle, özellikle fukara sınıflara yönelik, norm haline getirildiği, hak arama ve sistemi sorgulama dürtülerinin görüldükleri yerde ezildiği ülkelerde, fakir fukara için ayfonlar ve samsunlar, aynı hamburgerler ve kızarmış patatesler gibi, hayatlarındaki kocaman bir boşluğu doldurmanın en kolay yoludurlar. bir babanın ayfon için parası olmayabilir, ama ne yapıp edip (artık 6 ayrı bankadan 10 ayrı kredi kartı mı alır, ne yapar, bilemem) magazin programlarının, dizilerin, acun'un yarışma programlarının parlak dünyalarında herkesin elinde olan o ayfon'u aylardır zırlayan 10 yaşındaki kızı için alacaktır, çünkü o kızı başka türlü, entelektüel düzeyde tatmin etme yolunu görmemektedir, ne kendisinde ne de aile ve çevresindeki diğer insanlarda buna yetecek bir kapasite vardır. bu kapasite, kapitalizm ve beraberinde getirdiği tüketim manyaklığı ve aptallığın norm haline getirilmiş olması sayesinde ortaya çıkmadan yerle bir edilmiştir.

    yani, ortada bence bir tezat yok. vatandaş aç, vatandaş işsiz, vatandaş sendikasız, vatandaş evsiz-barksız, ama vatandaşın karnında hamburger, elinde ayfon var.

    edit: beyninde de var. "ayfon beyinli". tutar bu.
hesabın var mı? giriş yap