• henüz 12. sınıftayken essay yazmasını öğrendiğim eğitim yuvası.*

    eğitim sisteminin suyunun çıktığı, velilerin gemleri eline aldığı "ama hocam, bizim oğlan/kız üniversite sınavına hazırlanıyor, ödev veriyormuşsunuz bir sürü" diyerek cehaletle ingilizce hocasına çıkıştığı zamanlardı.
    hoca da "arkadaşlar her hafta ödevler verilecek, isteyen yapsın" diyerek serbest bıraktı. tek tek yazılarımızla ilgilendi. bize geri dönüşler verdi öteki hımbıllar test çözerken.
    22 kişilik sayısal şubesinden(umarım sınıf mevcudunu doğru hatırlıyorumdur!*) 8'i düzenlice yaptı ödevleri. bilin bakalım n'oldu?
    essay'leri düzenli yazanlar ankara, istanbul, izmir'de kaliteli okullara yerleştiler.
    hazırlık sınıflarını kolayca geçtiler.

    akyol 2 sene matematiğimize, 1 sene de analitik geometrimize girdi.
    3 senem akyol'la geçti. kimse gücümü ve sabrımı sınamasın. hahhaha... doğal seçilime göre epey öndeyim.

    müzik, edebiyat, tarih... derslerinde müthiş bir donanım kattı.
    fizik, kimya, biyoloji laboratuvar derslerinde indüksiyon emk'sının deneyini yaptık, yeri geldi ışık mikroskobuyla ilkel organizmaları inceledik. civadan ayna mı yapmadık beee...

    maalesef bazı hocalar okulun dejenere olmaya başladığı dönemlere ait olduklarından çok iç açıcı değillerdi. (ya da bizim sınıfa öyle denk geldi.)
    birisine test kitabından rastgele soru sorup önümüzde çözüp onun 20-25 dk çözmesini bekler, dersi kaynatırdık. affedin hocam ama durum bu. (yaklaşık on senelik olay bu arada)

    ve maalesef öyle bir dönemde okudum ki son yılımda diz hizasında etek giydiğim için etek boyum kısa bulundu. yahu diz hizası diyorum. diz üstü değil, popoya yakınsar bir boy değil...
    neyse biz bir şekilde veli-öğrenci dayanışması ile aştık onları.

    akyaka'ya kasa kasa biraları alıp minibüs ayarlayıp kaçışlarımızı, izmir gezisi dönüşü şirince'den aldığımız fermante olmuş üzüm sularını* ek minibüste fil gibi içişimizi unutamam.
    buna benzer sınıf yemekleri, piknikleri düzenlemiştik.
    defalarca izmir'e, farklı üniversitelere geziler düzenlendi. kitap fuarları mı kaldı gidilmedik, bilimsel yarışmalar mı kaldı katılınmadık, sosyal sorumluluk projeleri mi kaldı dayanışma ile adımlar atılmadık?
    muğla üniversitesi zaten kül attığımız bir yerdi.

    derken son sınıf da bitti. üniversite sınavları, herkes dağıldı, herkes...
    mezuniyetimsi etkinliğin ertesinde mabolla...
    çok farklı arkadaşlar/dostlar edindiğim güzel okulum. bunu söyleyeceğim aklımın ucundan gelmezdi ama seni çok özledim.

    malt, muğla anadolu lisesi tiyatro topluluğu... benim kalbimde ayrı bir yara ve yarım kalmışlık hikayesidir. malt'a emek vermiş herkese selam olsun!

    gençler... entelektüel olun. kitap okuyun. spora, bilime, sanata, derslerinize verin kendinizi. eğlenin. yeri geldi akyol'dan 80 de aldım yeri geldi mabolla'da arkadaşlarımla eğlendim. dengenizi bilin. hedeflerinizi yüksek tutun.
    lise yıllarınızın tadını çıkarın.
    bir avuç idealist hocanız var, derdi sadece öğretmek ve eğitim vermek olan, onların kıymetini bilin.
    ***
    üzütü ile gelen bir tanım: 2008 itibariyle her anlamda eski havasını yitirmiş canım lisem.
  • bir zamanlar öğrencisi olduğum okul.

