miroslav klose
-
werder bremen in robbie fowler'i.
şampiyonlar ligine katılma mücadelesi veren bremen'in gectigimiz cumartesi arminia bielefeld de oynadığı maçın 28.dakikadasında
kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda yerde kalmış onlardan seken topu geriden gelen bremenli direğe nişanlayınca alman hakem avantaj kuralı gereği penaltı noktasını gösterdi.
ne olduysa ondan sonra oldu tv8 özetindne görebildiğim kadarıyla orta hakem herbert fandel önce penaltı atışı için 18 yan çizgisine gelen yan hakemle sonra da klose ile konuştu ve penaltı kararını iptal etti. bugun gazetelerde yazdığına göre klose hareketin penaltı olmadığını söylemiş..
bırakın penaltıyı yalandan bir faul, hatta taç için türlü cambazlık yapan meslekdaşları arasından kendisini ayırıp bir guzel tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. (bkz: helal olsun sana helal olsun) -
kicker in yazdigina gore olay soyle gelismistir:
miro kaleci hain ile macin 28. dakikasinda karsi karsiya kalir. kaleci hain yatarak topa mudahele eder ve top seker. hakem avantaja birakir top ivan klasnic in onune duser klasnic in vurusunda top direge carpar hakem fandel penaltiyi gosterir. fakat miro hakeme kaleci hain in kendisinden once topa mudahele ettigini dolayisiyla penalti olmadigini soyler. hakemde yan hakemle konustuktan sonra seyircilierin isliklari arasinda penalti kararini geri alir.
simdi pozisyonu bastan alalim: mac gazozuna bir mac degil. gecen seneyi 2 kupa ile kapatan werder bremen bundesliga ve almanya kupasi yetmemis gibi avrupa dan da lyon dan 2 macta yedigi 10 golle elendi. dolayisiyla gerek futbolcular gerek thomas schaaf uzerinde bir memnuniyetsizlik mevcut. gelecek sene sampiyonlar ligine katilmak icinde gayet onemli bir mac.
olayin gerceklestigi anda skor olarak rahat bir durumda sozkonusu degil. mac 0-0 ve macin 28. dakikasi dolayisi ile samimiyetin sorgulanacagi (ki samimiyetsiz olsa bile boyle bir hareket alkislanir) bir durumda sozkonusu degil. ve mac weser stadinda mac kaybedilse tum simsekleri uzerine cekebilir.
evet 2002 dunya kupasinda iki alman forvet parladi. biri miro biri oliver neuville. miro bu hareketi ile oliver neuville ise bu sene kaiserslautern e elle attigi golle anilacak. -
aylardir bundesliga seyrederim. bütün bu seyirlerin sonunda bir degerlendirme yapsam; alman liginin en verimli ve kaliteli oyuncusu derim. sempatik kisiligi, mutevaziligi bir yana, bencil olmamasi, kafa ile oldugu kadar yerden de gayet iyi oynayabilmesi ve sürekli formda olmasi ile en begendigim futbolcudur, belki bu yuzden bayern eyaletinde ikamet edip bremen'e semapti duymam. tek basina takim gibidir. almanya'nin da en buyuk kozudur dunya kupasinda. iki senedir süper bir form grafigi yakalamistir. lincoln ile beraber istikrar abidesi gibidir.
-
bu sezon bambaşka bir top oynayan futbolcu. lig başlarken sanki beynine çip taktırmış ya da disketlen buna birşeyler yüklemişler.. en formda olduğu 2002 dünya kupasında bile top sürme ve ayakla gol atma konusunda sıkıntı çekiyordu. geçen zaman içerisinde kendini geliştirdiğini görüyoruz. iki ay sonra dünya kupasında, "alman milli takımı zayıf" diyenlere sanırım iyi bir cevap verecektir.
-
2005/06 sezonunun bitmesine bir hafta kala 26 macta 24 gol atip 15 asist yaparak muhtesem bir istatistige sahip olmustur. 2006 dünya kupasinda almanyanin tartismasiz en büyük kozudur.
