• motosikletle afrikaya gidip donen varken o kadar da korkulmamasi gereken bi olay.
    (bkz: ruzgarin izinde)
  • motosikletle japonya'ya gidip dönen varken o kadar da şeapılmaması gereken

    ruzgarin izinde
  • şahane olur diyorum ve arttırıyorum;

    (bkz: motosikletle avrupa turu)

    yunanistan'a gitmiş birinin deneyimleri için ise;

    (bkz: rahmi barutçu)
  • motorsikletle yunanistan turu için çok bir bilgiye gerek yok. motorla sınır geçmek için belgelere bak internetten, sonra bin git. yunanistan kolay memleket.
    bir arkadaş motorla hindistan'a gitmişti. biz daha ege'den çıkamıyoruz o zamanlar.
    "ati, nasıl lan, zor mu? benim motor gider mi?" diye sordum.
    "seyahate motorla değil, daşakla gidersin" dedi.
    önemli olan yola çıkmak. bir kere yapınca gerisi uyuşturucu gibi zaten.
  • motorla beraber sınırı geçebilmek için 2017 itibariyle 1.150 tl'yi gözden çıkarmanız gerekiyor.

    uluslararası taşıt belgesi ücreti 150 tl
    uluslararası sürücü belgesi 486,45 tl
    yeşil sigorta minimum 15 gün için 42€ ~ 176,5 tl
    yunan şengen vizesi 252 tl + 84 tl hizmet bedeli

    şu ilk iki evrağa alınan para soygundan başka bir şey değil. devlet soygunu. yasal soygun. kepazelik.
  • 2013 yılında sıfır km bir (bkz: vespa) lx150ie3v aldım. 5 yılda 33 bin km yapmışım. 2017 yazında yunanistan aracılığı ile aldığım bir schengen vizesi vardı. işten atılmıştım o sıralar ve tazminatım vardı. bir sabah uyandım tuzla’dan tek başıma vespa ile yola çıktım. yunanistan’a doğru gitmek istiyordum. yolda bazı habis düşünceler vazgeçirmeye çalışıyordu. beylikdüzü’ne geldiğimde (ki zaten beylikdüzü neredeyse yunanistan sınırında) arkadaşımı aradım üniversiteden . sana geliyorum dedim. 2 gün onda kaldım. o işe gitti ben motive ettim kendimi bu 2 gün boyunca. sonra sabah kalktım, patates haşlayıp heybeme attım ve yola çıktım. akşam alexandropoli’deydim(dedeağaç). çadır kurdum. ertesi gün biraz dolandım devam ettim .komotini’deydim(gümülcine). biraz dolandım devam ettim. xanthi’deyim(iskeçe). eski yoldan gitmeyi seçerek bu türk kasabalarını, nehirleri , doğal güzellikleri göre göre devam ediyorum yola.

    iskeçe’den kavala’ya doğru harekete geçiyorum. benzini genelde kontrol ederim. yolculuk boyunca bir problem yaşamadım. ancak; bu yolda giderken benzin istasyonu gözükmüyordu.

