• 1996 yılından beri aktif olarak müzik yapan, türkiye'nin en nitelikli müzik gruplarından biridir. ben ise lise yıllarımdan itibaren bu grubun youtube'daki canlı performanslarının hemen hepsini dinliyorum (konserdeki dinleyicilerin telefonla kayıt ettikleri hariç) işsiz güçsüz bir insan olduğum için de gece yaklaşık 2-3 saatlik bir çalışma sonucunda bunların tamamına yakınının youtube linkini, mor ve ötesi sevenler için akustik versiyonları da dahil olmak üzere derledim.

    brillant comme une larme gururla sunar

    ----bu bölümde parçaların normal versiyonları yer almaktadır----

    yedikule zindanları (athena grubu ile beraber) (2004)

    1.daha mutlu olamam
    2.yalnız şarkı
    3.son deneme
    4.re
    5.bir derdim var
    6.sevda çiçeği

    bostancı gösteri merkezi (2004)

    1.ne
    2.balıklar&yardım et
    3.bazen
    4.bir derdim var
    6.yaz - son deneme - daha mutlu olamam
    7.serseri

    trt1 yorumsuz (2004)

    1.programın tamamı için tık

    zaga (2005)

    1.cambaz
    2.bir derdim var
    3.yalnız şarkı
    4.beyaz

    trt canlı performans (2005)

    1.gül kendine
    2.aşk içinde

    tuborg pilsener (2005)

    1.serseri

    harbiye açık hava konseri (2005)

    1.ne

    yedikule güney asya yardım konseri (2005)

    1.daha mutlu olamam

    harbiye açık hava konseri (2006)

    1.yardım et
    2.az çok
    3.durma öyle
    4.sonu belli
    5.daha mutlu olamam
    6.ne
    7.1945
    8.re
    9.sevda çiçeği
    10.canlı yayın
    11.küçük sevgilim
    12.şirket
    13.serseri
    14.uyan
    15.[ https://www.youtube.com/watch?v=ekxptvupy-i saklama]

    makina (2006)

    1.küçük sevgilim
    2.darbe
    3.kış geliyor
    4.kördüğüm

    bulutsuzluk özlemi 20.yıl konseri (2006)

    1.güneye giderken

    kuruçeşme arena (2006)

    1.parti

    kasetçalar (2007)

    1.darbe
    2.kış geliyor
    3.ayıp olmaz mı
    4.bir derdim var
    5.kördüğüm
    6.uyan

    (yeni alternatif link- programın tamamı)

    avea patlıcan konseri (2007)

    1.parti
    2.darbe
    3.şirket
    4.ayıp olmaz mı
    5.sevda çiçeği

    ely's fest (2007)

    1.aşk içinde
    2.küçük sevgilim

    deutschland tour (2007)

    1.parti

    eurovision - lansman (2008)

    1.deli (ntv)
    2.deli (final performans)
    3.deli (manga düeti)
    4.bir derdim var

    koç fest turnesi (2009)

    1.sevda çiçeği
    2.bir derdim var
    3.aşk içinde
    4.ayıp olmaz mı

    formula 1 istanbul konseri (2010)

    1.korkma - meksika
    2.aşk içinde
    3.yorma kendini
    4.araf - ayıp olmaz mı
    5.cambaz - bir derdim var

    disko kralı (2010)

    1.iddia
    2.camgezer
    3.araf
    4.yorma kendini

    ntv haber merkezi haftasonu (2010)

    1.araf
    2.nakba
    3.sor
    4.camgezer

    oylum talu ile burası haftasonu (2010)

    1.nakba - meksika
    2.ayıp olmaz mı - araf

    altın kelebek ödül töreni (2010)

    1.araf-nakba

    esirgemeden (2010)

    1.büyük düşler

    boğaziçi üniversitesi konseri (2011)

