• rehberini hızlıca taradıktan sonra; rehberindekilerin sözde müslüman gizli deist olduğunu görünce hafiften canı sıkıldı. insanları ayrıştırayan, yaftalayan düzene küfrederken sevişme isteği ile beraber yaşama sevinci de silinip gitmiş ve yine siyasi gündeme dönmüştü.
  • ne keskin dönüştü ama! esen rüzgar alnına dökülen saçları kutladı. "peygamberlerin diploması yokmuş" dedi, saçlarına hakim olmaya çalışarak. ne saçına ne fikrine hakim olabildi, kara ve politik bulutlar egemenliğini ilana başvurdu. bir yağmur başladı ansızın diplomatik bulutlardan. tanrının diplomasız olma ihtimali düştü aklına, şüphe damlaları ruhunu ıslatmaya yetti. fırtına mı kopacaktı, bürokrasi mi engeldi denizin aşk etmesine...
  • berbat geçen bir gecenin sabahında işe gitmek için uyandı. hava tahmininden daha güzeldi.ankaraya bahar gelmişti.
  • baharın o güzel kokusunu ciğerlerine doldurmak için derin derin nefes almaya başladı. yeni uyanan tabiata da "günaydın!" dedikten sonra bugün baharın tadını sonuna kadar çıkarmaya karar verdi. karar değiştirdi, işe gitmeyecekti.
  • rehberde crayzgirl34 isimli eski sevgilisinin ismi gözüne takıldı.
    uyudun mu? diye mesaj attı.
    'uyudun mu?'
  • beyoğlu her zamanki beyoğlu gibiydi. kalabalık, telaşlı...
  • "efendim bağcılar meslekten arkadaşım hüsamettin" derken sigara sevmeyen kız aniden telefona sarıldı: "hüso bey merhabalar ben arkadaşınızın içinden aptal kız dediği kızım. ay hüso mu dedim, biliyor musunuz hüseyin diye ilkokul arkadaşım vardı, aynı zamanda komşumuzun yavrucağı. bana pazardan aldığımız minik civcivi mangal yapalım mı demişti, komedyen çocuktu. ha şimdi kasaplık yapıyor. değişmiş evet, geçen uğradım dükkanına süs kuzusunu göstererek 'şunu mangal yapalım mı' dedi akabinde '2 kilo kanat ver hüso' dedim tüm ciddiyetimle. aslında suskun ve ciddiyim. hüseyin anlatmaya başladı elinde satırla: 'biliyor musun ya da düşündün mü? bir tavuktan kaç kanat çıkıyor, 2. sen kaç kilo kanat istedin, 2. sen mangala yapabilesin diye kaç tavuk kesildiğini bir sorgula derim... süt kuzusu da var 1 kilo verebilirim'. sonra 3 kilo kanat aldım çıktım, soslu verdi sağolsun. neyse, ah iyiyim ya siz. burada iki sorun var hüsamettin beyciğim. birincisi arkadaşınız neden kapalı alanlarda sigara içiyor, ikincisi arkadaşınızın iç sesi neden bana aptal diyor ve ben bunu nasıl biliyorum? tabii, bekleriz hüsamettin beyciğim, restoranımız boğaza bakıyor"

    kız telefonda konuşurken şaşkınlıkla onu seyrediyordu ve ekledi dış sesiyle: "bağcılar meslekten arkadaşım hüsamettine selam söyleyin aptal hanım"
  • şu günlerde nevine rastlanılmayacak kadar iyi bir oluşumdu harun abi. nostaljilerde kalan yufka yürekler, onun sulu gözlülüğünde vücut buluyordu adeta. hiç unutmam bir gün, ağlarken gözü ıslandı diye daha çok ağlayan küçük kızıyla tanışmıştım. komik bir oluşumdu o da. türünü göz yaşı temasıyla devam ettiriyordu harun abi. iyi birşeydi sanırım bu.
  • bi an durdu ve "acilen litecoin almam lazım" diye haykırdı. etrafındaki insanların alaycı bakışlarından rahatsız olmamış gibiydi.

    sağa baktı, sonbaharın çıplak bıraktığı kahverengiye çalan koyu yeşil ağacın yanından hızlıca fakat dikkatli bir şekilde bulunduğu kaldırıma görece daha yüksek olan kaldırıma geçti.
  • "ya da"nın nasıl yazılacağını öğrenecektim.
hesabın var mı? giriş yap