müge anlı ile tatlı sert

• bir başarı öyküsü kilifiyla yine çocuklarını kaybetmiş bir aileye çocuklarının istismara ugrayip, katledildigi haberi kameralar eşliğinde verilmiş.
  
  düzgün calismayan egitim, emniyet ve hukuk sisteminde iş, siz kan emicilere kalıyor tabi.
  
  acının pornosunu izliyoruz böyle mal gibi biz de.
• emniyetin aylarca çözemeyeceği ve hatta kurban atıklarının arasında çocuğun cesedinin de gideceğini varsayarsak; 3 saate bir cinayeti izleyicileri ve ekibi sayesinde çözmüş ve zanlının yakalanmasına yardım etmiş bir kadın müge anlı. bu program onlarca eleştiriye rağmen cidden iyi işler yapıyor.
  
  cağnım müge, yeni sezonun hayırlı olsun. takipteyim, kips.
• gündüz kuşağını domine eden program. benzerleriyle arasındaki farkı görmemek için bu işlerden hiiç anlamıyor olmak lazım.
  
  (bkz: her şey gerçek)
  (bkz: gerçeğin peşinde)
  (bkz: artık susma)
  (bkz: hayatın penceresinden)
  (bkz: balçiçek ilter ile olay yeri)
  (bkz: yalnız değilsin) ^*
  
  öeh.
• programı gerçek olaylar üzerinden değil de bir tür freak şov gibi değerlendirerek izlerseniz elbette acı haberin kameralar karşısında verilmesini acı pornografisi olarak görebilirsiniz.
  
  ama maalesef programda yaşanan her şey gerçek ve bence her şey ekranlarda gösterilmeli. kimse reyting getirsin diye ya da oh malzeme çıktı diye yayına vermiyor o acılı anları. insanlar görsün de bir nebze olsun ibret alsın diye yayınlanıyor. yıllarca kadının söyleye söyleye dilinde tüy bittiği halde, hala aynı hataların yapılması ve bu hataların sonuçlarının çok ağır olması nedeniyle veriliyor. bugün o görüntüleri ben de izledim. annenin öldüğünü tahmin ettiği halde, araçların geldiğini görünce çocuğum geldi diye çırpınışını, etrafındaki üç kişinin bile onu tutamadığını, öldüğünü öğrenince nasıl yüzünün bembeyaz olduğunu, kardeşlerin ve babanın yıkılışını gördüm. onları izlerken çocuğumun ensesinden elimi bir an bile çekersem sonuçlarının ne olabileceğini gördüm. sanmayın ki sırf ekrandan izleyebiliyorsunuz diye bütün bunlar senaryo. hayır, bu iğrenç sapıklar her yerdeler ve değil çocuğu yalnız bırakmak, çocuk önünüzden 10 adım ilerde yürürken bile akbaba gibi kapıp kaçabilecek kadar gözleri kara. onlara bu cüreti de maalesef yine toplum veriyor, aa çocuğumu sevdiler, aa çocuğumla ilgileniyorlar, çocuğum mahallenin sevilen maskotu gibi bişi oldu diye sesini çıkarmıyorlar. kimse de demiyor ki ulan allahın madde bağımlısı amelesi benim çocuğumla neden ilgileniyor, kendi karısıyla çocuklarıyla ilgilenmeyen esnaf benim oğluma neden şeker veriyor, benim çocuğum neden mahallenin maskotu? hala tanımadığı bir çocuğa ailesinin izni olmadan ( izni olsa bile bir iletişimi olmadan) fiziksel temasta bulunan bir yabancıya sevdiğinden yapıyor diye müsamaha gösterebiliyorsanız; pedofili vakalarının mağdurun akrabalarından bile çıktığı bilinen bir gerçekken siz hala aman o adam bir şey yapmaz zannediyorsanız, kusura bakmayın ama 2017'nin yeni türkiye'sini bir mahallenin muhtarları ya da bir ekmek teknesi gibi naif ve iyilik dolu bir yer zannedecek kadar su katılmamış bir geri zekalısınız demektir. ulan çocuğun aranmasını içeren görüntülerde bile kameraya başıboş sokaklarda koşturan çocuklar giriyor. kimsede biri çocuğu öldürüp atmış ya bizimkilere musallat olursa korkusu yok. bu kadın, insanlar ibret alsın da akılları başlarına gelsin diye daha ne yapsın, preslenmiş çöplerin arasında çocuğun bırak cesedini, kemiğini bile bulamıyorlar lan şu an.
  
  kaldı ki eğer program acı üzerinden reyting yapma derdinde olsaydı aileyi bütün üzüntülerine rağmen yayına çıkarır, onların çığlıklarıyla şov yapardı ki üst entryde adı sayılan benzer programlar zaten bu şekilde zaman doldurarak para kazanıyorlar. acı pornografisi arayan, bir arpa boyu yol gidemeyip de çareyi acılı anneyi '' idam istiyorum idam! '' diye bağırtmakta bulan programlara yönelebilir.
• muadillerine göre daha sert konuları masaya yatırabilen program. nedeni de rtük tarafından kollanması. ceza gelse bile ertelendiğini ya da iptal edildiğini bütün sektör biliyor. yoksa ortada cesur yayıncılık filan söz konusu değil.
• geçen gün bunu seyreden bir kadın akrabamla konuştum.
  