    1.yorma kendini
    2.sor
    3.araf
    4.aşk içinde
    5.re
    6.nakba
    7.korkma
    8.sevda çiçeği
    9.camgezer

    yüxexes (2011)

    1.kara kutu
    2.araf
    3.bir derdim var (2006)
    4.yalnız şarkı (2006)

    ses bir ki üç (2011)

    1.kara kutu
    2.araf & lovelist mistake
    3.sor
    4.nakba & camgezer

    *bu programın youtube kaydı yoktur.

    jolly joker (istanbul-ankara) (2012-2014-2015)

    1.oyunbozan
    2.cambaz
    3.uyan
    4.araf
    5.hep aynı
    6.güneşi beklerken
    7.son sabah
    8.sana değmez
    9.aşk içinde
    10.sana değmez (15'')

    ntv cumartesi (2012)

    1.eski şarkısı
    2.güneşi beklerken
    3.tamiri mümkün kalbimin

    zeytinlik rock festivali (2014)

    1.ayıp olmaz mı
    2.son sabah
    3.aşk içinde
    4.araf
    5.sevda çiçeği

    çukurova rock festivali (2017)

    1. araf

    volkswagen arena (2017)

    1.kış geliyor
    2.melekler ölmez
    3.daha mutlu olamam
    4.kara kutu
    5.şirket
    6.deli
    7.anlatamıyorum
    8.sevda çiçeği
    9.oyunbozan
    10.re
    11.nakba
    12.aşk içinde
    13.ayıp olmaz mı
    14.bir derdim var
    15.son sabah
    16.uyan
    17.araf
    18.küçük sevgilim
    19.yaz yaz yaz
    20.cambaz

    mor ve ötesi web sayfasındaki eski kayıtlar (1999-2008)

    1.boşver
    2.gül kendine
    3.eksik
    4.doğru yanlış
    5.orda durma
    6.23
    7.küçük sevgilim
    8.canlı yayın (demo versiyon)
    9.balıklar
    10.şarkıcı çocuk
    11.daha mutlu olamam
    12.bazen
    13.bir
    14.kördüğüm
    15.sabahın köründe
    16.pis
    17.mucize
    18.beyaz
    19.dişi zamiri
    20.uyan (demo versiyon)
    21.hayat (demo versiyon)
    22.orda durma (demo versiyon)
    23.sen varsın
    24.son giden
    25.uyan

    kgf (2018)

    1. oyunbozan
    2. bir derdim var
    3. aşk içinde
    4. ayıp olmaz mı

    harbiye açıkhava - canlı senfonik (2019)

    1. konser tamamı

    kendinehas (2020)

    1. konser tamamı

    sirenler lansman (2022)

    1. dünyaya bedel

    -----bu bölümde parçaların akustik performansları yer almaktadır-----

    kent ozanları (1997)

    1.faithful lover
    2.ithaf
    3.rüya
    4.sabahın köründe
    5.sessizlik
    6.uyku
    7.yeşillik
    8.yalnız şarkı

    powertürk akustik (2006)

    1.bir derdim var
    2.cambaz
    3.serseri
    4.aşk içinde
    5.uyan
    6.yalnız şarkı
    7.güneye giderken
    8.son deneme
    9.balıklar
    10.bir

    ghetto akustik (2007)

    1.hayat
    2.kış geliyor

    makina programı (2007)

    1.yardım et

    hrant dink'i anma gecesi (2007)

    1.bir derdim var

    ghetto (akustik)

    1. kış geliyor
    2. sevda çiçeği
    3. az çok
    4. bir

    güneri civaoğlu ile şeffaf oda (2008)

    1.deli

    fuat güner'le müzik ömür boyu (2011)

    1.re
    2.aşk içinde
    3.mucize
    4.bisiklet
    5.yalnız şarkı
    6.çocuklar ve hayvanlar
    7.sor
    8.sonbahar
    9.istedim (fuat güner parçası)

    van için rock (2011)

    1.oyuncak dünya
    2.araf

    akustikhane (2012)

