• iyi niyetli,zeki ve çekici insanların aldıkları ağır ve acı verici sevda darbelerinin ardından kalplerini kapatmaları ve dışarıdan kalplerine sızmaya çalışan ruhların bu kalp kapakçıklarına çarpması sonucu oluşan bir hastalık.
    kapakçığı güvenilir bir ruha aralayıp hamakta beraber sallanmak yolu ile iyileşme ihtimali vardır.
  • en olmadık zamanlarda, ne zaman olacağanı bir türlü kestiremediğiniz çarpıntılara neden olan rahatsızlıktır.. kısa süreli çarpıntılara neden olduğu gibi 1.5 - 2 saat sürebilen çok şiddetli çarpıntılara (örneğin 215 nabız) da neden olabilir ki ne yazık ki bu gruba dahilim..

    çarpıntı başladığı zaman ilk yapılacak iş "hassiktir yine başladı" demek olacaktır (en azından ben şu an hatırlayabildiğim 10 tanesinde falan bu tepkiyi varsayılan olarak verdim).. daha sonra paniğe kapılmadan bir yere oturulmalıdır.. çarpıntıyı hafifletmek veya geçirmek için şu yöntemler uygulanabilir :

    - öncelikle panik yok.. güzel şeyler düşünülmelidir.. ağaçlar felan..
    - ıkınmak.. afedersiniz kabız olmuş gibi ıkınılmalıdır(beyin damarlarını çatlatmamaya dikkat ederek).. bu karın ve göğüs boşluğunda basınç değişimine neden olur böylece kalbiniz rahatlayabilir..
    - kusmak.. parmağı gırtlağa kadar sokarak öğürmeye/ kusmaya çalışmak da karnın kasılmasına böylece basınç değişimine neden olacaktır..
    - boğazın sağ ya da sol yanına (aman dikkat sakın iki yanı aynı anda değil) işaret ve orta parmaklarla masaj yapar gibi bastırmak.. bu 10. sinir olan vagusun harakete geçmesini ve kalbi yavaşlatmasını sağlar..
    - kullanılan ilaçtan (genelde beloc olur) bir adet almak..

    yukarda sayılan yöntemler bir sağlık kuruluşuna gitmeden önce/giderken yapılacak eylemlerdir.. mutlaka bir sağlık kurumuna görünülmelidir.. hastaneye giderken daha önce çekilmiş elektrolar, ekolar, tahlillerle birlikte gitmek doktorun işini daha da kolaylaştıracaktır..

    bu hastalık hastanın fiziksel aktivitelerini kısıtlamaz.. top koşturulabilir, 100 metre koşulabilir, halter kaldırılabilir, daş düşebilii vs.. hastanın stresten uzak durması gerekir.. çay, kahve falan da içmese iyi olur.. tabi yağlı yiyeceklerden de sakınmak damarların tıkanmasını önleyeceğinden herhangi bir çarpıntı anında kanın damarlardan rahatça süzülmesini sağlayacaktır..

    mvp öldürmez stres öldürür.. mvp ile yaşamaya alışın..
  • meraklı tıp öğrencileri ve kardiyoloji asistanı yazarlar için gelsin..

    ne olur ama ne olur, ekokardiyografi'de apikal dört boşluk görüntüsüne bakıp da "ahanda prolabe oluyor abi bu kapak" adamlarından olmayın. böyle rapor yazmayın. yapmayın annem!

    mitral kapak konik şekilli olduğundan kelli dört boşluk görüntüsünde kestiğiniz açıya göre "eyer" şekilli görünür.

    peki prolapsus için tanım nedir? mitral kapakların mitral anüler hattın dışına doğru en az 2 mm taşması değil mi? peki böyle bir açıdan sağlıklı bir çıkarım yapılabilir mi? geometrik olarak hayır!

    o zaman ne yapacağız gençler? bütün kaynak kitapların` :textbook` ısrarla üzerinde durmasına rağmen böyyük böyyük hocalarımızın bile hunharca yapmaktan çekinmediği şeyi yapıp dört boşluk pozisyonundan prolapsus kararı vermeyeceğiz.

    ya nerden bakacağız sadede gel özet geç dediğinizi duyar gibiyim...

    elbette mitral anüler hatta doksan derecede ses dalgalarını gönderebilip buradaki prolapsusu en sağlıklı değerlendirebileceğimiz parasternal uzun aks görüntüsünden değil mi kalb dostları...

