• insanın kafasının basmadığı, ne olup ne bittiğini anlayamadığı sanat eserlerinden, edebiyattan, müzikten nefret etmesi durumu. sanat, edebiyat sevmeyen insanlardan farklıdırlar. bir insan james joyce'yi, marcel proust'yu, ya da ne bilim beethoven'ı sevmeyebilir; çok da normal bir şeydir bu. lakin misomusistler kendi algı eşiklerinin ötesinde bir şeylerin var olmasından utanırlar, kendilerini aşağılanmış hissederler. bu duyguyu yebmek için de insan zihninin ürettiği "farklı" şeylere sürekli saldırırlar. bu da yetmezmiş gibi bu işlerle uğraşanların vakit kaybettiklerini, laf-u güzaf yaptıklarını iddia ederler; kendilerini tatmin edip, rahatladıktan sonra da küçük dünyalarında mutlu olurlar. bu açıdan maldırlar denilebilir. (bkz: mal)

    ve tabii cennet vatan türkiye'de bulunan versiyonu içün (bkz: anti-entellektuelizm)
  • kayda değer bir boşluğu dolduran litost akranı sözcük. ezik psikolojiler içre icat olunduğu kuşku götürmez. bir şeylerin gerisinde kalan enteller için pipo yakmak kompansatuvar bir mekanizma olarak değerlendirilebilir. bu sayede bilmemenin o feci* utancı pipo dumanına karışır gider. kalın bir kaşkol ya da renkli bir kasket de proust okuyamamışlığı giderebilir misal.*
  • kedim crom'un bir türlü kartvizitini bırakamadığı insan yapısı sanal kale. oysa adı çok çekici.
  • bilmesi gerektiği konuları bilmediğinin farkındalığıyla bu konuları ötekileştirip alaya alma, görmezden gelme ve başka yollarla bastırma hali.
  • kedinin ciğerle arasındaki mesafeyi şöyle bir tartıp "dessittir len" demesi hadisesi. güzel ülkemizde üzümle yapılabileceklere dikkat kesilmek yerine bağcının dedikodusunu yapmaya ya da zaten ben şarap sevmem yavuzluğuna teşne bir garip ruh halidir. *

    insanların çeşit çeşit, atla deve değil ya hadi olsun faydasız(!) meziyetlerini ve üretimlerini bir zenginlik imkanı olarak kabul edip, şu yaralı, kozmosa savrulmuş bünyenin susuzluğuna bir iki damla ne ekleştirebiliriz diye kulak kesilmek yerine ad hominemlerden ad hominem beğenip kendi mühim, içkin yolu karşısına çıkmış "saçmalıklar", "taşkınlıklar", "boşboğazlıklar" olarak etiketleme düsturu.

    en hastası olduğum "ohhoo biz canımızın derdindeyiz, bunlar da götü rahatta sabah akşam goygoya bağlamış, piyyyy." kısmı. bir de "ben üçün birine ayıktım ama bu diğer ikisini gözüm pek tutmadı." kısmı var. birincisi salt garibanın kısmen haklı isyanı, ikincisi de yavuz entel tüccarın yoklama çekme kurnazlığı.

    ha bilsen ne olur, bilmesen ne olur orası eyvallah da. insanın gönlünü karartmaya pusu atana uyanmak için bir ölçüdür, ondan dikkat etmek fena olmaz.
hesabın var mı? giriş yap