    1.gece
    2.sonbahar
    3.sor
    4.durma öyle
    5.yalnız şarkı
    6.son giden
    7.sevda çiçeği

    ntv cumartesi (2012)

    1.araf
    2.gece
    3.sor

    joytürk akustik (2013)

    1.eski şarkısı
    2.gel söndür beni
    3.yağmur teşekkürler
    4.oyunbozan
    5.tamiri mümkün kalbimin
    6.güneşi beklerken

    beyaz show (2015)

    1.nefesini tut

    axe black stage (2015)

    1.nefesini tut
    2.oyunbozan
    3.yağmur teşekkürler

    sofar (2016)

    1.bisiklet

    kral pop akustik (2016)

    1.kış geliyor
    2.oyunbozan
    3.araf
    4.gece
    5.beyaz
    6.güneye giderken
    7.yalnız şarkı
    8.re
    9.bir derdim var

    sirkeci garı (akustik) (2018)

    1. cambaz
    2. re
    3. oyunbozan
    4. serseri

    blue night dijital konseri (2019)

    1. konser tamamı

    bonus
    1.rüya (türkçe versiyon)
    2. gül kendine belgeseli
    3. büyük düşler belgeseli
    4. turne görüntüleri part 1 part 2

    not: eksik gördükleriniz için kutumu yeşillendirin
    edit: performansların tarihleri eklendi
    not1: performanslar tarihlerine göre eskiden yeniye sıralandı
  • sözlük soru cevap etkinliğinde bir yerde harun bahsetmişti. aklıma düşmüştü, denemek istedim.

    gerçekten öyle güzel bir deneyim ki..

    tünel meydanında sirenler albümündeki 9. şarkı tüneli açıyorsunuz.
    "şimdi kalbin, epey kırılmış, görüyor hepsini, ne yapabilirdi?"
    şarkının bitiminde kendinizi odakule'de buluyorsunuz.

    sonra istiklal şarkısı başlıyor, istiklali hissediyorsunuz, galatasaraydan, çiçek pasajından geçiyorsunuz,
    kulağınızda şu sözler:
    "belki arkadaşlarınla, belki de yalnız başına yürürken, ne kadar mutlusun istiklal’de
    birkaç mevsim renkler solunca, tükenmez hayatının sesi, çok mutlusun istiklal’de"

    sonra istiklal şarkısı bitiyor, hem de nerede? parka gidebilmek için direndiğimiz yerlerde...

    park şarkısı başlıyor orada:
    "dün neler mi kaybettin, belki zamanın yok şimdi
    gidenler geri gelmez ama, boş yere yorulmadı kalbin

    adını bilmesem de kardeşsin, biz neye söz vermiştik
    yüzümü gördüğünde gül artık, biz bir kabusu yendik

    yok, yaralara dokunmak yok, gök de bir bize ağaç da bir
    sabrın tükendi ama aman, onlara asla benzemedin"

    albümün bu son şarkısı bittiğinde meydana çıkmıştım, gezi yanı başımdaydı,
    anılar aklımdaydı.

    adını bilmediğim kardeşlerim aklıma geldi.
    derin bir nefes aldım.
    gülümsedim.
  • 28 mayıs 2022 mor ve ötesi inönü stadyumu konseri sırasında yaşanan ses problemi nedeniyle tek kelime dahi açıklama yapmayan, olayı gündeme getirmeyen, üzgün olduklarını belirten bir açıklama dahi yapmayan grup.

    tribünlerdeki sayısız insan konseri beleş tepeden izler gibi uğultular arasında izledi. kimse tek kelime laf etmedi.

    bu şunu gösteriyor: bu ülkenin muhalifleri de, işlerine geldiğinde -yandaş basın gibi davranıp- olmuş bir olayı olmamış gibi gösterebilir, görmezden gelebilir ve unutturmaya çabalayabilir.

    kimse sütten çıkmış ak kaşık değil.

    edit:
    olayı twitter'da dile getirdiğim için harun tekin ve mvö hesapları tarafından bloklandım. yazdığım tweet'i aşağı aynen kopyalıyorum.

