2860 entry daha
  • üslup yoksunluğu.

    nezaket, hassasiyet ya da incelik gibi aşınmış içi boş kavramlarla alakası yok. yavurların 'tone' dedikleri türden bir üslup, bir tür ritim, maddenin tınısı, içkin ve şiirsel anlamı.

    modernizmden önce, kapitalizm ve ‘piyasa’ hayatı hakimiyeti altına almadan önce toplumda, dilde, hayatta bir ‘üslup’ vardı. evin kapısında duran bir kürekten padişahın/kralın fermanına kadar her ‘anlam’ bir üslup içeriyordu ve anlam şiirselliğini kaybetmemişti. yani şiirsel olan ile bilgi arasında ayrım yoktu. zira anlam ve duygu arasındaki bir ayrım söz konusu değildi. üslup en ufak eşyalara, mimiklere, davranışlara, nesnelere kısacası neredeyse hayatın tümüne kavranabilir ve algılanabilir anlamlar veriyordu, ya da anlamı hissettiriyordu (duygulandırıyordu). prensin, kralın, padişahın vs. mezalimi altında yaşayan halk zulmün üslubunu, gücün üslubunu, bilgeliğin üslubunu birbirinden ayırabiliyordu.

    modern dönemde bu ayrımları yapabilmek neredeyse imkansız. ‘tanrı öldü’ onu biz öldürdük ve hala yerine koyacak bir şeyimiz yok (bir ikame olarak üslupsuzluğun nedeni ve sonucu kapitalizmden başka). zira bir geçiş dönemindeyiz (tarihin her dönemi gibi) artık üslup yok ve yeni üslup yeniden anlamsızlığın bağrında doğana kadar hoşçakalın mutlu kalın!
  • uyuyunca uyanamaması
    uyanınca uyuyamaması
  • michael hanekenin yazar olması durumunda 'yalnızlaşma, soyutlanma ve tepkisizleşme' diye entry girmesi olası başlık.
  • mutlu olmak için nerede durması gerektiğine idrak edememesidir.
  • 30 dakikada, bir can veren facebook oyunları.
  • "sanal gerçeklik" üzerine kurulu hayatları.
6391 entry daha
hesabın var mı? giriş yap