    bir de kapak kalınlıkları klasik ve non klasik tipler arasında ayrım açısından önemli. diastol sonunda aynı pozisyondan kapakların orta kısmından yapacağımız ölçümlerde 5 mm ve üzeri kalınlık klasik prolapsus ekokardiyografik tanısıdır!

    gerçi bunca tantanaya rağmen kardiyolojinin en masum, hastayla en çok konuşmanız ve reçete-girişim-kan-tetkik bataklığına asla sürüklenmemeniz gereken hastalıklarından biridir.

    ayrıca, 2009 esc` :european society of cardiologyveaha`` :american heart association` enfektif endokardit kılavuz güncellemelerine göre de mitral yetersizlik dahi olsa (derecesi kaç olursa olsun) operasyon veya diş çekimi öncesi antibiyotik profilaksisine gerek yoktur.` : tus'a ekşi sözlükle hazırlanılır`
  • ekokardiyografi sonucu anlasilabiliyor. doktor buyuk ihtimalle dogustan geldigini soyledi. yalan. burada acikliyorum benimkisinin sebebi bir emine senlikoglu, iki melih gokcek'tir.
  • kalpteki mitral kapagin cokmesine verilen isim. tum dunya nufusunun %4'unde vardir. sahip olanlarin yakinlarinin %30'unda da bulunur. bundan muzdarip hastalar ayni zamanda mitral yetmezlikleri varsa ameliyat ve dis cekimi gibi operasyonlardan once antibiyotik uygulamasina gerek duyabilirler. onun disinda ufak tefek sendromlari (panik atak, agresyon) disinda zarari yoktur.
  • bana ömür boyu hiçbir sikinti yaratmadan onunla geçinmeyi umdugum minik kalp seyim. romantik bir durum sanki insanin kalbinde bi yamukluk olmasi.

    edit: ben kendimi panik atak adayi sanmaya baslamistim meger sebebi bu afacanmis. nefesimin yetmemesinin, uyuzluguma bagladigim yorgunlugumun, unutkanligimin, dikkat bozuklugumun hatta isyankar midemin sebebi hep ayniymis. ne boktan seymis ayol. romantik dedik bi de. hayir öldürmüyo filan ama psikolojik deli yapiyo adami. bu arada antioksidant kullanmaya basladigimda bünyede gerçeklesen toparlamanin vitamine açligimdan kaynaklandigini saniyordum; meger magnezyumdu, b vitaminiydi iyi gelirmis bu durumda, ondanmis. sabahlari yorgun kalkip gün boyu uyuyorsaniz, ne bileyim oksijen çadiri olsa da girsem filan da diyosaniz vitamin mineral islerini bi deneyin derim. daha ayrintili bilgi için http://www.consciouschoice.com/…8/cc093/hmd093.html .
  • 1 buçuk sene önce koyuldu teşhis. yanında da bonus olarak 1. derece mitral yetmezlik. 1 buçuk sene aslında o kadar uzun bir zaman dilimi değil; ama 24 yaşında bu teşhisi duyup 1 buçuk sene boyunca kalp hastası gibi yaşamak çok zordu. gittikçe kötüleştiğimi hissediyordum. hele de dişçi öncesi antibiyotik kullanma gerekliliği tam bir sorundu benim için, zira neredeyse tüm antibiyotiklere karşı reaksiyon gösteriyordum. üzülmemeye, sigarayı bırakmaya çalışıyordum, yorulmamaya özen gösteriyordum. çevremdeki kalp hastalarını gözlemliyordum. ta ki bugüne kadar. bugün, başka bir kardiyoloğa gittim. felaket haberleri bekliyordum. şikayetlerim fenaydı: çarpıntı, yorgunluk, kalp atışını hissetme, vücudun sallanması, göğüs ağrısı, nefes darlığı, öksürük, yatınca artan nefes alamama durumu, efor sarfedince oluşan çarpıntı, kollarda güçsüzlük, panik atak...vs. daha saymayalım en iyisi. ben kesinlikle kalp büyümesi, kalp yetmezliği, sağ kapakçığın da daralmış olması, mitral yetmezliğin şiddetlenmiş olması gibi olasılıklardan birini ya da hepsini duymayı göze almışken, eser miktarda gevşeme ve mitral yetersizlik olduğunu öğrendim. tüm bu şikayetlerimin demir eksikliğinden kaynaklandığı söylendi. nabzımın vücudumu sarsması zayıflıktanmış. gevşeme ve kaçak herkeste olabilecek kadarmış. profilaksiye gerek yokmuş.
    şu anda hafiflikten uçmak üzereyim. sigarayı en azından şimdi ve bu sebeple bırakmak zorunda olmamak çok güzel. herkese söylemek istiyorum: başka bir kardiyoloğa gidin. her doktor aynı değil. belki de mvp'niz yoktur. varsa bile bu bir sorun değil. hayatınızı yaşayın, en önemlisi iç huzur.
    edit: bu doktordan sonra birçok kardiyolog daha gördü beni. bir ara "yoo bir şey yok kalpte" dendi hatta. en son check up yaptırdığımda kardiyolog, mitral kapak prolapsusundan ziyade, hipermobilitem olması sebebiyle kapakçıktır eklemdir bu tip mekanizmalarımda bir gevşeklik sebebiyle yıllarca böyle söylenmiş olabileceğini, sadece yapısal olarak bir şey olduğunu söyledi. biraz fazla çarpıntın olur başın döner o kadar dedi. susuz kalma dedi. ama teşhis olarak bile yazmamış. anladığım kadarıyla bu teşhisi ilk aldığım sene ile (2009) check up yaptırıp bu görüşü duyduğum sene (2021) arasında kriterler falan değişti. doktorların teşhisleri farklı olsa da yorum aynıydı: ciddi bir şey değil. çok takılma dendi. bilgi olsun diye editleyeyim dedim.
  • ufakken "kalbim takla atiyor" diye tanimladigim, doktor teyzenin ise "kapakcigin kan sizdiriyor evladim" olarak acikladigi sevimsiz hastalik.