-
trezegegillerden, uyuz olduumun forveti.
bu ve bunun gibiler uzun ince adamlardır. onsekiz içinde çizgi defansın sklemediği, kalecinin boş bıraktığı bölgelerde top beklerler; kalecinin ardına düşen ya da kaleciden seken topları , "sıçramadan", dizleri üzerine düşerek kafayla tamamlarlar. gol attıktan sonra gram sevinmezler; ağız kenarından "cısk" diye tükürüp santraya doğru yürürler.
ya da top kaleciyi yine geçmiştir, bunlara sadece dokanmak kalır... katiyen hafifçe dokunmazlar; "zamanlamam şahanedir, bitiriciliğim de cabası, hepsinden de önemlisi soğukkanlılğım" izlenimi vermek için ayak içiyle topun dibine abanırlar. böylelikle top kaleye 1 metreden az mesafeden havalanır, üst direğe çarpır içeri girer. hayatında gol görmemiş spiker de "harika", "muhteşem", "süper" gibi sıfatlarla öve öve bitiremez dandik golü.
bu tipleri dünya kupası gibi dev organizasyonlarda milli forma ile de görmek mümkündür. kalburustü takımlar karşısında topla ilk buluşmalarını oyuna girdikten 83 dakika sonra gerçekleştirirken ertesi maçlarda gruplarındaki arap takımlarına bir düzine gol atar, gol kralı olurlar. -
gün geçtikçe gözüme girmeye başlayan futbolcu....
sanki 80'lerden günümüze gelmiş gibi...öyle bi duruşu,tavrı ve oyun tarzı var... sade,basit ve akıllı oynuyo,boş alana kaçmada da oldukça iyi...uzun desen uzun değil,hızlı desen hızlı değil,güçlü desen güçlü değil ama bu özelliklerin hepsini de bir nebze bünyesinde barındıran tam bir golcü....kafa,sağ-sol ayak hiç farketmez..her türlü gol vuruşunu yapabilecek kapasitede...ayrıca ayakkabısı da klasik adidas...;) -
iki sezondur almanya liginin oynadigi bütün maclari konferans seklide seyretmis bir futbolsever olarak belirtmek isterim ki; almanya liginin en önemli golcüsüdür. herseyden önce istikrar abidesidir. profosyonel olduktan sonra ilk golunu attigi werder bremen'e ailton sonrasi transfer olmus ve hic kimse bir daha ailton'un adini anmamistir. ki o zamanin ailton'u bremen'i sampiyon yapmis, gol krali olmus bir isimdir. üstelik bremen klubü ailton'un istedigi parayi -alamadigi icin schalke'nin yolunu tutmustur- klose'ye verirken ciddi bir risk almistir seni sampiyon yapmis gol kralini gönderirken pek coklarinin elestirdigi klose'yi takimin basina getirmek gibi.. biz hikayeye bastan baslayalim.
09.06.1978 polonya dogumludur. genetik olarak son derece uygun ortamda dünyaya gelmis. babasi profosyonel ve iyi futbolcu, annesi milli hentbolcu. önce fransaya 9 yasinda da almanya'ya göc etmis aile. babasi fransa'nin auxerre takiminda oynamis ünlü bir futbolcu olan josef klose olmasina ragmen, kendisi futbola cok gec baslamis ve kaderini degistiren adam da su an yunanistan milli takiminin da basinda bulunan almanyanin en iyi teknik direktörleri arasinda gösterilen otto rehagel'dir. düsünün ki, bugün dünya kupasinda gol kralliginin en buyuk adaylarindan ve alman milli takiminin ballack ile beraber en önemli oyuncusu olan klose, 22 yasina kadar kaiserslautern'in amatör takiminda oynuyordu. o günlerde olaf marschall formasiyla a takimini seyrederken rehagel ile bizzat gidip konusup bir kere dahi olsa a takimi ile antrenmana cikma izni istemis ve bu sekilde baslamistir yükselisi.. rehagel'in büyük katkisi ile kaiserslautern a takimina dahil olan klose'nin gösterdigi performans sonrasi dogdugu ve yasadigi ülkelerinin teknik direktörlerinden "milli takim" cagrisi aldi. bir yandan rudi voller, diger yandan o dönemin polonya teknik direktörü jerzy engel kloseyi kadrosuna katmak icin caba gösterdi. sonunda karari almanya milli takiminda oynamak oldu ve 2002 dünya kupasina alman milli takimiyla boy gösterdi. suudi arabistan'a attigi üc kafa golü ile dünya futbol arenasinda yerini aldi. zira ismi artik tarihe gecmisti.. attigi bes kafa golü sonrasi-ronaldo'nun arkasindan gol kralliginda ikinci olurken, juventus ona 15 milyon dolar gibi bir fiyat biciyordu.
