• --- spoiler ---

    -steampunk, atomicpunk, transistorpunk, —dieselpunk vs cyberpunk ana başlığına 9 puan
    -shrike’ın arabesk sevdasına ve ev babası hüznüne kafadan 10 puan
    -anna’nın miyazaki tasarımı uçağına 8,5’tan 9 puan
    -konu ile alakası olsun olmasın mekaniğe ve mühendislik ilmine 10 puan

    kalan her şeyin anasını sikiim
    --- spoiler ---

    sadece steampunk sevdalısı ya da ergenseniz izlenesi kitap uyarlaması film

    çok da bok atalım istersek filmin kalitesini, kritiğini geçip direkt aksiyon adına fonda mütemadiyen kafa ütüleyen o korkunç müziklere verip veriştirmekte fayda var
  • shrike karakteri filmin en güzel hikayesi ki o da birazcık robocop birazcık terminatör alıntısı. ayrıca filmi izlerken bütün filmlerden bir parça bulabilirsiniz. orjinal bir bilimkurgu bekleyenlere tavsiye edilmez. tam bir fiyasko.
  • -spoiler-

    1. anna fang karakteri öyle seksiydi ki her sahnesinde göz kırpmadan izledim. rasta saçlı adamla da aşık olduğunuz gözümden kaçmadı.
    2. shrike karakterine cidden ağladım. kitabı bilmiyodum ondan şaşırtıcıydı benim için. hester i acı çekmesini istemediği için öldürmek istemesi, en son gözleri kapanırken hester ile yaşadıklarını hatırlaması çok duygusaldır. kısaydı, daha iyi işlenilebilirdi ama ben o duyguyu yakaladım.

    3 ve en önemlisi minyonların tanrı olarak gösterilmesinde kahkaha attım bence mizahı çok iyiydi. kimse yazmamış ama bence benim içinde minyonlar amerikan tanrılarından.

    niye kimse öpüşmedi biraz çamurlu öpücük görsek olurdu.
  • hikayenin basit bir temel fikre saplanıp kalması bence bu filmin açmazı yoksa görsel öğeler çok güzel, çizimler şahane ama hikaye vasat olunca anca hoşça vakit geçirebilecek kadar oluyor, aman aman izlemem lazım diye düşünmüyorsunuz, izlemesekte olur moduna giriyorsunuz ki bence bir film için izlenme eşiği bahsi ettiğim o his...oyunculuklar eh, tempo eh, daha iyi bir hikaye ile level atlayabilirdi kanaatimce ama yavan kalmış ne yazık ki...
  • --- spoiler ---

    film ilk sahneleri ile sizi kendine bağlıyor. hele ki müze sahnelerinde o müzede olup artık tarihi eser olan bilgisayar telefon vs. ürünleri inceleyesim, her esere uzun uzun bakasım, yeni oluşan düzeni ve dünyanın o anki durumu hakkında derin derin konuşasım geldi. film ilerledikçe sürekli "bu ne şimdi" ve "tamam da bunun altyapısı ne hiçbir bilgi yok biz bu evreni müneccimlerle haşır neşir olarak mı öğreneceğiz" demekten kendimi alıkoyamadım ve fark ettim ki film kendine bağlamıyor sizin boynunuza yağlı urganı geçiriyor ve ucunu her dakika biraz daha çekiyor.

    tamam aksiyondur kurgudur anlarım da ipin ucunda bilmem kaç kiloluk robot/cyborg var koca gemiyi çekiyor karşı koyuyorsun motora güç vermişsin ip kesiliyor koskoca gemide ne bir sallanma, bizim cılız oğlanda ne bir sarsılma var. dümdüz ipe kene gibi yapışmış nasıl bir hikmetse o cılız kollarla ipten rahatça tırmanıp gemiye ulaşabiliyor ( ya da ipi çekiyorlar gemiye )

    geri sayım zamanı ayrı bir işkence. geri sayım esnasında rakamları girmeye başlıyor esas kızımız, ilk rakamları girerken ışığın yanması geri sayımın 6-7 saniyesini alırken, hafızası dolu 15 yıllık bilgisayar gibi sonradan açılıp geri sayım zamanlama açısından kritik anındayken hop tamamlanıyor.

    bunun gibi örnekler uzun uzadıya gider. filmlerde bazı kısımların izleyicinin hayal gücüne bırakılmasını takdir ederim, hollywood sinemasının her şeyi tabakta hazır vermesini hoş karşılamam ama filmin gravyer peyniri gibi olması da film keyfini yerle yeksan ediyor.

    bana göre birden fazla filmi 2 saate sığdırmaya çalışırken senaryodan ve derinlikten ödün verilmiştir. yine de görsel efekti severim aksiyon da iyidir candır diyorsanız keyif alırsınız.

