• kirmizi ibikli horoz tatlisi diye bir tatli yapan uzaylinin oldugu dizi olarak aklimda kalmis. mini minnacikken ozenir, evde ne bulduysam karistirir bu tatlidan yapmaya calisirdim. tatlidan sadece ben anlarmisim havalarinda mesela kahve, mutlaka tarcin, seker, limon vs bir kasede karistirip o igrenc seyi buzdolabinda sogutup lezzetli olmasi gerektigi dusunceleriyle yerdim.
  • robin williamsin 'mork from ork' adli uzayliyi canlandirdigi 1978 yapimi sitcom. mindy de dunyali sevgilisi.
  • pam dawber*' a aynı cömertliği göstermediği halde, robin williams*' ı dünya çapında üne kavuşturmuş üstüne bir de altın küre kucaklamasına vesile olmuştur.

    (bkz: nanou nanou schazband)
  • tum bolumleri youtube uzakliginda yer almakta olan eski zamanlarin naif dizilerinden biri. jenerik muzigi dahi ayri bir dunyanin eseri gibi.

    https://www.youtube.com/…s6fnuwxzi5lu8da8jdwjwx2dl0
  • konusunu hatirlamiyorum, hatta hayal meyal hatirladigim mork karakterini canlandiran kisinin robin williams oldugunu da sozlukten ogrendim. ancak bir replik var ki yillardir kulaklarimdan gitmiyor:

    - mork orsen’i ariyor, cevap ver orsen!
  • zamanının ötesinde, çok başarılı bir diziymiş yahu bu.

    robin williams resmen döktürmüş. zaten şöhretini bu diziyle kazanıyor.
  • m&m
  • robin williams'ın kokain'i huniyle aldığı döneme rastlayan dizi. 3 bölümü peşpeşe izleyen bu kanaate varacaktır. de facto olarak dizinin adı mork'tur. mindy'e replik verdilerse bile şimdiye kadar sesini çıkaramamıştır.
  • bu dizi beni değiştiren yapımlardanmış. sonradan farkettim.

    her bölümün sonunda (uzaylı makama) raporlar verirdi mork. aslında vücut~zihin kafesimizde buz gibi yapayalnız olduğumuz ve el yordamıyla anlamaya çalıştığımız hayatı, insanları ve insan ilişkilerini düşününce; hepimizin zaman zaman "uzaylı" gibi hissettiği bir gerçek.

    aynı uzaylılık, yine çocukken bayıldığım, barney stinson'u oynayan aktör neil patrick harris'in dahi bir çocuk doktoru oynadığı doogie howser, m.d. dizisinde de vardı. o garibim de her bölüm sonu bilgisayardaki günlüğüne, o vakitler karşılaştığı / yabancıladığı / çözdüğü / çözemediği meseleleri aktarıyordu.

    hayat bir o yandan bir bu yandan vurunca kendimi buluverdiğim terapi odasında, o uzaylılığı yakaladım ve benimsedim.

    kendimce, her seans bir bölüm sonu özetiydi. keşke hiç bitmeseydi.
hesabın var mı? giriş yap