• bir gün hakkında kitap yazmaya çalışacağım. yazamazsam bu başlığın altına bir fragman bırakırım. ancak kısaca, veri istifleriyle kurduğu ilişki biçimi denebilir.
  • eylemsizleşmek ne de doğru bi tanımlama! modern çağın hastalığı çılgınlar gibi tüketmek fakat eylemsizleşmek
  • duygularını sığ yaşamak ve yaptığı işe tam anlamıyla odaklanamamak.
  • günümüzün en büyük sorunu; aptalların kendilerinden son derece emin, zekilerin ise sürekli şüphe içinde olmalarıdır.
    (bkz: bertrand russell)
  • düşünmek.ya da daha doğrusu düşünmemek.hiç bir şeyi detaylı olarak düşünmemek.düşünmenin sorumluluklarından kaçmak yani.hayat amacını bile düşünememek.
    bir sorunla karşılır, insan.savaşmak yerine kaçmayı, düşünmek yerine dert yanmayı seçer.ayağı takılıp düşen bir çocuktur bir bakıma, kalkmak yerine ağlamayı seçer.
    istediğim hayat bu değil der ama düzeltmek için bir şey düşünmez.eleştirmek ve yıkmak kolay, düşünmek ve bir şeyler yapmak zordur çünkü.
    düşünmeden , korkarak, çekinerek yaşadığı mutsuz bir 70 seneyi, hayat amacı için savaştığı mutlu bir 50 seneye tercih etmesi.
    düşünüp gerçek bir amaç koymak yerine araçları amaç yapması veya başkalarının görüşlerini amaç yapması.
    hayalinin peşinden koşmayıp hayalperestlere kıskançlık ya da gıptayla bakmaları.
  • zamana ayak uydururken yüzsüzce geçmişe özlem duymak
  • ontolojisini tam olarak idrak edememiş ya da yanlış anlamış olmasıdır. bu macerada
    sınırsız bir onaylanma ve kabul görme beklentisi ile yaşar durur. eudaimonia yolculuğu
    ya da kemale ermenin fazları hedonist bireyin suni dünyasına çok uzaktır.
  • ıletisim kopuklugu
  • bilmem kaç bin yıl önce başlayan insan ırkı gelişimi; avcı toplayıcı , site devletleri , feodal düzen , monarşi falan derken bin yıllık orta çağ karanlığı, fransız devrimi ile başlayan aydınlanma dönemi ve sonunda çökmüş , işlevini yitirmiş oligarşiye dönüşmüş, otokrasi ye bürünmüş modern demokrasi . kurallar koydu , yasalar koydu , doğurgan olduğu için kadınla başlayan tanrı arayışı güneş, toprak , deniz derken krallara, oradan da elçiler eliyle görünmeyen bir varlığa doğru evrildi. insan , felsefe üretti, matematiği kurguladı, fiziğe hükmetti. gelişmeyen bir şey kalmıştı , evrilmeyen , modernize olamayan , selektif olmayan bir şey ; içgüdü ya da ruh adını ne koyarsan koy, o hala avcı toplayıcı dönemde kalmış ilkel ve vahşi. nezaketi ve hassasiyeti zayıflık olarak algılayan , kendi içinde bir besin piramidi oluşturmuş avcı, ilkel , vahşi bir ruh. tek isteği piramitin en üstünde olmaya çalışmak ve vahşi yaşam döngüsü içinde hayatta kalmaya çalışmak.. çok az insan ruhunu da zamanın gelişimine adapte etmiş birer savunmasız olarak yaşar.. dostoyevsky’in yeraltından notlarında dediği gibi yirminci yüzyıl insanı önce karaktersiz olmalı, manen buna mecburdur..
  • doğadan, akrabalardan ve en sonunda insanlardan kopmaktır. hep bi mağaraya veya ormana kaçma isteği doğar.
hesabın var mı? giriş yap