• mesafeli duruşuma rağmen muamma'ya çift tıklayıp mutfağa geçtim. o anda aklımda dönüp duran düşüncelerin arasına bir yıldız kaydı, tüm zaman ve mekanı ele geçirdi. durdum, gülümsedim, kalbim incindi. nazarı dikkatimi celbeden şu sözlere kilitlenip kabuğuma geri döndüm: "bu mecazlardan geçip en hakikiye gidelim, cemali ba kemale seyredelim". bu dizeler mustafa ismet garibullah'ın risale-i kudsiyye isimli eserinden alıntıdır. üstad hemen her beyitin son mısrasında bu hedefe işaret buyurur.

    "bu mecazlardan geçip hakk'a gidelim, cemali bâ kemale seyredelim"

    tüm bu muammanın içinde kendini aşikarane hatırlatana sonsuz şükürler olsun.
  • işte budur. birkaç gündür dinlediğim pesimist ep 5'te sonunda aradığım tadı buldum: muamma.
    ep'deki diğer şarkıların da kendine has özellikleri var, onları da yazacağım. fakat bir şeylerin beni bağlamasını bekliyordum. daha önce bahsetmiş olduğum bir nakarat sıkıntım vardı. muamma'da nakarat tam tadında. tam olması gerektiği gibi. hani o bağıra bağıra söylenenlerden var ya; işte onlardan. tıpkı kürdan kollar'da alınan hazza benzer bir şeyler var içinde:

    "ulaşılacak saadete kaç kapı daha var?
    açtım açtım kapıları girdim
    bomboş evlere vardım
    yardım lazım bana
    şansım yaver sanmaaa
    hiç hoş değil gördüklerim amma
    emin değilim her şey muamma.."
    muamma..
    muamma..
    muamma..
    hiç hoş değil gördüklerim amma..

    tam olduğu gibi dedim ama bir bölüme takıldım sadece, belirtmesem olmaz; nakarat mükemmel giderken, "yardım lazım bana \ şansım yaver sanma" derken mevzu biraz olaydan kopar gibi oluyor. bana göre "şansım yaver sanma" yerine 2 kelimelik bir bağlaç cümle olmalıydı, o zaman sanma sözünün vurucu namesi daka sıkı olabilirdi. öte yandan 'muamma'lar gereğinden uzun sanki. neyse ne.. olur o kadar.

    10 numara şarkılar olur ya; onlardan biri işte.
  • bir kelimenin söylenişi anlamını bu kadar mı iyi hissettirir dedirten kelime. muamma demek bile bir muamma hissi verir kişiye.
  • atiye böyle bir şarkı yapmakla ya da söylemekle hata etmiştir. keşke sözlerin arasına nazım'dan bir şeyler sıkıştırsaydı. arada dokunaklı bir şiir okusaydı...

    ne bekliyorsunuz kardeşim anlamıyorum ki?! adı üstünde popüler müzik işte bu. dünyadaki örneklerinin süper sözlere sahip olmadığını ama bunun bir yaz boyunca ortalığı kasıp kavurmaya engel olmadığını bildiğiniz halde, sırf yerli malı diye, bir şarkıcı kızımıza söylediği şarkının sözleri için sallamakta sakınca görmüyorsunuz. sound eski dersiniz anlarım. sesi kulağımı tırmalıyor dersiniz onu da anlarım ve saygı duyarım ama sadece bir süreliğine piyasada yer işgal edecek bir şarkıda hayatın sırrının verilmemesini eleştiriyorsanız size yuh derim.

    her gün süper starlar çıkarıyoruz ya, en ufak beğenmediğimizi çöpe atalım di mi?!!

    bence seneye atiye eurovision'a gitmeli. ilk üçe girmezse çocuğumu keserim lan!!
  • sagopa'nın en iyi şarkılarından biridir. ve yeni bir klibi çıkmıştır.

    http://www.youtube.com/watch?v=dmtbihaz36w
  • gelmiş geçmiş en fiyakalı türk klibine sahip* atiye deniz parçası. dansın ritmine göre kamera kullanımı kusursuz. ayrıca yönetmen murad küçük'ten çok görüntü yönetmeni dennis madden isimli şahıs alkışı hak etmiş. mtv'de falan denk gelirse izleyin muhakkak kaliteyi görürsünüz. on numara.
  • selma ve gölgesi'nde son kurban nevzat'ın tanımı şöyledir:

