• türkçesiyle minié mermisi. ismi mucidi olan fransız subayından gelir. ağızdan doldurulan ancak yiv setlerine sahip 19. yüzyıl ortası tüfeklerinin attığı konik şekilli mermidir.
  • bu merminin yerleştirilmesi tüfeğin namlusundan yapılır. şekli* itibariyle daha yüksek namlu çıkış hızına sahiptir. daha önce kullanılan küresel mermilere nazaran insana saplandığında kemik, tendon ve kaslar dolayısıyla yolunda sapma olmadan hedeflenen bölgede istenen hasarı meydana getirir.

    kaynak
  • yiv-setle birlikte ateşli silahların gelişiminde önemli bir dönüm noktası teşkil eden, yarattığı tahribatın görülmesiyle bu silahların evrimini belli bir yönde etkileyen bir mühimmat çeşidi.

    yiv-set basitçe şöyle: tıklayınız. bu nanenin keşfinden önceki namlulara "smoothbore" deniyor, smooth+bore, pürüzsüz delik. toplar da, topun ele avuca gelen bir versiyonundan ibaret karabinalar da (musket'i böyle çevirelim) böyle. yine toplar da, karabinalar da küresel mermiler kullanıyorlar.

    bu iki sorun yaratıyor. birincisi, ağızdan dolan toplar ve karabinalarda, mermiyi bir şekilde namlu boyunca dibe kadar ittirmeniz lazım. dolayısıyla namlu çapı ile mermi çapı arasında ciddi bir fark yaratmalısınız ki, harbi (ramrod) ile ağızdan dibe kadar ittirip barutun üzerine oturtabilesiniz. bu da gaz kaçağı yapıyor: ateşli silahların hemen hepsi barutun ateşlenmesiyle ortaya çıkan gazın yarattığı basıncın itme kuvvetine dönüşmesi prensibiyle çalışır. ama mermi ile namlu arasında çap farkı varsa, gazın bir kısmı o aralıktan kaçar, dolayısıyla itme kuvveti düşük olur.

    bir diğer sorun da şu: mermi namlu boyunca ileri itilir ve bırakılır. ancak aerodinamik direnç kuvvetlerini ve sair dış etkiyi yenmek için sadece bu ileri yönlü hareketi vardır. bu da isabetliliği azaltır. mesela eski oklarda gördüğümüz tüyler, aerodinamik kanunlara göre işler, okun isabetliliğini arttırırlar, aynı kanatlar gibi okun istikrarlı gitmesini sağlarlar. işte mermilere buna benzer ne verelim diyorlar, düşünüp yiv-seti buluyorlar. (rifling)

    namlunun içinde spiral şekilde girinti ve çıkıntılar (yivler ve setler) açıyorlar. bu mermiye bir dönüş hareketi kazandırıyor. havada giderken daha istikrarlı gitmesine, havayı daha kolay "delmesine" neden oluyor. fakat mermiyi hala ağızdan dolduracağız. merminin çıkıntılarını namlunun girintilerine denk getirip, namlu çapıyla hemen aynı çapta bir mermiyi ağızdan dibe kadar ittirmek zor. mesela bu görsele bakın. iki çıkıntılı bir mermiyi bu kovuklara yerleştirip aşağı ittireceksiniz, ittirirken de spiralliğe uygun şekilde dönecek falan.

    fransız bir adam, minie, buna çözüm buluyor. bu canavarı yaratıyor. ağızdan dolmalı tüfeklerde kullanılıyor, konik bir biçime, dip kısmında yiv-sete uyum sağlayıp dönme etkisini arttıracak girintilere ve tabanında barut için yine konik bir boşluğa sahip. yine ağızdan dolduruluyor, ama çapı namludan küçük, dolayısıyla hemencecik namluya yerleştirip dibe ittirebiliyorsunuz. sonra ne oluyor? yumuşak kurşun metali, dipteki konik boşluğa sıkışan ve sıcak barut gazı basıncının dolmasıyla genleşiyor. bir defa kaybı azaltıyor, bütün basınç ileri itme kuvvetine dönüşüyor. ikincisi, genleşme nedeniyle mermi eteği namlu çeperine yapıştığı için, yiv-setin dönme hareketi vermesi sağlanıyor. bu da merminin hava direncini daha kolay kırmasını, daha düz bir yol (trajectory) izlemesini, yani daha isabetli ve daha yüksek hızla, kütlesi de yüksek olduğu için daha büyük bir güçle hedefini bulmasını sağlıyor.

    sonuç korkunç. küresel mermilerle yaralananların iyileşmesi daha büyük bir oranda mümkünken, minie ball yarası ekseriyetle ölüme, en iyi ihtimalle kol bacak kesilmesine neden oluyor. sebebi şurada. görüldüğü gibi minie ball, vücuda girince dümdüz gidebiliyor, kemiğe denk gelmesi yahut etin direnci nedeniyle yolundan sapmıyor. parçalayıp geçiyor. o dönem tıbbıyla tedavisi mümkün olmayan yaralar açıyor. küresel mermiler vücuda çarptığında etin direnci nedeniyle genelde yol değiştirip kemiğe çok zarar vermezken minie ball ufak parçalara ayırıyor, kola bacağa geldi mi o organı iflah olmaz hale getiriyor. bu yaralar tedavi edilmezse hemen enfeksiyona yol açıyor, hatta bu yüzden döneminde minie ball'un bakteriyel enfeksiyon taşıdığına, zehirli olduğuna inanılmış. halbuki namlu içindeki sıcaklıkta bakterilerin hayatta kalması pek mümkün değil. insanları zehirleyen parçalanan doku ve kemiğin kangren olması. önüne de mümkünse organ kesilerek geçiliyor.

    daha sonra dipten dolma tüfeklerin icadı ve yiv-setteki gelişmelerle mermiler küçüldü, atış sıklığı arttı. ama ağızdan dolma tüfeklerin tam birer ölüm makinesine dönüşmesi minie ball sayesindedir. ondan önceki dönemde, yanılmıyorsam franklin'in bir tabur musket piyadesi yerine bir bölük okçum olmasını yeğlerim dediği kayıtlıdır.
  • amerikan iç savaşında da kullanılmıştır.

    hatta nugget noggin isimli youtuber aşağı yukarı her videosunda iç savaş kemer tokası, düğmesi, misket kurşun yanında onlarca kullanılmamış minie ball mermisi bulmaktadır. bir kısım modern av tüfeği/pompalı fişekleride benzer tasarımda üretilmektedir.
  • kabaca 1600'lü yıllardan 1850'li yıllara kadar orduların ana silahı çakmaklı tüfek(musket) olmuştur. bu tüfek ufak gülleler atmaktadır ve bu güllelerin ağırlık merkezi değişken olduğu için namludan çıktıktan sonra hangi istikamete gideceği belirsizdir. bu yüzden piyadeler ateş attı oluşturup düşman yönüne topluca ateş etmek zorunda idiler(salvo atışı).

    minie ball'ın icadı ile tüfeklere yiv açılmış ve kurşun tüfekten dönerek çıkar hale gelmiştir. hem bu dönme etkisi hem de kurşunun füze biçimli aerodinamik yapısı sayesinde çok daha yüksek menzile isabetli atış yapmak mümkün hale gelmiştir.

    amerikan iç savaşında minie ball atan tüfekler kullanılmıştır. sonuç ise tam bir katliamdır. ayrıntıları aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz.

    https://www.youtube.com/watch?v=8nr4uwioc7w
hesabın var mı? giriş yap