    bin tane dezavantaji var, nesini sayayim. cabuk yorulursunuz, merdiven cikarken beyniniz zonklar, iki sigara icince ba$iniz doner, bir bardak kahveyle ta$ikardiye ko$arsiniz, biraz heyecanlaninca kalbiniz o kadar hizli ve $iddetli carpmaya ba$lar ki agzinizi acip konu$amazsiniz bile, ayrica stresli zamanlarinizda panik atak benzeri bir hale doner, gece uyku uyutmaz, gumgumgum efektiyle gogus kafesinizi yumrukluyorlar zannedersiniz.

    diyafram nefesi bu carpintilar icin iyi bir nanedir, netten aratin, arada bir yapin, ozellikle heyecanlaninca veya carpinti gelince.

    bir de beloc adli dede ilacini kullaniyorum ben, tez elden hakkin rahmetine kavu$mayayim diye. carpintilardan $ikayetciyseniz i$e yariyor.
  • mesajlarım kapalı ama kısaca anlatmaya çalışacağım amme hizmeti olarak. toplumda yaklaşık 7 insandan birinde mitral kapak yapısının normalden gevşek olması yani miksomatöz mitral kapak bulunur. bu insanların bazılarında kapak leafletleri yani yaprakçıkları normalden uzun olduğu için kapak sol atriyuma yani sol kulakçığa doğru sarkar. bunu ben hastalarıma basitçe germe ile 1 metre perde takılması gereken yere 1,2 metre taksanız ne olur diyerek anlatıyorum, perde sarkar bunun gibi. ama bazı insanlarda bu perde bazen doğuştan ciddi uzun boyutlarda olabilmektedir, misal 2 metre ve yapısı liğme liğme olmaktadır bunun adı barlow sendromu yani klasik tipik mitral kapak prolapsusu. bu şekilde olan insanlarda yaprakçıkların biri veya ikisi bu şekilde uzun olduğundan kapak kapandığında sol kulakçığa çok çökme olduğundan yaprakçıklar uç uca gelmediğinden hafiften ileri ye kadar kapak kaçağı görülebilmektedir. ayrıca kapağın yapısı liğme liğme yani çok miksomatöz olduğunda kapağın kendisi veya kapağın sol karıncığa tutunmasını sağlayan ipler yani kordalar kopabilmektedir. mitral kapak yetersizliği yani kaçağı ileri oluncaya kadar iyi tolere edilebilen bir bozukluktur, ani çok ileri yetersizlik meydana gelip kalbi ani yüklemedikten sonra şikayetler yavaş yavaş gelişir hatta bazen hiç gelişmez. en iyi kapak insanın kendi kapağı olduğundan biz gerçekten ameliyat gerekmediğinde yani kalp büyüyerek belli bir boyuta gelmeden ve/veya yetersizlik gelişmeden ameliyat etmeyiz. buraya kadar olayların patolojik yani kötü olan kısmını anlattım, şimdi güzellere gelelim.