bir sekilde kaiserslautern ile yollarini ayirmayan klose, özellikle yerden etkisiz, kafa topu disinda oyuna katkisi yok gibi elestirilerin oldugu sirada basta belirttigimiz üz're sampiyon bremen'e bes milyon dolar bonservis karsiligi gol krali ailton'un yerine transfer edildi. iki yildir bremen'in en etkili oyuncusu ve alman milli takiminin tartismasiz bana göre en degerli oyuncusudur.
2002 dünya kupasinda filelere gönderdigi bes kafa golü, ayni zamanda bir wm rekorudur. yalniz o bu rekora inat bir daha alman milli takim formasiyla kafa golu atmayacaktir. "yerden etkisiz" diyenlere inat, takimin en cok penalti yaptiran futbolcusu ve asist krali olacaktir. istatistik ise soyle diyor; su entry'i yazdigim ana kadar bu sene icerisinde alman ligi, alman kupasi, sampiyonlar ligi, dünya kupasi dahil bütün maclarda soyle bir ortalamasi vardir; toplam 52 macta biri penaltidan olmak üzere 39 gol 22 asist ile oynamistir. her 109 daikada bir gol atmis.
her zaman herseye kosullardan dolayi hep gec baslamis. fransa'dan almanyaya gelisi sonrasi dil bilmedigi icin dördüncü siniftan ikinci sinifa gecmek zorunda kalmasi, owen'larin rooney'lerin aksine 22 yasina kadar degil mili takim a takimin dahi yüzünü görememesi.. ama gelin görün ki dünya kupasi tarihinin en golcüleri arasindan 9 golle simdiden yerini almistir. ola ki almanya finale cikar, miroslav klose de 14 gollü gerd müllerin, ronaldo'nun dünya kupalarinda toplamda en cok gol atan futbolcu rekoruna ortak olacaktir.
futbolu, takima katkisi ise soyledir;
klose, ceza alani icerisinde kendisine gelen topu en iyi ve etkili sekilde degerlendirir. topla bulsutugu anda adam eksiltme, topu o sikisiklikta ve kalabalikta en iyi yere gönderme, son vurus, kafa toplarindaki hakimiyet ve sessizligi/mütevaziligi/örnek davranislari ile her yönden bir takime maksimum fayda verir. fair play demis iken; (bkz: #7549713) o sadece bir son vurus ustasidir/belescidir gibi fikri olanlar klose'yi bir ya da iki kez izlemistir yasami boyunca. zira o gole giden yolda takimin en önemli adimidir. bu yüzden sadece gol krali olmadi, ayni zamanda asist kralidir da. topsuz degil topla cok iyidir.belesci degil, akillidir ve topu sever.
son ve ek olarak dünya karmasini aktaralim klose'nin. 4-3-3 oynatiyor.
kalede: buffon.
defans dörtlüsü: roberto carlos, nesta,thuram,salgado
orta üclü: ronaldinho, zidane,nedved
ileri üclü;ronaldo, van nistelroj,ljunberg. -
sessiz sedasız ronaldo yu kovalayan forvet. dün itibari ile dünya kupalarındaki 10. golünü attı. bu hızla devam ederse turnuva bitmeden ronaldo yu ve dahi pele yi yakalayabilir.
-
iki farkli dunya kupasinda 5 gole ulasmayi basaran ikinci futbolcu. ilki perulu cubillas'tir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap