• israilli yazar benyamin tammuz'un on dile çevrilen, ingiltere'de yayımlandığında da en iyi çeviri roman ödülüne layık görülen romanının ismi. bir aşk ve casusluk öyküsü olarak tanımlanabilir aslında, arka planda, doğu akdeniz şehirleri, kardeş halklar arasındaki düşmanlıklar, güneş ve deniz var. türkiye'de doğan kitap tarafından yayımlanmış durumda, almanca'dan minotaur isimli kitaptan çevrilmiş ayrıca... hep yaşanagelen ve söylenegelen klasik bir hikayeyi kendi hayal dünyasında evirip çevirip, zenginleştirip, güzel ve etkileyici bir anlatımla dökmüş sayfalara bence yazar. lawrence durrell romanları tadında gibi...
  • minos girit tahtına çıkmak isteyince üç kardeş arasında kavga kopmuş, ama minos tanrıların kendisinden yana olduklarını ileri sürmüş, bunu kanıtlamak üzere de poseidon tanrıdan bir dilek dilemiş, denizden bir boğa çıkarmasını istemiş ve bu boğayı da gene tanrıya kurban etmeye söz vermiş. dilediği gibi olmuş, denizden köpükler gibi ak bir boğa çıkagelmiş. minos boğayı almış, tahta oturmuş ama hayvanı tanrıya kurban etmeyi unutmuş. güzelim ak boğayı sürülerinin arasına damızlık olarak göndermiş. bu duruma çok kızan deniz tanrı, ak boğayı minos’un başına bela etmiş; bir efsaneye göre de hayvan kudurmuş , ortalığı kasıp kavurduğu bir sırada herakles’in elinden öldürülmüş, ama iş bununla da kalmamış, kralın karısı pasiphae bu boğaya doğadışı bir aşkla tutulmuş ve onunla birleşmiş. kral minos güneş tanrı helios’un kızlarından pasiphae ile evlenmişti. bir zamanlar europe gibi boğaya vurulan pasiphae ak boğayla birleşebilmek için daidalos’a bir inek heykeli yaptırır, içine girer ve gebe kalarak minotauros’u doğurur. ondan sonra da girit sarayının yaşamı karmakarışık olur.
  • daidalos, giritli kral minos’un ünlü labirent sarayını inşa eden mimardı: labyrinthos’tan çıkıp kurtulmak mümkün değildi... labyrinthos, minotauros’u barındırmak üzere inşa edilmişti. minotauros bir boğaydı: bir canavar, öfkesinden kurtulmanın mümkün olmadığı, insanları dehşet içinde bırakan bir yaratık! minotauros girit’te, bu labirent sarayda yaşardı... kral minos, atina kralı aigeus’u bir cezaya mahkum etmişti: panathenaia bayramında yarışan giritli atlet, kral minos’un kardeşi androgeos’u öldürttüğü için artık kral minos’un isteklerine uymak zorundaydı. her yıl atina gençliğinden yedi erkek ve yedi kız, korkunç boğa minotauros’a yedirilmek üzere girit’e gönderilecekti. aigeus üzgündü: her yıl siyah yelkenler çekilen bir gemiyle girit’e gönderilirdi ondört genç ve daidalos’un inşa ettiği labirent sarayda korkunç yaratık minotauros’un önüne atılırdı...
  • dokuzuncu nesil çaylak.
  • atina kralı aigeasın oğlu thiseas tarafından ölümü gerçekleştirilen canavar..hikayenin hüzünlü yanı thiseas canavarı öldürdüğü ve kazandıkları anlamına gelen beyaz bayrağı gemiye asmayı unutmasıdır. endişe içinde oğlunun dönüşünü bekleyen aigeas siyah bayrağı görünce üzüntü içinde denize düşer ve boğulur. o deniz o zamandan sonra aigea denizi olarak anılır..
  • minotauros, dalalete sapmış insan tutkusundan doğan bir canavardır. *
  • mitolojide boğa kafasına ve insan bedenine sahip bir yaratık.
  • can sıkıntısından ele alınan ve bırakılamayacak gibi görünen kitap.
  • kelime anlamı "minos'un boğası" olan, boğa başlı insan gövdeli mitolojik canavardır. babası, tanrı poseidon'un minos'a gönderdiği boğadır. annesi ise, minos'un karısı pasiphae'dir.
hesabın var mı? giriş yap