    çok üzücü... benim için mor ve ötesi bitmiştir.

    tweet:
    "bazı teknik aksaklıklar" dan öte bir durum vardı ortada.
    ama siz binlerce kişinin yaşadığı ses problemini görmezden gelmeye devam ediyorsunuz. çeşitli mecralarda haftalardır herkes olayı ayrıntılarıyla dile getirirken, tek bir açıklama dahi yapmadınız, bir gönül almadınız.

    inönü konseri sizin için bir milat olabilir.

    18 yıllık bir dinleyiciniz olarak, bu olaya bakış açınız, benim için de bir milat.

    saygılarımla.
  • türkiye'nin herhangi bir yerine konsere gittiklerinde, sadece o tanıdık melodi ile birlikte şarkının girişindeki "bir" kelimesini söyleyerek, şarkının geri kalanında hiç bir şey çalmasalar veya söylemeseler bile tüm seyircinin, hep birlikte, her bir vurgu, yükselme ve alçalmaları ile mükemmel şekilde söyleyebileceği bir şarkı yapmışlardır.

    insan egosunu bu şekilde arşa çıkaracak kadar bir şeyi gerçeğe dönüştürebilmesi muhteşem bir şey değil mi?

    ben grubun yerinde olsam, bundan sonraki her konserde artık bu şarkıyı çalıp söylemek yerine seyirciye söyletirdim. grup için zirve, seyirci için zirve. mükemmel.
  • gerçekten çok büyük cesaret isteyen bir şeyin altına girmiş, ancak en önemlisinin altından kalkamamış gruptur: ses.

    benim gittiğim festivaller, stadyum konserleri, hepsini sıralasam ağzınız açık kalır götünüz düşer, o yüzden size sadece tecrübeli bir abi olarak şunu söylüyorum, bir konsere muhteşem ses ve atmosfer için gidersiniz ve eğer ses konusunda problem yaşarsanız, protesto hakkınızı sapına kadar kullanabilirsiniz. ses, grubun tanımıdır, atmosfer ise zevki x5'e kadar katlar. grup albümden farklı dokunuşlar yapar, kimi zaman şarkıları birbirine bağlar bilmemne, bunu çamur gibi bir soundla yapınca kim hangi keyfi alabilir ki?

    o sikko dediğiniz brit indie gruplarının bir ses mühendisleri var inanamazsın. her şeyi o kadar temiz, net ve sıkıntısız duyuyorsun ki, albüm kaydı gibi konserdi derler ya işte bundan dolayı oluyor.

    konser; grubun sana vadedeceği en yüksek noktadır, kendisini sevdireceği zamandır. mesafeli yaklaştığım nice grupları takdir etmişliğim vardır. dolayısıyla sen hem de rüzgarı arkana almış bir grupken böyle bir işin altına girdiysen, paraya kıyacaksın. türk ses mühendisleriyle çalışmayacaksın. yemin ediyorum ezmek için demiyorum, tecrübe yok tecrübe. hangi türk grup stad konseri vermiş? hayır, esas olacak olan şu, bu işte tecrübeli olan birilerini danışman olarak ekibiyle birlikte paraya kıyıp kiralayacaksın, bizimkiler de yanında öğrenecek. bütün detayları her şeyi anlayacaklar. maalesef bu.

    stadyum konseri koydum iki kolon konseri değildir, olamaz. ses işi bu kadar basit değildir bak vezir de olursun rezil de olursun. bir de mor ve ötesi senfonik bir grup değil, bildiğin standart rock grubu formasyonu var adamlarda. 2 gitar 1 bas 1 davul 3 tane back vokal tamam. dünyanın en basit setup'ı. sizi azcık üzeceğim ama bir radiohead konseri izledim, bizde böyle bir grup olup (yetenek vs değil sadece çaldıkları çeşitli enstrümanları kastediyorum) böyle bir şeyin altına girseler seyirci muhtemelen sahneyi basardı. 5 kişilik grupta herkes her şeyi yapıyor. neler oluyor neler ya..

