• bir anlatinin indirgeme yoluyla, yapitin tumune gonderme yapmasi. boylece yapitta birden cok anlam katmani ve bakis acisi olusur. daha sonra gerceklesecek bir olay icin ayrintiya veya detaya dikkat ceker. turkcede "erken anlatim" olarak gecer.
  • rüyada rüya görmek, bilgisayar ekranında aynı ekranın olması ve bunun sonsuza kadar iç içe sürmesi ya da bir yağlı boya resimde yine bir yağlı boya resim olması gibi durumlara mise en abime denir; olmadı mise en abyme denir. mizanabim diye de okunur.
  • gecekonduda oturup da sarayda gibi düşünemezsiniz demiş adam ama işte biraz oluyor gibi.. nitekim en azından saraya geçmek için çaba harcıyorum.

    neyse işte geçen evin oradaki parktayım, parkta oturup lunaparklar konusunu düşünüyorum. ne olacak bizim bu parklar, diye düşünürken parktayken parktaki parkı düşünmek de bir mise en abyme sayılmaz mı derken bir kedi gelip kafamı dağıttı. insan genelde içinde olduğu ya da bakıp da gördüğü şeyi değil içinde olmadığı, olamadığı, göremediği şeyleri düşünür kabul. ve fakat parkta oturup arpacı kumrusu gibi park konusunu düşününce tuhaf oluyor ve bu da bir nevi mizanabim falan derken aklıma bir de şey geldi. ney geldi? küçükken tüm dünyaların ve evrenin canlı bir yaratığın hücreleri, akyuvarları, kan hücrelerinden falan oluştuğunu, galaksilerin dokular, nebulaların organlar olduğunu düşünüp de neşelendiğim geldi.

    tüm uzayın ve evrenin canlı bir yaratığın içinden ibaret olduğuna, hepimizin içinde de bir başka evren, o evrenin içinde de başka başka evrenler olduğuna kendimi inandırdığım ve bu teoriyi bularak kendimi özel ve önemli hissettiğim 7 yaş mizanabimini daha sonra binlerce çocuğun ve türlü çeşit din aliminin de akıl ettiğini anlayınca yaşadığım hayal kırıklığını tüm dostlara ve sevenlere, dedemin soyduğu portakalalların içindeki başka portakallara, sevip de kavuşamayanlara, kavuşup da karışamayanlara, karışıp da sırtımın sol alt köşesindeki kaşıntıya ulaşamanlara armağan ediyorum... hayal kırıklığı dolusun mizan abim.
  • sözlük yazarlığı, entry girme olgusu gibi mühim konu ve izdüşümlerine dair açılan başlıklar altında döktürülen her satır da bu kategoriye tabidir. sanat tarihi, felsefesi, kültürel veçheden fenomenoloji tetkikleri için kilit bir kavram ve okuma gözlüğü olduğu da söylenebilir. batı toplumlarının imgeleminde en çok yer eden mise en abyme örneği ise muhteşem küpeleri sayesinde, "tebessüm eden inek" la vache qui rit olmalı.
    en azından şimdilik şunu da eklemek istiyorum: prensip gereği, film içinde çekilen filmlerdeki oyunculuk, mesela komedi unsuru gereği asıl filmdeki aktör performansına nazaran kötü olmalıdır.
  • — fransızca "abyme" ne demek? bir de "mise"?
    — bu kelimelerin tek başlarına bittabi anlamları mevcuttur. lakin, bir kelime grubu içinde yer aldıklarında başka anlama gelirler.

    mise, mettre fiilinin isim hâlidir ve participe passé dediğimiz geçmiş zamana yönelik anlamına havi bir kelimedir. genel manada: koymak, yerleştirmek, düzenlemek, biraraya getirmek gibi birçok anlamı vardır. mettre en scène = mise en scène = sahneleme, mettre en page = mise en page = miz-an-paj (sayfayı düzenleme) vs gibi.

    abîme ya da abyme'de de aynı durum sözkonusudur. abîmer fiili vardır. isim hâli: abîme. yıkım, derinlik, içinde yitip gidilen şey, kuyu. tabi bunlar lûgavî anlamları. ama literatürde, sanatta başka anlamlara gelirler. fransızca, matematiksel bir dildir, her şey yerli yerinde.

    mise en abyme = hikâye içinde hikâye, resim içinde resim, hayal içinde hayal, rüya içinde rüya, atlas içinde atlas vb. küçük yapıların büyük yapıların cümlesini içermesi gibi denilebilir. semantik olarak yoğundur.
  • anlatinin içindeki mikro hikayelerin yapıtın bütününü temsil etmesi ya da bu bütünlüğe gönderme yapması.
    bilgisayar dillerindeki benzeri recursion dir. geometrik karşılığı fraktal olabilir. hermeneutic circle ın da konuyla ilgisi yok değildir
  • pink floyd'un "ummagumma"sının kapak görselini de kıyısından-köşesinden "mise en abyme" ile niteleyebiliriz.

    şöyle~

    ayrıca (bkz: matruşka)
  • masumiyet müzesi' nde orhan pamuk'a rastlamamız da buna bir örnektir..
    bir kış gecesi eğer bir yolcu da öyle mi ?
    kinyas ve kayra 'da meksika'da kimle rakı içilmişti..?
    hiçkok'un filmlerinin bir yerlerinden fırlaması ne örneğidir..?
  • kelime anlamı olarak, "placed in the abyss", "sonsuzluğun ortasına yerleştirilmiş" gibi bir anlamı vardır. kraliyet armalarında, hanedan armalarında vs. arma tasarımının aynısının armanın ortasına işlenmesi anlamında kullanılır ilk.
hesabın var mı? giriş yap