    bu kapağı tutan ipler yani kordalar her bir kapak için yaklaşık 40 tane kadardır ve irili ufaklı bir sürü ip bulunur, bunların bazıları bazı insanlarda ya kapağın yapısının miksomatöz olması ile ya da hiçbir sebep yokken kopabilir ve ucu açıkta sallanır, deneyimli gözler görmediği takdirde bazen kardiyologlar bile ayırd edemez. ufak bir kordanın kopması genelde hiçbir bulgu vermez, ne ağrı, ne nefes darlığı veya hiçbirşey, öyle ağır yük kaldırma ile ilgili olduğuna dair bir nedensellik de yoktur. ama biraz daha büyük bir korda koparsa o durumda yetersizlik biraz çok olabilir ve biz hastalara yorulduğun yerde dinlen deriz, hafif bir nefes darlığı ve çarpıntı yapabilir ama ağrı yapmaz.

    minik bir kordanın kopması size hiçbirşey yapmaz, onlardan daha çok var, sadece 1 yılda bir eko yaptırın yeter, hafif mitral kapak kaçağı yaklaşık 100 insanın 80”inde fizyolojik olarak yani doğuştan tamami ile normal olarak bulunur ve hiçbir anlamı yoktur.

    elimden geldiğince açıklamaya çalıştım, sürçi lisan etti isem affola.
  • modern dünyanın bize hediyesi. ben kendisinin, tecrübelerime dayanarak, tamamen stress sonucu ortaya çıktığına inananlardanım. ortaokul lise hayatımı basketboldan triatlona kadar envai çeşit sporla geçirdim. üniversite hayatımda bi dönem sekteye uğrasa da en fazla bir bir buçuk sene düzenli spor yapmamışımdır,sonra yine koşu, bisiklet, fitness vs. spor hayatımın hep bir parçasıydı. bu arada bu sporları makul ölçülerde yaptım ve hiç kimyasal ürünler kullanmadım. yaklaşık dört sene kadar önce uykusuz yoğun bir çalışma temposuna girdim ve o sene kalp ritmim de ciddi bozulmalar oldu. durup dururken hızlı atıyordu vs. dr. yoğun çalışma temposu, uykusuzluk ve stress yapar dedi. gerçekten de ne zaman çalışma temposu ve uykusuzluk sona erdi kalp de düzeldi. o dönemden sonra spora yine başladık falan eskisi kadar düzenli olmasa da yine de devam ediyordum. ardından hayatımda bi takım değişiklikler oldu ve stres seviyesi yükselmeye başladı paralel olarak aritmi artmaya başladı. yine soluğu aynı kalp merkezinde aldık tabi bi eko çektiler, nur topu gibi bir mvp doğdu. neyse öğrendik mvp nedir ne değildir şunu yap bunu yapma flan o kadar saçma ki... ben bunun yapısal bi bozukluktan mı yoksa zihinsel bi sorundan mı kaynaklandığından bi türlü tam emin olamadım. bu kalp bende 30 senedir atıyor yapısal bi durum olan mvp strese kadar varlığını hissettirmiyor bile, yoğun stress iş temposu uykusuzluk vs. çat ben geldim diyor. bunun sağlamasını da şöyle yapabilirsiniz, ortam değişiklikleri, sizi mutlu eden şeyler vs. arttığı dönemlerde nerdeyse sıfır artimiyi tecrübe ediyorum herşey yine aynı olunca hoop mvp sebepli aritmi vs. aynen geri geliyor. kardiyak mr dahil her bok yapıldı kalpte hiç bir yapısal sorun yok aritmi hariç her şey normal. beyninizin gönderdiği sinyaller o kadar etkili ki kanımca bizi stress altında vücudumuzun zayıf yerlerinde vuruyor bu bende kapakçık ötekinde mide veya bağırsak olabilir. buraya yine hayatımda olumlu gelişmeler olunca ortam değişince düzelen aritmi vs. problemleri not düşücem. stres anahtar kelime mvp falan hikaye.
hesabın var mı? giriş yap