    "biliyorsun ki ben kadında klasik muammayı sevmem. çirkindir. her kadın muammaya sarılarak boşluğunu gizler.
    muamma, boşluktur." syf.33
  • yine kızarıyor sigarımın ucu, görünmüyor hayallerimin ucu bucu
    haydi ver sevinci hüznü bir bebek gibi kollarıma
    sular dök beni bekleyen yollarıma ben birazdan yolcuyum
    yeditepenin etrafı misk-i anber rahiyası
    yanımda güzeller güzelinin has salihası
    şu içimde yılların bıraktığı atıklar
    ve bana eşlik eden binlerce ses var kısılmasınlar onlar
    ey yolcu dostum ayakların rehberindir
    senin dostun soğuk esen yellerdir tüm insanlık senin gözünde eldir
    içecek suyun gözlerinden taşan seldir, bu ödenecek bedeldir
    gücümün yettiğince öcümün ağırlığınca sözümün kuvvetince çabalarım
    gidilebilecek en uzun yollara kendimi hazırlarım
    bu mecazlardan geçip en hakikiye gidelim
    cemal-i ba kemale seyredelim...

    nakarat (x2)

    ulaşılacak saadete kaç kapı daha var
    açtım açtım kapıları girdim bomboş evlere vardım
    yardım lazım bana, şansım yaver
    sanma hiç hoş değil gördüklerim amma, emin değilim herşey muamma , muamma (sago) muamma.. (kaf kef) muamma
    hiç hoş değil gördüklerim amma, muamma, muamma ...
    hiç hoş değil gördüklerim amma,

    bölüm 2

    ortalarında bir yerlerdeyim ömrün bana göre
    belki yarına varmam mucize şu anın değeri varya
    diğerlerinin değersizliğini anlatmam angarya,
    zamana göre değişip değişmeyeceğini sandığın(kastır)
    oyun gibi sanki hiç sona ermeyecek sandığın
    aynı ılık çorbaydı oysa ekmeğini bandığın
    durdukça soğur herşey, soğudukça ölür ateş
    kovdukça varır şeytan vardıkça kişner küheylan
    ve son baharda ölmekte kış canlanırken
    ve ilk baharda terk etmekte yaz efillenirken
    biri ağlayarak başlar hayata rahmetlen
    biri veda eder gülmeyi öğrenmeden
    bu aciz benzetmelerde olmasa bakacak aynam olmazdı
    kendimi görebileceğim başka bir yer var mıydı (söyle)
    insan kadar kendini güvenen bir aciz görmedim
    insan kadar nankörünü bahsettiğiniz kedilerde bile görmedim
    ben hayatı terazimde tarttım arazimde güneşe yüzümü dönüp yattım
    oysa güneşi bile söndürdü üzüntüler
    neyse boşver deyip arkalarına bakmadan yürüdüler
  • yaklaşık 4 sene sonra birden aklıma gelip dinlemeye başladığım aynı duyguları tekrar yaşatan sagopa kajmer'in harikulade parçası

    "ulaşılacak saadete kaç kapı daha var
    açtım açtım kapıları girdim, bomboş evlere vardım."
  • "milat seninle başladı! diyorum rastladığım
    her kadına; oysa yalan, oysa
    bir şey başlayamaz bu lacivert travmayla
    bulduğum bütün otlara konuyorum
    seviyorum delik deşiksen seni, mazi kalbinde
    yaraysa kasıklarımı tuta tuta
    gülüyorum buna

    ...

    burdayım; cesur bile sayılırım bazı anlarda
    az dozdan giden büyükannemin
    resmini asacak duvar yok odamda
    vazodaki su kurumuş, masa da masaymış ama
    üstüne ne koysam püskürtüyor ortalığa

    benim hiç manifestom olmadı
    yaşadım sayılır mı; muamma!"

    altay öktem
hesabın var mı? giriş yap