• monoton koymaya yarayan...
  • hayatın akışına kaptırmakla başlar
    büyümekle ilgilidir
    çünkü her çocuk için yeni bir gün yeni bir heyecandır
    öğrenilecek görülecek çok şey vardır hayata dair
    büyüyünce aynıdır herşey
    ayna, sevgili, müzik, yemek, sokak,insanlar, dünya vb...
    çeker insanı derinlerine
    bir türlü bırakmaz her gün bir öncekinin aynısıdır
    sadece sözler değişir
    tema aynı kalır
    kemal sunal filmlerini ardarda izlemek gibidir

    bir gün uyanırsın, silkinirsin, silkinmeye çalışırsın
    yakanı koyvermez
    yaşama telaşıdır bırakmayan aslında
    kendin için de yaşamazsın
    alışılmışlığın için varolursun

    bir gün ölürsün
    ölüm bile aynıdır
    yaşamak kadar telaşlı ve tek düze
    (bkz: fatiha)
    (bkz: amin)
  • uzun süreli ilişkinin olmazsa olmazı.
  • insanı yavaş yavaş öldüren bir şey.

    öyle bir şey ki, yürütemeyeceğini bilerek "evlensem mi" diye düşünmeye sebeb olabilir. hem de nerdeyse 10 yıla yakın devam eden ve artık kabak tadı vermeye başlayan ilişkiyi sürdürdüğün/sürüklediğin kişiyle. buhranın büyüklüğü bu örnekle anlaşılabilecektir sanırım.
    elbette demiyoruz ki her gün hayatımızda görevimiz tehlike tadında aksiyonlar, kavak yelleri tadında fantastik aşk maceraları olsun! ama ne bileyim 2-3 seneden sonra insan aynı yerde çalışmaktan sıkılıyorsa, her akşam aynı şeyleri yaşamaktan bıktıysa ya işini ya yaşam şeklini şiddetle değiştirmek istiyor. istemiyor mu? işin kötüsü bunun fasit bir daire olması. evlendikten sonra sıkılınca boşanıp bir kaç yıl sonra tekrar mı evlenme yoluna mı gidilecek ? ya da işten ayrıldın yeni bir işe başladın; 2-3 sene sonra gene yeni bir iş bakınmaya mı başlayacaksın? buna rahat batması mı deniyor tıp dilinde? babam böyle pasta yapmayı nerden öğrendi?

    galiba evlenip evliliğin monotonluğunu deneyeceğim bir de. çocuk yapmayacağım, endişeye mahal yok. yazık edemem ona da, böyle sarsak bir ruh halinde bir anadan ona, o çocuktan da topluma bir hayır gelmez.
  • her günün bir öncekinden copy-paste'lenmiş izlenimi uyandırması, değişen tek şeyin kıyafetler olması.

    yine de:
    (bkz: no surprises please)
  • çeşitlilikten ve değişiklikten yoksunluk hali. yeknesaklık.
  • sıradışı işler yapan insanlar dışında tüm insanlığın içinde bulunduğu durumdur. her günümüz diğerinin aynıyken, konuştuğumuz konular bile değişmiyorken hala daha nasıl sabırla bu durumu yaşamaya devam ettiğimizi merak etmeme sebep olan durumdur. monotonluktan sıyrılmak için yeni işe girsek de o iş de bir süre sonra monoton hal alacaktır, sevgilimizle ilişkimiz monoton olunca ondan ayrılıp başkasıyla ilişki kursak da monoton olacaktır. her gün çılgınca yaşamak için bungee jumping yapsak da bir süre sonra bu da monoton olacaktır bizim için. monotonluktan kurtulmak ise maalesef ancak ölünce gerçekleşecektir.
  • geçen zamanın dakikaların hesabını tutmaya çalışıyorum nafile... hayatta en büyük zevkim içmek oldu. o da monotonlaştı. o da daimiye bağladı. arkadaşlarla yapılan geyik her gün. her gün uyanıp nefes alıp yemek yiyip ertesine uyuyorum. seks, o da normal. eskisi kadar anlam ifade etmiyor. farklılık olmaktan çıkalı çok oldu. peki ne o halde? ne olsa da monotonlaşmasa.. ne olsa verdiği haz daimi kalsa? yok, kapana kıstırılmış sınırlı hayatların sefil oyuncularıyız. neden var olduğumuzu anlayamayacak kadar kısıtlı süre içine bir doğup, büyüyüp, bir ölüyoruz. bir kere ölüyoruz derken fizyolojik manadan bahsediyorum. yoksa ölüm her an bir parça var içimizde ve büyüyor giderek. monotonluk, sıkıcılığına da alıştırıyor kendini. eğer ötesini aramıyorsan, bir süre sonra dejavu tadında aynıyı yaşıyorsun, yaşamak zorunda kalıyorsun. rüyalarından yana şansın varsa, belki o zaman sahip olamadığına sahip olmanın, yapamadığına ulaşmanın tadını çıkarıyorsun. eğer o da yoksa nafile.. yaşa ve öl. kısaca var ol, kısaca yok ol. monotonluk, her gün içimizde büyüyen ölümün ta kendisi.
  • tekdüze devam eden eylemler bütünü olarak tanımlanabilir. ya da aktif bir eylemsizlik hali.
hesabın var mı? giriş yap