    --- spoiler ---
  • ergen sayılabilecek bir yaşta veya kafa yapısındaysanız beğeneceğiniz aksi halde ne boş yaptılar yahu diye izleyeceğiniz bir film olur kendileri.
  • 2018 aralik tarihli christian rivers imzali film.
    yapimda ve metinde peter jackson'in da katkisi var.

    pek cok elestirmenden, ve buradaki kiymetli klavye-dovuculerden epey yergi almis. ancak tempolu, akici, bos zamanlarda hos seyirlik bir yapim. (bir ucak yolculugunda izledigim en surukleyici filmdi galiba)

    tabii kliselerin dibine ekmek baniliyor, oykude bosluklar var filan. ama miyazaki tarzi makinalari, ucan aygitlari, meskun mahalleri gormek bile leziz.

    nacizane sahsimca iki mevzu oldukca vurucuydu:

    1- hirsli, yavuz, gecmisin birikimlerini hice sayan, gozunu budaktan sakinmayan yeni-model reislerin gelecekte yol actigi yikimi, tufani gormek. bu yikimin, canli yayinlandiginda kitleler tarafindan alkislanmasi, kutlanmasi. bu sahneler imparatorluk kuvvetlerinin irak'a, filistin'e indirdigi bombalari, yikilan binalari, olen insanciklari canli yayinda kutlamalarla, kahkahalarla, partilerle karsilayan kitleleri animsadigimizda, "de te fabula narratur"e variyordu.

    2- bu yeni-model gozu kara reislerin, trump gibi, ukip gibi, hanson gibi atak basbuglarin faciasindan dunyayi kurtaranlar gayri anglo-sakson kimselerdi. cinli, hindli, arab filan. a.b.d. - kivi yapimi, bati salonlarinda & piyasalarinda kazanc elde etmeye calisan bir filmde bunu vurgulayabilmek, gosterebilmek kucumsenecek bir is deyildir. hani meselem yani, gidin de suracikta turkiye'nin muhayyel gelecekteki gozu kara bir reyizinin yarattigi yikimdan dunyayi arablarin, farslarin, almanlarin filan kurtardigini anlatin kurgu-bilim filminizde. sikar biraz.
  • bu yazdıklarım sadece bu film için geçerli değil, internette üzerine yorum yapılabilen her konuda olmasını istediğim bir şey.
    bir filmi, eşyayı ya da hizmeti hunharca eleştirmenin ayarı yok. mesala ben bugün youtube a girip türk mafya dizisi içeriklerine, hayvan gibi kötüleyici yorum yazabilirim. ama ona harcıyacağım zamanı kendi ilgi alanlarıma yöneltiyorum( ahlaki, hukuk, toplumsal ya da fiziksel açından tehlikeli gördüğüm konularda uyarılarımı yapar ya da şikayetimi ederim).
    son 3 yıldır dikkat ettiğim kadarıyla sosyal medya linci ve buna bağlı tv ve toplumsal linçlere maruz kalan çok insan var. buna başı götü bozuk devlet de el atınca çok canlar yanıyor. genç insanların ya hayatları sönüyor ya da çürüyor. eminim uzman insanların bu konuda çalışmaları vardır fakat çok az yerde denk geliyorum. bişeyler yapalım.
  • bu tür dünyalar ilgimi çektiği için midir bilemem ama başıma bir şey gelmeyecekse benim hoşuma giden film. kıyamet sonrası dünya ve steampunk türüne giriyor sanırsam ve bu türdeki film/dizi/oyunlar ortalama olsa bile benim genelde hoşuma gidiyor. eğer bu türlere ilgi duyuyorsanız aradaki bazı mantık hataları ve klişeler haricinde hoşunuza gidebilir.
  • dağ fare doğurmuş. görsel kısmı bir tarafa bırakırsak beklentilerin çok altında kalan vasat film. ne olup ne olacağı baştan sona belli.
hesabın var mı? giriş yap