• yemek ya da servis için yapılan hazırlık.
  • fransizca "mise en place"dan uyarlanmis terim. yemegi pisirmeden once butun malzemelerin yerli yerinde, hazir olmasi.

    (bkz: mizansen)
    (bkz: mizanpaj)
  • fransizca bir terim olan "mise-en-place"in dogrudan turkce'ye fonetik olarak cevrilmesi ile olusmustur. bazen "nizamplas" gibi yanlis versiyonlarini da duyabilirsiniz.

    daha da onemlisi, yakinda yayina girecek bir site. gastronomi alaninda yurtdisindan haberler; seflerle ve restoranlari ile ilgili yazilar yer alacak. yayina girdiginde haberdar olmak icin ilgili formu doldurmaniz yeterli:

    http://www.mizanplas.com/
  • ünlü japon suşi ustası jiro ono ve restoranı sukiyabashi jiro hakkında ilginç notlar okuyabileceğiniz site.

    "sukiyabashi jiro honten, gittiğim en iyi suşi restoranı değil. açıkçası yediğim olağanüstü suşiye rağmen ilk beşe bile koymakta zorlanıyorum. sadece tokyo’da bile benzer kalitede suşiyi mizutani, saito ve yoshitake gibi diğer 2-3 michelin yıldızlı restoranlarda daha kabul edilebilir koşullarda, bir buçuk yıl rezervasyon beklemeden ve çok daha konforlu ve arkadaşvari bir ortamda yakalamak mümkün. jiro’yu diğerlerinden ayıran fark, yaşayan bir efsane olarak görülmesi ve diğer en üst seviye suşicilerin çoğuna halihazırda ustalık yapmış olması. saf tat ve mükemmelliyetçiliği ön planda tutan edo dönemi suşi tekniğini yaşatan ve korunup yayılmasına öncülük eden isim olarak görülmesi, tek başına, onun işindeki en büyük usta sıfatını almasına yetiyor. bana göre, jiro’nun elinden suşi yemek ve onun bulunduğu birkaç metre karelik bir alanda kısa süre de olsa bulunmak, onun hayatına bakış açısını anlamak ve bundan kişisel bir çıkarım yapmak için önemli. yarattığı disiplin, takipçisi olduğu shokunin anlayışı ve hiç bir zaman ulaşamayacağını bildiği mükemmelliğin peşini bırakmayışı, bugün onu hala dünyanın en önemli suşi şefi yapmak için fazlasıyla yeterli."

    makalenin tamamı icin:
    jiro: imkansız mükemmelliğin peşinde
  • "l’ambroisie gibi bir restoran hakkında yazı yazacaksanız, gastronomi alanında norm haline gelen belli üslup ve muhteviyatın ötesine geçmeniz lazım. çok daha derin biçimde; farklı alanları da göz önüne alarak düşünmeniz gerekiyor. bu yazıdaki ana temanın zihnimde olgunlaşması için yaklaşık 2 ay geçti. ilk başta amacım l’ambroisie’deki tecrübemi aktarmak iken, geçen süre ile birlikte bunun alelade bir restoran deneyiminin ötesinde olduğunu fark ettim. her şey, kafamdaki şu soruyla başladı: “insanlar, sürekli elbulli (2011’de kapandı), alinea, mugaritz ve benzeri yerleri konuşurken, l’ambroisie gibi kusursuzluğa bu kadar yaklaşan bir yer nasıl olur da ihmal edilir?” [...] l’ambroisie’ye yöneltilen ciddi eleştiriler mevcut. “sıkıcılığı sembolize etmesi”, “statik olması”, “klasik mutfağın yaratıcılığı dışlaması” bunlardan bazıları. tüm bu eleştirilerin sağlam bir felsefik temelden yoksun olduğunu savunacağım. bunun için, yazıda iki farklı yaklaşıma atıf yapıyorum: l’ambroisie’nin temsil ettiği klasik mutfak ve elbulli ile başlayıp, günümüzde alinea ve mugaritz gibi temsilcileri olan, geniş bir biçimde tanımladığım yenilikçi/moleküler gastronomi kökenli trendler."

    şef bernard pacaud ve l'ambroisie ekseninde günümüzde gastronomi alanını domine eden yenilikçi trendlere eleştirel biçimde yaklaşan bir yazı yayımlayan site:
    l'ambroisie - kusursuzluktaki yalnızlık
  • sukiyabashi jiro'nun ardından japon mutfağı üzerine bir incelemenin daha yayımlandığı gastronomi sitesi:

    "new york'un japon mutfağı konusundaki çok çeşitliliği ve üstünlüğü malum. gerçekten kaisekiden sushiye, sobadan ramene çok sayıda üst düzey japon lokantası var. sanırım japonya dışında bu ülke mutfağının en üst düzey örneklerini bulabileceğiniz şehirler new york ve los angeles. [...] en az sushi yasuda ve sushi of gari kadar iyi olan ve benim de çok sevdiğim bir başka japon lokantası ise 15 east."

    gokhan atılgan - sushi, sashimi ve omakase: 15 east, new york
  • editörlerinden gökhan atılgan, 2016 yılında yediği en 10 yemeği derlemiştir:

    gökhan atılgan - 2016 yılında iz bırakan 10 yemek
  • yazar kadrosuna katılan vedat milor'un ilk yazısı étienne davodeau'nun "cahiller: karşılıklı bir aydınlamanın hikayesi" adlı eseri hakkinda:

    vedat milor - cahiller
  • editörlerin şevk ve heyecanla var olanı yok ettikleri; vedat milör ile can simidi olmaya çalıştıkları yeme içme alışkanlıklarını yayın eden internet sitesi.

    yazmak, okumak için güven testisi isteyenlere hayal kırıklığı yaratabilir. fevkalade oryantal şovların son sahnesi kolaylıkla görülebilir mamafih.
  • farsça ve arapça ile ingilizce'den gelen kelime.
hesabın var mı? giriş yap