• ministry of silly walks adlı bölümü izleyin. bu tiyatro grubu mizahı yeniden keşfetti denilebilr. john cleese nedense daha bir komik geliyor insana. holy graildeki düğün sahnesinde yerlere yatmıştım. özellikle filmleri dikkatle izleyin , her ufak ayrıntı koparıyor sizi. piyasadi amerikan pastası , patlarsam yanarsın , kaldırbacak vur göte türü mizah süprüntülerinden daha kalitelidir kesinlikle , insana bir şeyler katar. aslında biz türk milletinde de bir çeşit pythonlık vardır. arkadaşının götüne kompresör sokup öldüren adam , mecliste çiğ köfte yoğuran deyyuslar gibi. saadettin teksoyunda bu tiyatro grubuna dahil olduğu yönünde söylentiler mevcuttur.
  • spam kavramının isim babası olan absürd komedi grubu. ansiklopedi ya da sözlüklerden okudukları düz metinleri gayet başarılı biçimde skeçlerine yedirmek gibi bir özellikleri vardır.

    (bkz: dennis moore)

    (bkz: cycling tour)
  • logic vs. sex adlı skec ile kadınların mantıksızlıgı ve erkeklerin uckur duskunlugunu olabilecek en komik sekilde anlatabilen adamlar

    turk mizah anlayısına fazla uymayan, ancak aslinda super komik bir grup adam
  • www.pythonline.com sitelerinde ' buy something or piss of ' bannerı bulunan grup
  • şahsi olarak şu kanaate vardım ki monty python serisi olmasa sadece airoplane ve hot shots değil, simpsons ve south park da olmayacaktı. kendilerinden sonra gelenleri inanılmaz etkilemiş adamlar.
  • meaning of life filminde azrailin amerikalılara "geveze", ingilizlere "kendini beğenmiş" diyerek dalga geçmesi çok yerinde bir tesbitdir ve adamı gülmekten öldürür.
    you americans just talk you always say "let me tell you something, i just wanted to say............. and you english men, you are so fucking pompous, you don't have any balls..."
  • ilginç bir şekilde 210 no'lu scott of the antarctic bölümünde kemal atatürk de geçer. skeç şöyledir;

    adamın biri posthanede balığına bir balık lisansı almak istemektedir. posthane ise sadece köpek için lisans vermektedir. ayrıca adam her hayvanına eric ismini koymaktadır bunun üzerine görevli tarafından deli yakıştırmasını yiyince abuk örnekler göstermeye başlar. bunların arasında mustafa kemal'in tüm hayvanlarına abdul ismini koyduğu da vardır. posthane görevlisi tekrardan "delisin" der. bunun üzerine adam kanıt çıkarır. e w swanton'ın paul anka önsözlü "kemal ataturk the man" kitabında 91'nci sayfayı açmasını söyler. ve evet gerçekten de atatürk'ün tüm hayvanlarının isminin abdul olduğu ortaya çıkar... gel gör ki, kitabın yazarının bir kriket yorumcusu, önsözü yazanın da bir şarkıcı olması seyircinin yarılmasına sebep olur. adam da delidir*.
  • 1976 yilinda abc tv kanalina, sovlarini hem kisaltarak, hem de olur olmaz reklamlarla keserek yayinladiklari icin sovlarini yayinlama yasagi getirterek amerikan copyright sistemi icinde de önemli bir ictihatin gelismesine yardimi dokunmus, en'lerle dolu ingiliz mizah toplulugu.
    (bkz: john cleese) (bkz: terry gilliam)
  • ingiliz olmayan tek üyesi terry gilliam'dir -mistiymis-, o da sonradan ingiliz olmustur -mustuymus.
    (bkz: körle yatan sasi kalkar)
    (bkz: ingilizle ingiliz olmak)
hesabın var mı? giriş yap