    gangham style klibi çekmişler utanıyorum. biz de bu kadar rezil miydik o zamanlar sanırım öyleydik. ilgili video http://www.youtube.com/…v=l0cvto90kj8&feature=share

    madem bu başlığa bir şeyler yazmak nasip oldu şunu da paylaşayım pazartesi sabahları ve cuma dersler bittikten sonra herkes sıraya girer isyiklal marşı söylenirdi bu hala devam ediyor mu bir bilgim yok. eskiden kasetçalardan istiklal marşı müziği koyarlardı gitmişler bilgisayar almışlar ses sistemini falan kurmuşlar müdür yardımcısı tıklıyo winamptan çalıyor. bu bilgisayar alındıktan sonra bir 2007 ilkbaharında bir cuma günü yine sıradayız hazır-ol da bekliyoruz. müdür yardımcısı gitti tıkladı bilgisayara orkestra şefi edasıyla bekliyor aynen şöyle http://3.bp.blogspot.com/…iinw4/s1600/conductor.png aradan iki saniye geçmeden gow gow gow diye ses geliyor istiklal marşı diye bunu çalıyorlar http://www.youtube.com/watch?v=iz0-ja6k0dw ah özcan hocanın yüzü gözümün önüne geldi de öyle bi anı işte
  • cuma günü okul kapanışlarında uzun nutuklar sonucu sol tarafı yanık öğrenciler oluşturan lise. aradan uzun yıllar geçse de birbirimizi buradan tanırız.
  • kısaltması mal olan, dolayısıyla insanların dalga geçtiği, ortaokul ve lise eğitim yuvam. 6 sene boyunca bir türlü büyümeyen ağaçlar bu 3 senede nasıl bu kadar büyüdü onu da anlayamadım...
  • mezun olduğum ilim irfan yuvası.özlemle anarım coştukça.
    m.akyol denen sözüm ona öğretmen ise koyun ve av köpeği muhabbeti yapar derste,yazdıkları okunmaz.nefretle anarım coştukça
  • 2000'ler öncesi türkiye'nin başarılı liselerinin arasında yer alıp gerek öğretmen kadrosunun kötüleşmesi gerek 7 yıllık eğitime son verilmesi kalitesinden çok şey kaybettirdi. ha bu yaşanmış 7 güzel yılı siler mi, tabii ki hayır. bilimum tatil beldelerine 1 saat uzakta olan güzel okulum, özletiyorsun kendini.
  • ben 2006 mezunuyum. bizim zamanımızda okul tam olarak iktidarın nefret edeceği bir okuldu. kızlar gömlek giymez, genelde beyaz ya da siyah bluz giyerdi ve çoğu mini etekliydi. erkekler kızlar baya karışıktı ve birlikte takılırlardı. çoğu üniversitenin sunabileceğinden daha sosyal bir ortamı vardı.

    liseler birer birer bildiri yayınlamaya başlayınca aklıma geldi baktım ama bizimkiler bildiri yayınlamamış sanırım. lan bildiri yayınlayın da hava atalım biraz amk kıskanıyorum diğer liseleri.
  • öğretmen kalitesi git gide düşen mezun olduğum dönemlerde kadrosu aşmış olan okulum
  • zorunlu eğitim 8 yıla çıkınca sadece liseden itibaren öğrenci almaya başlamasıyla dadı duzu galmamıştır gadın moolanın bu güzide okulunun. bidik bidik hazırlık öğrencileri artık yok. ingilizce öğretmenlerinin çoğunluğu da kalmamıştır. sonra bir de mustafa akyol efsanesi vardı ki anlatılmaz yaşanırdı. hayatımın 7 yılı geçmiştir çeşitli binaları ve sınıflarında. bi de ben kızların eteklerini turgut reisinkilerden daha güzel bulurdum zevk meselesi
    şimdi her yıl mezunlar gecesi yapıyorlar, her sene yaş ortalaması düşüyor. yaşlanıyor muyuz acaba? (bkz: nerde o eski)
  • 89-96 yillari arasinda egitimimi tamamladigim biricik okulum. o yillarda verdigi ingilizce egitim istanbul kolejlerinin bile uzerinde olan, 96 mezunlarinin universite kazanma orani %90'lardaydi, hey gidin hey.
hesabın var mı? giriş yap