    çok ama çok samimi söylüyorum, ses konusunda başarılı olmasını çok isterdim. bu bir milat olacaktı. harika olacaktı amına koyim. neyse.
  • konsere gitmedigim için sesle ilgili bir yorum yapamayacağım ama bu kadar kişi bu problemi belirtiyorsa ortada bariz bir sıkıntı yaşandığı belli.
    meslek de ses mühendisliği olduğu için az buçuk biliyoruz tabi bu işleri iki kelam edelim.
    yukarıda bol bol konsere gitmiş bir yazar arkadaşın dediği gibi sorun ne grupta ne organizasyonda. sorun türkiye'de bu tecrübeye sahip yetişmiş insan olmamasında. hangi teknik şirket, organizasyon şirketi, ses mühendisi stadyum konseri yapmış bugüne kadar? o metallicalar, rammsteinlar aptal mı milyon dolarlar harcayıp full teknik sistemle geliyorlar, 3 4 gün bilmem kaç tır ekipmanı kuruyorlar? burada küçümsemek vs değil gerçek olan bir veriden bahsediyorum.

    türkiye'de fena olmayan bir festival geleneği var, bu festivallerde ses ne kadar iyi ne kadar kötü elbette tartışılır. gel gelelim buralarda çıkan grupların, sanatçıların sound dediği şeyi yabancıların amatör grupları yapıyor. o nedenle de dünya çapında hiç bir rock grubumuz yok. eh işte ucundan pentagram biraz metalde adımlar atmıştı zamanında ama onlar da küçük denizde büyük balık olmayı seçtiler. zaten son albümlerinin soundları 20 yıl önceki albümlerinden kötü.

    şimdi uzatmayayım, bizim sesçilerin kralı gelse metallica rammstein sesi yapamaz. stadyum soundu hele hiç olmaz. neden çünkü öyle bir sound anlayışı ile çalışmamışlar bugüne kadar. zaten hiç bir grup da öyle bir sound yapamaz, zaten öyle müzik yapan ünlü bir grubumuz da yok. dünya standartları ile bizim memleketteki sound anlayışı arasında maalesef dağlar kadar fark var. bizde rock diye dinlenilen birçok şarkı rock kategorisine girmemeli. hala daha vokalin en önde olduğu müzik anlayışı, soundlar vs. ile bu iş yapılmaya çalışıyor. bakın muse yeni single yaptı birkaç ay evvel. grup muse olmasa dersin yeni metalcore grubu çıkmış. gitarlar, davullar falan acayip. bizde daha distortion açtırmıyor yapımcılar. gıygıy blues tonlarıyla rock diye milleti zikiyor gruplar.

    ha ama bence bu çok güzel bir adımdır. birilerinin bu işe el atması, yolu açması gerekiyordu. bunu yapabilecek göte sahip 3 5 isimden biri olan mor ve ötesi de bu işe girişip bir ilke imza attı. ben şahsen kendilerini tebrik ederim. bu tecrübeden bir çok ders çıkarılmıştır, büyük bir tecrübe kazanılmıştır. ilerleyen süreçlerde başka sanatçılar da böyle işlere imza attıkça bizim organizasyon şirketleri, teknik personel de bu işleri öğrenmiş olacak. ha yapılması gereken, bir sonraki stadyum konserlerinde yabancı ekiplerle çalışmak olmalı.
  • sene 2004.

    ben ilkokuldaydım. orta gelirli memur çocuğu ailenin mevcut şartlarını zorlaması ile kolejde okuyordum. haliyle sınıfımda da üst gelirli insanların çocukları vardı. sosyal olarak aktif ve girişken bir sınıftaydım. ilkokul hocam da bu konuda sınıftaki çocukların birbiri ile aile ortamında olması ve yakınlık kurmasına uğraşırdı. bolca etkinlik yapardı. aileler de bu konuda oldukça iyimserdi tabi.

