• kurallara çok bağlı olan bir sanat türüdür.
    mısırlı sanatçıların iyi olup olmaması ustalarını ne kadar iyi taklit edebildikleri ile belli olurdu,
    yeniliğe açık olmadıkları için var olan kurallara da harfiyen uyuyorlardı
    hemen hemen herkesin fark edebileceği kurallar var
    şöyleki;
    bir figür çizileceği zaman yüz profilden yapılır fakat göz karşıdan gözükürmüş gibi resmedilirdi,
    gövde tam karşıdan görünüyor gibi resmedilir ayaklar ise sol profilden yapılırdı
    ayrıca ayakların yapılış şekli her zaman 2 sol ayak varmış gibi dururdu,
    bunların dışında da kurallar mevcuttur
    mesela
    firavun her zaman en büyük resmedilirdi
    diğer figürler ondan daha ufak olurlardı
    heykel sanatında da erkekler daha koyu renklerle boyanır
    kadınlar daha açık renklerle boyanırdı
    bu sanat türü uzun yıllarca değişmemiştir fakat bazı dönemlerde farklılıklar ortaya çıkmıştır....
  • mısır’da yaklaşık olarak m.ö 4000’den m.ö 300 e kadar gelişen sanat. mısır sanatının temel özelliği nerdeyse tüm sanat tarihinin en tutucu anlayışını geliştirmiş oluşudur. yaklaşık olarak m.ö 300 den m.s 30’daki roma egemenliğine dek , üslupsal değişim ve gelişmeler uzman olmayanların kavrayamayacağı kadar önemsiz boyutlarda kalmıştır. aynı standart biçim kalıpları varlıklarını kesintisiz biçimde sürdürmüşler , sanatçılar ise hiç bir bireysellik çabası göstermeye olanak bulamamışlardır. bu nedenle eski mısır’da sanatın tüm dalları için yaratıcılık söz konusu olmamıştır yalnızca aynı üslubun teknik açıdan bile yetkinleştirilmesini pek öngörmeyen bir süreklilik göze çarpar.
    mısır sanatı ürünü olan ilk yapıtlar hanedanlar öncesine ait resim örnekleridir.
  • ilk sanat tarihi dersimizde değerli hocamızın söylemesiyle beni şaşkınlığa uğratmıştır ; hep gördüğünüz şu sütunları sorsam roma ya da yunan diyeceksiniz. o sütunlar halbuki mısırdan geliyordur.

    sütun ile kalmıyor tabii ki. aynı zamanda mısır heykellerinin kopyası antik yunanda kuros ve kore heykellerinde de görülüyor. bakınız.

    peki mısır sanatını biçimlendiren unsurlar nedir? kendimce en büyük unsur öldükten sonra yaşama dayalı çok tanrılı inanç. heykelin,ölünün ruhunun yaşam bulacağı ikinci bir beden olduğuna inanılır bu sebepten gerçekçi bir üslupla firavunların,tanrıların,halktan insanların heykelleri yapılarak ölü bedeni ile birlikte gömülür. ayakta duran heykellerinde bir ayak öne atılmasının sebebi diğer hayata atılan adımı gösterir.

    mısır sanatı denilince aklımıza gelen ilk şeylerden biri de mimarileri tabii ki. gize piramitleri mısır mimarisinin en önemli örneklerindendir. üç tip mezar yapısından biri olan piramit formunda olan mezar yapısı sonsuza dek dayanması asıl amacıdır. ölümden sonraki yaşama inanç sonsuza dek dayanmasını istedikleri mezar yapılarını yapma isteğini doğurmuştur. bu sayede ölü bedenler korunarak diğer yaşam için bekleyebileceklerdir. b planı olarakta heykelleri bulunur. bedenlerine zarar gelmiş ise ruhlarının heykellerinde canlanacaklarını düşünürler.

    diğer unsurlar ise şöyle sıralanır ;
    - mısır coğrafyası ve iklimi.
    -mezopotamya ile kurulan ilişkiler.
    -firavunun etkin varlığı.
  • mısır sanatının söylenebilecek ilk önemli özelliği kurallara çok bağlı oluşudur. tüm sanatçılar yetiştirilirken bu kurallar çerçevesinde yetiştirilirdi. bu kurallara göre oturan heykellerin elleri daima dizinin üstünde olmalıydı. erkeklerin tenleri kadınlarınkinden daha koyu bir renge boyanmalıydı ve tüm tanrıların görünümü belliydi. örneğin ölüm tanrısı anubis yapıtlarda çakal başlı olarak gösterilirdi. imgeleri ve hiyeroglif simgelerini taşa belirgin bir şekilde oyabilmek için her sanatçı güzel yazı yazma sanatını öğrenmek zorundaydı.

    mısır'da bir resimde önemli olan o resmi en iyi görünebileceği hatlarıyla yapmaktı. mesela, bir insan figüründe vücudun üst bölümü (göğüs/omuzlar) en iyi önden göründüğü için önden görünümü çizilirdi. kollar ve bacaklar ise aynı sebepten yandan çizilirdi. ayrıca, mısırlı sanatçılar ayakları dıştan göstermekte güçlük çektikleri için ayakları yandan çizmişlerdir. bu örneğe ek olarak bir mekan resminde de yine aynı şekilde nesneler daima en iyi göründüğü açıdan resmedilirdi.

    mısırlıların sanatının günümüze ulaşabilmiş olmasının ana nedeni ise dini inançlarıdır. öldükten sonra kişinin ruhunun var olabilmesi için bedeninin korunması gerektiği inancına sahip olmayan bazı halkların yapıtları günümüze ulaşamamıştır. sahip oldukları bu inanç doğrultusunda mısırlılar, sonsuza dek yaşamasını istedikleri kişinin heykelini en sağlam malzemeden (granit) yaptırıyorlardı. böylece heykeli yapılan kişi sonsuza dek yaşamını sürdürecekti. bu yüzden, o dönemde heykelcilere "yaşamı koruyan kişi" gözüyle bakılırdı.

    sonuç olarak, mısır'da ortaya çıkartılan yapıtlar asla sanatsal zevk yada göz zevki için yapılmamıştır. eserler her zaman dinsel inançlar doğrultusunda ve sıkı kurallar çerçevesinde oluşturulmuştur.
  • temel özelliği, tüm sanat tarihinin en tutucu anlayışını geliştirmiş oluşudur.mö3000'den ms30'daki roma egemenliğine kadar, yaklaşık 3030 yıl, üslupsal değişim ve gelişmeler uzman olmayanların kolayca kavrayamayacağı kadar önemsiz boyutlarda kalmıştır. aynı standart biçim kalıpları, varlıklarını kesintisiz sürdürmüşlerdir. sanatçıları ise hiçbir bireysellik çabası göstermeye olanak bulamamışlardır. dolayısıyla eski mısırda sanatın hiçbir dalı için yaratıcılık söz konusu değildir, yalnızca aynı üslubun teknik açıdan bile yetkinleştirilmesini pek öngörmeyen bir süreklilik vardır.
hesabın var mı? giriş yap