• arkalarından konuşurken veya aranılan özellikleri sıralanırken pazardan alınacak bir eşya gibi bahsedilen; çalışma ve oturum izinleri olmadığı için hata yaptıklarında ihbar edilmeyle tehdit edilen; yanlışları görülünce evden kovarak cezalandırılan, evde aile ile birlikte yaşayan ve çok az ücretle sigortasız çalıştırılan modern zaman köleleri.

    diğer yanda da çocuğuna bakmaktan, evini temizlemekten ve yemek yapmaktan aciz, sırf parası olduğu için bir başkasına köle muamelesi yapmakta bir beis görmeyen ve bunu da köle gibi çalıştırdığı kadına ”yardımcı kadın” sıfatını yapıştırarak kamufle eden sonradan görme hanımlar. çalışmak isteyenlerin kendi tercihiymiş. evet doğru, çünkü onlar için türkiye’deki çocuklu zengin aileler bir kurtuluş yolu. ancak her şey göründüğü gibi yolunda gitmiyor her zaman. özellikle son zamanlarda yabancı uyruklu bakıcı vak’alarını pek duymaya başladım. belki önceden de bu olaylar vardı benim ilgimi çekmiyordu. hiç hoş olmayan bu olayları yaşayan hanımlar buna rağmen bir başka bakıcı aramaktan vazgeçmiyorlar. çünkü alıştıkları rahatlığı arıyorlardı. peki neden bu hanımlar türk bakıcı aramıyorlar? türk bakıcı bulamıyorlarmış. evet çünkü hiç bir türk bu şartlarda çalışmayı kabul etmez. yabancı uyruklu bakıcı/hizmetçilerin tercih edilmesinin tek nedeni ucuz işçi olmaları. türk bakıcıların/hizmetçilerin büyük çoğunluğu sigortalı ve belirli saatleri olan işleri talep ediyorlar.

    o yüzden yaşadığımız modern çağda bile köleliğin olmadığını, insanların eşit hak ve yaşam şartına sahip olduğunu iddia etmek saçma olur.
  • alnının teriyle çalışıp para kazanmanın adını kölelik koyanlara garip gelen insanlar. adamlar/kadınlar burada iş var ona geliyor çalışıp para kazanıyorlar bunda ne beis var?
  • lan sadece yabancı bakicilar mi köle diye dusunmeden edemedigim olay.

    sen 1 kazanip, karsiliginda patronuna 2 kazandiriyorsan kölesin, yabanci bakici olmana gerek yok yani.

    ayrica bu kadar kendi vatandasi varken sırf sosyetede adet diye yabanci bakici çalıştıran zihniyete sokayim.
  • kendisinin kimlerin kölesi olduğunu bile bilmeyenlerce köle ilan edilmişler.
    bakıcılarda çoğu zaman aranan en önemli özellik, yatılı kalabiliyor olmasıdır. türkiye şartlarında bir bakıcının sizin evinizde yatılı kalabilmesi için, ya eşiyle birlikte aynı evde çalışması, ya da bekar olup yaşının küçük olması gerekiyor. çoğu insan, yalılarda uşaklarla oturmadığı için, ilk seçenek zaten zor. ikinci seçenekde ise, yaşı küçük olan tecrübesiz genç kızlara bebeğinizi emanet etmek o kadar da kolay değil.
    hal böyle olunca, yurtdışından para kazanmak için türkiye'ye gelmiş insanlar yatılı olarak çalışıyor, kendi ülkelerine göre de iyi para kazanıyorlar.
    eğer sigortasız çalıştırıldıkları, kötü muamele gördükleri için (ki bu ihtimal de düşük yüzdelidir diye tahmin ediyorum, istisnalar kaideyi bozmadan) köle ilan edileceklerse, sıra onlara gelmeden çok insan var ülkemizde.
  • django unchained filmini izleyen yeni nesil gençler ya da bizim neslimizde olup kökler'i ve köle isaura'yı izleyenlerin kölelik hakkında az buçuk fikirleri vardır. yine de açalım:

    nedir kölelik?

    gidersin pazardan parasını bastırıp köle satın alırsın.

    evine getirip her türlü işlerinde kullanırsın.

    çocuklarına dadılık yaptırırsın.

    eğer dişi ve güzel ise kocan da gece faydalanır.

    böyle gider bu.

    gelelim günümüzde yurtdışından gelen yardımcı kadın ya da bakıcı kadınlara:

    büyük bir kısmı kaçak olarak gelir ve iş ararlar.

    bir tanıdık vasıtası ya da referans ile birini bulur ve anlaşırsın.

    evine getirir ve yardımcı statüsündekileri her türlü ev işlerinde kullanırsın.

    bakıcı formundakilere çocuklarını baktırır, doğal süreçte sana yüklenmiş olan annelik vazifelerini yapmasını beklersin.

    eğer dişi ve güzel ise pek çok örneğine şahit olunmuştur, kocan da faydalanır.

    böyle gider bu.

    peki aralarındaki fark nedir:

    sözlük yazarı olan bazı öküzler'in de dediği gibi kendi ülkelerine göre de iyi para kazanıyorlar'mış. mış, mış, mış.

    hassiktir oradan efendi!

    hassiktir git şimdi adamın asabını bozma!

    be şerefsiz o adamın ülkesindeki hayat standardı düşük diye, geldiği moldova vb ülkelerde devlet memuru 200 dolar maaş alıyor, bakın ben 500 dolar veriyorum diye iyi para kazanıyor mu sanıyorsun ulan hıyar!

    almanya'da çalışan türk işçilerine normal bir alman 3000 mark maaş alırken türkiye'de hayat standardı için 400 mark yetiyor diye alman devleti 500 mark mı verdi sanıyorsun sığır efendi!