    çocukların doğum günü ise bu tarz etkinlikler için biçilmiş kaftandı. bahsettiğim tarihe kadar sınıftaki çoğu çocuğun doğum gününü kutlamıştık.

    kimi mcdonalds kapatmıştı ya da bir kafenin üst katını kiralamıştı. kimi dubleks evinde palyaçolar eşliğinde parti vermişti, kimi ise babası askeri pilot olduğundan askeri tesis olanağı sunmuştu. hala hatırlıyorum çok güzel bir kutlamaydı o. kimi havuzlu bağ evinde davet vermişti. kimi sitede oturduğu için site bahçesi ve yeşillik alanı kullanmıştı.

    biz ise normal apartman dairesinde, klasik 3+1 evimizde, kendi halimizde oturuyorduk. elbette türkiye şartlarında çok iyiydi ve halimiz yerindeydi. ancak arkadaşlarımın ortalamaları çok üstteydi demek istiyorum.

    hiçbirinde ise kibir ve gösteriş yoktu. oldukça samimi, oldukça güzel anılarımız var her biriyle. hiçbir zaman ezme ya da hor görme olmadı. sınıfta başarılı öğrencilerden biri olduğum için ise zaten epey saygılıydılar. ben onların maddi imkanlarını kabullenmiştim onlar da benim ders konusundaki başarımı. çatışma içerisinde değildik hiçbir zaman.

    19 sene önceydi, artık benim doğum günümün de kutlanma vakti gelmişti. ancak mcdonalds kiralama ya da tesis sunma gibi imkanlarımız yoktu. bu imkanı olmayan her arkadaşımın ailesi gibi benim ailem de evimizi uygun gördü kutlama için.

    zaten çocuklar, yani çocukluk çok saf, çok temiz, daha samimi ve daha içten bir dönem oluyor hep. biz de öyleydik. hiçbir arkadaşım nerede ya da ne şekilde buluştuğumuzu umursamıyordu. bizim için boş haftasonunda bile beraber olma isteği ve heyecanı yeterliydi. yeni hediyeler almak, hediye beklemek, sevdiğini düşündüğü kız-erkek kişisini o haftasonunda bir daha görmek, oyunlar oynamak vs saf ve tatlı heyecanlardı.

    dolayısıyla evimizin küçük olması, yeterince oyun oynayacak alana sahip olmayışımız, palyaço ya da havuz bulunmayışı önemsizdi bizim için.

    ama yine de doğum günü müziksiz olmazdı. biz ailece evdeki eski radyodan dinliyorduk şarkıları ama radyodan hangi şarkı çıkacağını bilemiyordu ki insan. akıllı telefonlar ya da laptoplar da yoktu ve arka odadaki masaüstü bilgisayar için kocaman hoparlör de bulamazdık.

    müzik olmazsa dans olmaz, dans olmazsa eğlenemeyiz diye düşünüp kendimce mahcup olmuştum sanırım. sönük bir eğlence olsun istememiştim bence. stres ya da gerginlik yaşamış olabilirim. ancak bunu dile getirmediğime eminim, ancak annem bir şekilde anlamış olacak ki hadi gidelim bir müzik seti alalım dedi.

    müzik seti de neydi ? işte bu

    gittik bu müzik setini aldık, bilmem kaç paraya. salona koyarız diye düşündük. en azından daha güzel ve şık duruyordu. üstelik renk ayarı da yapılabiliyordu ekranda. benim sevinç ve mutluluğum ailemin yüzünü güldürmüştü. bir işi daha çocuklarının isteği yönünde halletmiş olmanın sevinci ve gururuydu bence yüzlerindeki bu tebessüm. annem de demişti zaten, hayatında kaç kere doğum günü partisi olacak sanki diye. yazarken bile duygulandım. neyse.