    endişelenmeye başladığımda yoldan geçen bir iki arabayı durdurup; yakında benzin istasyonu olup olmadığını sordum. çoğu gps’lerinden bakarak veya yakınlarını arayarak yardımcı olmaya çalıştı. benzinim azaldığında gidiş geliş yönlü olan bu yolda endişeli ilerlerken karşıdan bir cisim yaklaşıyordu ilk başta motosiklet mi triport mu anlayamadım. yaklaşınca benzinciyi sormak için elimi kaldırdım ve bir bisikletli gezgin ?? olduğunu anladım. işin garibi bisikletin üzerinde türk ve alman bayrakları vardı. ‘türkçe biliyorsun sanırım ‘ diye bağırdım; gülerek ingilizce konuşmaya başladı. martin ! alman. benim gibi bir öğretmen. fizik öğretmeni. heidelberg’ten bisikletle yola çıkıyor ve gerginleşen türk-alman politik ilişkilerine inat; ‘halklar aslında her zaman kardeştir, politikacılar nifak sokar’ mantığıyla ; avrupa ile asya’nın buluştuğu ‘aziz istanbul’u’ , kendine son durak seçiyor. 1 aydır yollarda olduğunu, akşam olunca kendisine uygun bir yer bulup dışarda konakladığını söylüyor. ben de kendi hikayemi anlatıyorum. benzinimin azaldığını ve endişemi unutuyorum. martin’den birer nektarin yiyoruz, iletişim bilgilerimizi alarak iyi şanslar dileyip ayrılıyoruz. (3 eylül 2017’de, martin ile taksim’de; türk alman kitapevi’nde buluştuk, fotoğraf çektirdik,. ortaköy’e gittik onunla ve manzaradan çok etkilendiğini söyledi) şimdi evimden 550 km uzaktaydım. heyecan verici. kavala’ya girerken kıbrıs bayrağının üzerinde kuzey’den güney’e kan akan ve üzerinde ‘remember cyprus’ yazan bir tabela ve istanbul yerine konstantinopolis yazdıkları başka bir tabela karşılıyor. ‘halkların birbirine benzerliğinin eşsizliği , yardımcı olma konusundaki zarif ve insancıl tavırların güzelliği sebebiyle ve konuya ‘gideceğim her yere bir dünya vatandaşı olarak gideceğim ‘ düsturuyla yaklaştığım için ; aklıma sadece ‘politik tabelalar bunlar’ düşüncesi geldi . hafif bir tebessüm ile ‘kanmayacağım buna’ bakışı fırlatıp devam ettim bu güzel şehire doğru ilerlemeye. ‘kapat televizyonu anne seni de kandırıyorlar’ der ya şarkıda yaşar kurt !

    çocukluğunuzdaki ilk oyuncağı hatırlıyor musunuz? ben asla unutmuyorum! babamın , oyuncak dükkanı olan bir arkadaşına ; unkapanı’na gitmiştik. ( unkapanı’nda da kavala’dakine benzer su kemerleri bulunur ve bu güzel tesadüf benim için oldukça manidardı) .

    sarı renkli, kapıları açılan nostaljik bir citroen araba almıştı babam. heh işte onu kavala girişinde buldum. gerçeğini hem de. hüzünlendim. mutlu oldum . çocuk oldum .2 gün çadır ile kampta kaldım. yüzdüm, gezdim,dinlendim,4.5 yıllık mobbinge nispet edercesine . kalktım devam ettim yola selanik’teydim. hostellerde kaldım. birileriyle tanıştım. gitar çaldım. couchsurfing ile bir yunan’ın evinde kaldım. 2 türk master öğrencisiyle tanıştım ve evlerinde kaldım. vespa enjektör arızası yaptı. aylardır ustaların çözemediğini, selanik’te panos usta çözdü. çok para da almadı. lastiğime yama yaptı. nereye gidiyorsun dedi. italya dedim nedense ki niyetliydim. benzin ve bazen kamp alanına para ödemek dışında küçük süpermarket harcamaları ile karnımı doyuruyordum. bazen bahçelerden erik elma toplayıp bir iki öğünle geçiriyordum. kaçıyor muydum? keşif mi yapıyordum? net cevabım yok ama muazzam keyif alıyordum. italya’ya ucuza geçme yollarını aramaya başladım hatta. bir italyan ile tanıştım . guiseppe amca. milano’da yaşıyormuş. git ve dünyanın en güzel ülkesini gör diyordu. bir akıl verdi. yunanistan’dan pahalı olur geçişler, önce makedonya sonra arnavutluk’a geç, diraç limanından uyguna geçersin bari veya brindisi’ye dedi. 12. gün civarı chalkidiki’ye gittim. yüzdüm, uyudum. gece yağmur yağdı çadırım biraz su aldı. keyif aldım moral bozmak yerine. bastım selanik üzerinden yunanistan’ın makedonya sınırındaki niki köyü üzerinden bitola’ya geçtim. sınırda tebrikler, ilgi, güler yüzler beni bekliyormuş. 150 cc motorla sırt çantanla buralara kadar gelmişsin diye bir sınır memuru sırtımı sıvazlıyordu. iyi hissettim. bitola’ya geldiğimde hostel buldum booking.com üzerinden. gittiğimde otel kapalıydı. biraz endişelendim. çok da yorgundum . bazı tenha yollara girdim vespa ile. eski sovyet donukluğuna hakim sokaklar gördüm. içim sıkıldı. gelişigüzel bir otele girip pazarlık yaptım. bir makedon birası aldım. evi aradım. bayram arefesiydi. birden bir hüzün kapladı içimi. o ana kadar sürekli devam etme isteğindeydim. o anda dönmek istedim. oysaki ertesi gün dibine kadar geldiğim ohrid gölü’ne (bkz: ohrid) gidecek ve arnavutluk’a doğru devam edecektim . gidemedim. bazen işaretleri dinlemek gerekiyor sanırım. evdekileri alıp sultanahmet’e köfte yemeye, aya sofya’yı izlemeye gitmek istedim. sabah kalkarsam düşüncem değişir kesin devam ederim diyordum. değişmedi. bana 13 gün süren, her dakikası muazzam etkili vespalı,çadırlı,çantalı,tek başınalı seyahat ne kadar iyi geldi. dönüş yoluna geçtim kavala'da 1 gün kalıp.kavala – istanbul yolculuğu için; öğlen 1'de kavala'dan yola çıktım . keyfì 3-5 mola ile 550 km yol , ardından gece 12'de evdeydim . toplamda 2 saate yakın mola verdim . 9 saat sürüş, 2 saat mola=11 saat. toplamda 2300 km yol yapmışım.1 km yolu ortalama 1 dakikada katetmişim.

