• duyduğum zaman varlığına inanamadığım ama bir şekilde siyasi yelpazemize yerleşmiş "ulusalcı" kelimesine vaktiyle bulduğum karşılık.

    rahmetli dedem beni tdk’nın icat ettiği kelimeleri anlayacağı bir dile çevirmeye memur etmişti ömrünün sonuna doğru. zor bir işti tabii bu. ama hazretin bir kaç yabancı dil bilmesi ikimizin de işini kolaylaştırıyordu. gerçi sonraları bu işi keşke hiç yapmasaydım; ola ki tdk icadı her kelime zavallının ömründen bir iki ay çaldı mutlaka diye düşünmeden edemedim. neyse… ulusalcı konusunda aramızda şöyle bir konuşma geçmişti :

    - evladım nedir şu ulusalcı dedikleri ?
    - galiba milliyetçi demek istiyorlar dede.
    - neden açıkça milliyetçi demiyorlar ?
    - bu sıfatı mhp’liler kaptılar ya. bu ulusalcılar solcu aslında, o farkı belirtmek için.
    - evlâdım, türkçede sıfattan sıfat üretilmez milliyet’e tekabül eden kelime "ulusal" değil türkçede.
    - ulusal, millî demek oluyor, değil mi dede ?
    - evet evladım. cin gibisin maşallah!
    - peki ulusalcı için millici desek.
    - olmaz evladim. millîci ancak millî ile ilişkiye geçebilen, millî ile ilişkiden haz alan kimselere denir.
    - nasıl yani ?
    - manken ismi mi saydırmak istiyorsun evlâdım bana?
  • başlangıçta yorgun, yılgın ve dağınıklık içinde bulunan milliciler, 1918-1923 arasındaki beş yılda ve giderek artan biçimde, anadolu’da etkili bir direniş hareketi yaratmayı başardılar. gerçekleştirilen çok yönlü ve etkili eylem, bir mucize değil, ustaca tasarlanmış sistemli ve örgütlü bir eylemin doğal sonucuydu.

    istanbul’da, bilgi toplamadan cephane baskınlarına, anadolu’ya adam göndermeden silah saklamaya, propagandadan para bulmaya dek her tür eylem yapılıyordu. camilerin pek çoğunun bodrumları, savaş malzemesi deposu haline getirilmişti.

    ankara’ya kaçışın ilk durağı üsküdar sırtlarındaki ‘özbekler tekkesi’ydi. karakollardan, kışlalardan, askeri depolardan silah ve malzeme ‘kayboluyor!’ du. 1921 martı’nda davutpaşa kışlası’ndan el bombaları ve makineli tüfekler ‘çalınmıştı!’.

    ermeni yetimlerin yerleştirilmesi gerekçesiyle, okullardan çıkarılan kuleli askeri lisesi’nin 800 öğrencisi, götürüldükleri maçka kışlası’nın cephanesini neredeyse boşaltıp m.m.’e teslim etmişti. aynı işi beylerbeyi jandarma okulu öğrencileri de yapmıştı. yeşilköy çobançeşme cephaneliğinden 250 bin mermi, haliç’teki karaağaç silah deposundan 500 sandık cephane ‘yok olmuştu!’…

    kaynak: mustafa kemal ve kurtuluş savaşı*
  • kazım karabekir ile milliyet gazetesi üzerinden polemiğe giren atatürk'ün milliyet gazetesinde yazarken kullandığı takma isim. nasıl diyor siz? nick!
  • son zamanlarda ortada dolaşan yerli ve milli lafını söyleyenlere verilebilecek isimdir. fakat ve ancak bu kelimeyi kesinlikle haketmezler. nedeni ise yerli ve milli lafını şov amaçlı söylemeleridir. örnektir ki bunlardan birisinin* karısı (bkz: hermes) marka çanta için 210.000 türk lirası harcayabilir.
  • vakti zamanindaki siyasi baglamdaki tam anlamini merak ediyorum. basitçe halkçı mı demek idi yoksa o zamanın azinliklarini dusunursek turkcu mu demekti tam olarak.

    zira biliyorsunuz su an herhangi bir anlama karşılık gelmiyor. belki zorlasak milliyetçi diyebiliriz günümüz terimleriyle.
  • türkiye kurtuluş savaşı sırasında halk arasında milli kuvvetler için kullanılan tabir.
  • (bkz: ulusalcı)
hesabın var mı? giriş yap