    ama yine hangi müzik çalacak bilemeyektik tabi. bu konuda da bir şeyler yapmalıydık. cd çalar almıştık sonuçta, bir de cd lazımdı artık.

    o zamanlar şarkı nedir, kim söyler, tarz nasıldır bilmiyordum bile ben. insan hangi şarkıyı sevdiğini bilmez mi ? bilmiyordum. bu yüzden o zamanın en meşhur şarkılarının olduğu cd hangisiyse onu alalım dedik.

    tam o an tanıştım mor ve ötesi ile. en meşhur cd onlarınmış. ve hayatımda aldığım ilk cd onlarınkiydi. ve tabi tek cd.

    dünya yalan söylüyor diye bir albümü çıkmış. epey ses getirmiş, baya popülermiş. şimdi baktım 30 nisan diyor albüm çıkış tarihine. iyi de benim doğum günüm 2 mayıs. albümü ilk alanlardan birisi miyim ki ben ?

    aha bu da albüm cd'si.

    aldığımda henüz hiçbir şarkıyı duymamıştım. ama demişti cd aldığım yerde çalışan tezgahtar kadın, 2. ve 3. şarkılar en iyisi, onu dinlersiniz dedi. bu sözü de çok iyi hatırlıyorum. 2. ve 3. şarkılar en iyisi.

    şimdi baktım hangileri onlar diye. 2)cambaz , 3)bir derdim var görsel

    ilk gün eve gidip denedim. gerçekten de çalıyordu. o güne kadar belli bir müzik zevkim bile yoktu, hiçbir şarkıyı bilmiyordum. ama artık ertesi sabaha kadar mor ve ötesi'nin her şarkısını ezbere biliyor oldum. artık benim de içimde rock sevgisi dolaşıyordu.

    doğum günümde ise bu şarkılar arkada çalarken biz arkadaşlarımla yemek yedik, sohbet ettik, oyunlar oynadık, eğlendik, dans ettik. arka fonda hep mor ve ötesi çalıyordu. döne döne aynı şarkılar tekrarlıyordu. bazı yerlerde biraz cd'yi ilerletip 2 ve 3. şarkılara geliyorduk hemen.

    o müzik seti şimdi annemin mutfağında radyo görevi görüyor. ve aldığımız tek cd hala mor ve ötesi. yanında öylece duruyor. müzik seti nereye giderse cd de oraya gidiyor.

    ve insanın hayatında özel yeri olan anlar unutulmuyor. ben de unutmadım doğum günümü, ailemi, arkadaşlarımı, o evimizi ve mor ve ötesini.

    doğum günümde beni ve arkadaşlarımı eğlendirdiğiniz için, bana eşlik ettiğiniz ve doğum günümü benimle kutladığınız için, kendimce arkadaşlarıma mahcup olmamaya çalışırken bana yardım ettiğiniz için size teşekkür ederim.

    şarkılarınız ise hala çok güzel.
  • https://www.youtube.com/watch?v=zxksjodrlv0
    şu videoyu izleyerek her şeyin ne olduğunu görebilirsiniz. üzerinden 10 gün kadar bir zaman geçmesine rağmen hala ses sorunuyla ilgili bir özür dilemediler.
    bunu kim yapıyor biliyor musunuz? yıllardır muhalif takılıp, kadın haklarından, haktan, hukuktan bahseden insanlar yapıyor.
    bu ülke maalesef böyle entelektüeli, islamcısı hepsi aynı kanına işlemiş bir özür mesajı yayınlamak bu kadar zor değil kendiniz kaybediyorsunuz.
    gerçekten bu ülkedeki insanlar arasında çürüyorum. hayatım mahvoluyor ve ben hala bir şeyler düzelecek diye bekliyorum. bir özür lan bi özür dilemek bu kadar zor mu?
    yan taraftan karşı tarafa geçmemize izin veren güvenlik abi umuyorum istediğin her şeye kavuşursun mvö'den daha faydalı oldun bizler için. ''kalp''
  • efsane olabilecek bir konseri ciddi ses sorununa rağmen aksiyon almadan sürdüren ve maalesef hala özür dilemeyen müzik grubu.