    yolculuklar esnasında muhakkak bir iki şarkı gelir bulur sizi ve o şarkılar artık ne zaman bir yerde çalsa; sizi , o şarkıyı dinlediğiniz yerlere götürür ya :

    1) avril lavigne – ı’m with you

    2) diddy – coming home

    3) the cardigans – for what it s worth i love you

    kahvaltı yapıp dönmeyi düşünürken 2 numaralı şarkıyı söylüyordum : ??

    ı am coming home,i am coming home, tell the world i am coming home.
  • sınırı geçebilmenin güncel fiyatlarını ( şimdilik tahminen ) yazalım, 2-3 hafta sonra editleriz kesin rakamları.

    motor sizin değilse noterden vekalet ( 200 tl civarıdır heralde ),
    yeni ehliyetiniz var ise uluslararası sürücü belgesi istenmiyor,
    yeşil sigorta 38€ ~220 tl
    yunan şengen vizesi ( aracı komisyonu dahil ) 700 tl.

    1000 tl temiz yani bir şekilde.
  • motosiklet ile avrupa turu ( içerisinde fransa ve çekya) için hazırlıklara başladım. gotik mimarinin bol olduğu şehir tavsiyelerine açığım.
  • temmuz 10 ve 22 arasında tek basina yaptığım harika yolculuk.
    ozellikle otobanlari kullanmadan yapıldığında ülkenin kucuk kasaba ve köylerinden geçerek daha iyi tanıyabilir daha bakir yollarda surebilirsiniz.
    kabaca ipsaladan girerek selanik meteora iyon denizi adaları mora yarımadası atina ve feribotla sakız cesme şeklinde tamamen kamp yaptım. şahane bir tarih ve deniz tatili oldu. öncesinde tek sıkılır miyim dedim ama hayır iyi ki yapmışım.
  • bu yıl ilk kez uyun yol yaptım. istanbuldan-aydına kadar gittim ve geri geldim. baktık bu iş böyle olmayacak bir de yunanistan turu düşünmeye başladık. bu yaz bir yunanistan turu yapacam büyük ihtimal.

    yani türkiyeden yunanistana gitmek km bazında hiçbir şey ama hayatımda başka ülke görmedim nasıl olacak, ne olacak hiç bilemiyorum ama her şeyin ilki güzeldir. güzel deneyim olacağı kesin.

    biri demiş japonyaya gittim. ebesinin amı.
hesabın var mı? giriş yap