  - "artık katilleri gözünden tanıyorum" dedi.
  + "nasıl oluyor o?" dedim.
  - "katillerin hepsinin bakışı değişiyor, donuk bir bakışları oluyor. artık ayırt edebiliyorum" dedi.
  
  bir insanı öldüren katilin, ruhunda ve bakışlarında da bir şeyler ölebilir. ilginç geldi.
  
  bazı konularda farkındalık oluşturması sebebiyle faydalı bir program ancak bazı konuları sündürdükçe, sündürüyorlar. erkeklere göre bir program değil... ^*
• evlendirme programları gibi kötü, çürük örnekleri, yurttaşın gözüne soka soka doğallaştıran über kötü program formatıdır.
  
  bir kız kurtarırken, binlercesinin mezarını kazıyorlar. bir nevi bu kepazelikler yasallaştırılıyor. sen ben kız kurtuldu diye seviniyoruz ya. reytingleri tavana vurduruyoruz ya? ama yeni jenerasyon ergeni, rol model olarak görüyor o kadını, erkeği, anasını danasını.. çaresiz ailelerin, kızı için deşifre olmalarına da mı yüreğin hiç sızlamıyor?para karşılığında o programlara katılanları hiç söylemiyorum.
  
  emniyette bir birim kurulsun, başına müge anlı getirilsin. müge anlı genel müdürlüğü kurulsun. nedir bu ya? asayiş,cinayet büronun çözemedigini, bunlar mı çözüyornuş? danışıklı dövüşler, pazarlıklar bla bla bla..
• bir yığın çakması bu yıl ekranlara merhaba dedi. müge'nin önüne geçmek için de yayınlara erkenden başladılar. ancak bu program ekranlardaki işe yarar tek şey. muazzam çalışıyorlar. basının istenince ne kadar güçlü kullanılacağının göstergesi.
• hani aynanın arka yüzü varya simsiyah, hah işte o yüzün acımaszılığını sokuyor gözümüzün içine. bayramda şeker toplamaya giden çocukların kayseride başına gelenleri, nezen germiyen'in bulunamayan katilini, manisa'da hunharca öldürülen yavrucağızın dramını dan diye vurdu ortaya. acı ama gerçek.
• geçmişini bilmiyorum ama bugün geldiği noktada, arama çalışmalarının büyük kısmının temelinde aklın, vicdanın ve bilginin bulunması hedeflenen program.
  
  uzun süredir aklımı kurcalayan bir konu var. trt tek kanal döneminde okuma yazma bilmeyen de, üniversite hocası da aynı kanalı izlerdi. bunun iyi bir şey olduğunu savunmamakla birlikte, okuma yazma bilmeyen anneannemin jacques-yves cousteau belgeselleri, artistik patinaj gösterilerini, klasik türk müziği konserlerini, türkiye'den ya da dünyadan klasik filmleri, güzel türkçe ile konuşulan programları izlediğini hatırlarım. kwai köprüsü'nü izleyen 1915 doğumlu bir nine/dede düşünün. şimdilerde bunun bir çeşit toplum eğitimi olduğunu anlıyorum. oysa günümüzde 100 tane kanal var. bu tür duyarlılıkları, merakı olmayanlar ömrünü bir tane faydalı bilgi içeren program izlemeden geçirebilir. evlenme/magazin programları, saçma sapan diziler, komik videolar, uydur kaydır haberlerle geçiriyor insanlar hayatlarını. hangi görüşten olursa olsun ne yazık ki ülkemizin çoğunluğunu bu insanlar oluşturuyor.
  
  bugün müge anlı enez'de arkeolojik kazıda 2500 yıllık tarihi eserler buldu. çekmiş lastik çizmelerini, şortunu/kotunu çamurda büyük bir samimiyetle uğraşıyor. ben yapsam "ne işin var çamurun için de, çok mu önemli eski püskü küpleri bulmak" diyecek annemim arkadaşları büyük bir dikkatle izliyor. beğenelim beğenmeyelim bu ülke böyle onun bu görüntülerini 30 tane arkeoloji profesörü verse 50 kişi izlemez. zaten program tamamen bunlardan oluşsa, müge anlı'ya rağmen yine izlenmez. ama aralara serpiştirince birilerin kulaklarına azcık da olsa bilgi giriyor.
  
  yeterli mi değil. ama izleyici kitlesi sadece bu programda faydalı bilgi ile karşılaşıyor, bu açıdan çok önemli olduğunu düşünüyorum. yoksa ben de isterdim alanında uzman hocaların dikkatle takip edildiği, planet earth, cosmos, hidden figures, izlenilen bir ülkede yaşamayı.
  
  ekleme editi: benzerleri çıkmış. izlemedim ama olmaz o iş. bir tek seda sayan'ı biliyorum içlerinde, "benim aslan oğlum her şeyi hak eder" mantalitesinde bir kadından kaliteli bir iş çıkması mümkün değil. bu iş hayat tarzıdır. okumayı, araştırmayı, kendini geliştirmeyi gerektirir. yurtdışında sadece avm/mekan gezenle, kültür gezilerinden zevk alan bir olmaz. bu bir birikimdir. hayatınızın her alanına, duruşunuza, çocuk yetiştirmenize, arkadaş seçiminize, insanlarla ilişkinize yansır.