    mevzubahis konserde, harun tekin'in yuhlamalardan sonra sahnede yaptığı açıklamayı az evvel youtube'dan dinledim, konserde tek bir kelimesi dahi anlaşılmıyordu. adam demiş ki: "şu söylediklerimi de duymadınız mı? söylediklerimi duydunuz..." duymadık. maalesef tek bir kelimesini bile duymadık.

    bunu idrak etmek bu kadar zor mu ya? hala "sahnede açıklama yaptı ya işte yuhladığınız için duyamadınız" diye laf sokmaya çalışan var. "ses biraz kötü gelmiş olabilir ama o kadar da kötü gelemez yeaaa saha içi süperdi" yazıp büyük resmi gören var.

    biz sizi anladık süper duymuşsunuz ama anlamanızda sorun var sanırım. biz hiçbir şey duymadık. ses yan tribünlere hiç gelmiyordu. karşı tribünlere daha iyi geliyormuş, konserden çıkarken fark ettik bunu. yan tribünler, şarkıları sahadaki seyircilerden duyup söyledi. hatta müziği de duyamadıklarından hızlı hızlı eşlik etti insanlar, senkron tutmadı. sonra birçoğu erkenden kalktı gitti, kalanlar bitse de gitsek diye düşündüğünden hızlı söylemiş olabilir tabi. *

    bir de tribünden bilet alanlara "ezik fakir tabi ki az duyacaksın" diyen bir grup var anladığım kadarıyla. canım benim salak mısınız? bu adamların kitlesinin ciddi kısmı orta yaş grubunda, ergen değil, işten çıkıp gelmişler. oturarak müzik dinlemek istiyor bir yaştan sonra insanlar. ayrıca ezik fakir bile olsa o bilet satılıyorsa o hizmet taahhüt ediliyor demektir.

    tekrar edelim. bakın ne demiş harun: "şu söylediklerimi de duymadınız mı? söylediklerimi duydunuz..." yani en azından söylediklerini duyabilmeliydik. kendisi de en azından bunu bekliyormuş. duymadık, tekrar yazayım, duymadık.

    ekleme: ayrıca ses açıldı protesto bitti diyenler görüyorum. ses açıldı mı bilemiyorum ama ne yaptılarsa işe yaramadı, konser sonuna dek ses değişmedi. protesto bitti çünkü hem çok kızanlar çekti gitti hem yer değiştirenler oldu hem de insanlar bir süre sonra sağ duyulu davrandı. ne yapsalardı sahaya mı atlasalardı dertlerini anlatmak için?
  • ya şu soruyu sormayı o kadar çok istiyorum ki bu adamlara. belki bir tanesinin ekşi hesabı filan vardır da cevap yazar.

    akıllı adamlarsınız. düşünmeyi biliyorsunuz. müzikten anlıyorsunuz. "dünya yalan söylüyor" gibi bu ülkenin en iyi rock albümünü yapacak kapasitede adamlar nasıl olur da 15 senede bu kalitenin yanına yaklaşacak tek 1 iş daha çıkaramaz? sultanı yegah ne yav. yine aklıma geldi, yine sinirlendim. with all due respect, sultanı yegah filan gayet güzel şarkı da "dünya yalan söylüyor" daki herhangi bir şarkıyla kıyaslamaya cesaretiniz var mı ?

    hani şunu da çok merak ediyorum. siz de diyor musunuz "ah keşke dünya yalan söylüyor kalibresinde bir şeyler tekrar yapabilsek" diye yoksa böyle bir çabanız yok mu ?
hesabın var mı? giriş yap