    lafa gelince çok çağdaşsınız,

    lafa gelince çok hümanistsiniz,

    lafa gelince insan hakları konusunda sizden iyisi yok.

    ama evinizde moldova'dan gelen gariban kadına sigortasız 400 dolar maaş verip, akabinde kadını it gibi çalıştırıp, yea çok hiperaktif bizim mertsu diye övgülediğiniz şımarık it'ten farksız evladınızın her türlü pisliğini çeken bu kadın sonunda dayanamayıp işi bırakınca ya da kaçınca arkasından bizim kadın kaçtı gitti beni dolandırdı şikayet edicem de edemiyorum kaçak çalıştırıyordum diye sosyal medya'da ötüp duruyorsunuz.

    size söyleyecek çok laf var da daha, neyse.

    özet geçiim:

    10 numara tespittir. kölelik kalkmamış sadece şekil ve isim değiştirmiştir o kadar.
  • 0
  • işte bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmanın sonuçları devam ediyor.

    birincisi evet, kölelik ismi farklı olsa da bugün de kavramsal olarak var. ama bu bakıcı yabancı uyruklu kadınlar için değil hepimiz için geçerli bir durum. çünkü kölelik ne demek, beden veya bilgi hizmetini değerinin çok altına sadece yaşamak için vermek demek. eh bu durumda düşük maaş ile çalışan bir muhasebeci ile yine düşük maaş ile çalışan bir bakıcı arasında hiç bir fark olmuyor.

    burada bilgi sahibi olunmayan konu şu, yabancı uyruklu kadınların yaptığı işleri bir türk yapamaz. bir türk bakıcıyı bu şekilde bulmanız çoğu zaman imkansız. çünkü bu bahsedilen kadınlar yatılı olarak kalabilen, hizmetleri yatılı olarak gece gündüz ihtiyaç duyulan insanlar. örneğin hareket edemeyen bir hastaya bakmak gibi. ve benzer pek çok durum. ayrıca bu insanlar burada dolar kazanıyorlar ve genelde ülkelerinde bu kazandıkları paralarla çok rahat ev alıp çok daha iyi bir hayat elde edebiliyorlar. tamamen kendi istekleri ile çalışıyorlar ve bu güne kadar hayatından mutsuz olan pek görmedim. tabii kölelik yaftasını hemen herkese yapıştırmak çok kolay ama sadece romantizm sınırları içinde kalırsınız bu şekilde, hayatın gerçeklerine yaklaşamazsınız.

    ve birgün bir yakınınız evde 24 saat bakılmaya muhtaç olduğu ve sizin iş nedeniyle böyle bir şansınız kalmadığı zaman, bu insanların yaptıklarının kölelik değil bir hizmet olduğunu daha net anlarsınız.
  • bir yakınım dolayısıyla birebir şahit olduğum durum. herkes aynı muameleyi yapmıyor olabilir ama bu köle gibi davranma eylemini kendisini iyi bir insan kategorisinde gören bir tanıdığım yapıyor. ms. görmemiş diyeyim kendisine pratik sebeplerden dolayı. bunun çok doğal hakkı olduğunu düşünüyor gibi bir hali var ms. görmemiş'in. ''parasıyla değil mi'' edasında. ama dillendirmez. kendisi yeri geldiğinde çevreci geçinir, müzikten anlar, hayvanları sever. emek-sermaye konusundan uzaktır ama tam bir postmodern gibi.

    hiddetlenenler olmuş bu ifadeye, saldırgan bir tavırla başka emek satma biçimlerinin farklı olmadığını söyleyenler olmuş. ama neden farklı olduğunu açıklayayım. bir kere 24 saat o evde oldukları için her an her davranışları evin hanımın kontrolü altında. akşam iş çıkışı kafa dinleme lüksleri yok. mesela ms. görmemiş çalışmıyor ama kendisinin gayet yapabileceği her türlü işi sırf tembellikten bakıcıya yaptırıyor. eve gelen misafire ''su ister misiniz'' diye sorarken beklentisi kadının getireceği hemen. mutfak iki adım ve ms. görmemiş hareket olsun diye spora da gidiyor sık sık ama bunu bakıcıya yaptırıyor. kahvaltı çatalını düşürünce onu bile bakıcıdan istiyor. çünkü o bir köle. bir yandan da çocuğa koşturuyor bakıcı.

    haftasonu kahvaltısına annesine mi gidecek, hastaneye mi gidecek, her yerde bakıcı yanında. çocukla ilgilenecek o kadar insanın olduğu ortamlarda bile sırf uğraşmamak için bakıcı da geliyor. oysa kadın biraz dinlensin düşüncesi aklının ucundan bile geçmiyor. bakıcı tıpkı ahıra tıkılmış isavra dizisi köleleri gibi bununla uyanıyor, bununla uyuyor. ve her saat iş saati. bunun kölelikten farkını göremiyorum.

    kötü konuşmuyor kadına. hediyeler alıyor arada. ama ben o kölevarimsi davranıştan kadar çok utanıyorum ki artık mümkün olduğunca görüşmüyorum. arada bebeği çok sevdiğimden görmeye gidiyorum. gidince bakıcıdan bir şey istediği zaman bazen ben yapmaya çalışıyorum anlasın da utansın diye ama nafile.
  • insan gibi davranıp hatta ve hatta 6 sene sonrasında ailen gibi ilgilendiklerinin de nankörlüğü ve verdikleri zarar yönünden köleliği şüpheli ve göreceli olan yeni tip emekçi. taze yaşanmış bir örnek için (bkz: #68907931)
hesabın var mı? giriş yap