• tüm konulara hakim olunduğu halde sınavdan 50 almayı hayal etmektir.

    edit: entryi yazdıran sınavdan tam olarak 50 almam yılların agnostiki bana "bir enerji var" dedirtmiştir.
  • mühendislik okumak bahar gelince kampüsteki çimenlik alanlar dolup taşarken, sırtında eşek yükü gibi çantayla kütüphaneye gitmektir

    mühendislik okumak ders çalışma zorunluluğunun iliklerinize kadar işlemesi demektir ki okul bitince bile kolay kolay kurtulunmaz

    mühendislik okumak dört yıl boyunca yaptığın o envayi çeşit ödev proje lab bok püsürün ardından, mezun olunca değerinin bilinmemesidir

    mühendislik okumak sevgiliyle takılmak, kızlı erkekli toplanıp tabu oynamak, vizeler bittikten sonra topluca alkollü bi piknik yapıp ordaki kızlardan birine yazmak gibi türlü eylemlerin tamamının üzerine kocaman bir çizgi çekmektir

    mühendislik okumak, mezuniyetten sonra işçilerle, formenlerle soğukta, karda, çamurda çalışmaktır

    mühendislik okumak, öss'de senden 30 (yazıyla otuz) puan aşağıda alıp, işletme okuyup, sonra da bi bankaya girip, "yeeaau çok zor yaw çalışmak" diyip senin onda birin kadar çalışıp senden daha fazla para kazanmasına katlanmaktır

    falan filan işte bıraksan sabaha kadar yazarım, kısaca:

    (bkz: ömür törpüsü)

    edit: çok içlenmişim be sözlük
  • ömrünüzü, sağlığınızı feda etmenize gerek kalmadan 4 yıl içinde biter. tek yapmanız gereken ödevleri, projeleri son ana bırakmadan her gün az az olacak şekilde tamamlamak. sınavlara da 2 gün önceden değil, 10 gün kadar önceden az az çalışarak hazırlanmak. bunun dışında derslere %90-95 oranında katılmak da çok faydalı olacaktır.

    elektrik-elektronik mühendisi olmak için sağlığımı, ömrümü verdim ama 7-8 senede anca oldum diyenlere kesinlikle inanmıyorum. sınava bir akşam önceden çalışıp, sınavdan rezalet not alınca üzüntüden bozulduysa sağlık ona bir şey diyemem o olabilir. ama kesinlikle çalışmaktan dolayı bozulmamıştır, onu garanti ederim.
  • insana çok değişik bir kafa verir.

    bazı dersler öyle kafa yapar ki en kral uyuşturucuyu iç öyle ilginç bir kafası yoktur..

    bir termodinamik sınavına çalıştığımı bilirim hacı, sabah 5 e geliyor, ben o sıra rotring'in sahibinin 4 oğlu olsa 0.35 kalem ucu fabrikasını birine, 0.5 i öbürüne falan diye paylaştırsa doğan her çocuğua özel bir kalem üretse, misal torun çok concon o modele tikky, diğer torun da ona çekti ama biraz şişman ona tikky 2.. . "bizim oğlan dolma dolma yarraklı oldu 1.0 kalem ucu fabrikasını ona verelim" falan diye ciddi ciddi düşündüğümü bilirim, çok garip kafası vardır çook..
  • uykusuz geçen başka bir gecenin ardından kendi kendine sorgulamalara girmek, napıyorum ben demek, durup düsünmek ama seviyorum yaptıgım seyleri diye kendini avutmak, sonra tekrar bunalmak, sonuclara ulaştıgında aldıgın tatmin... diye giden inşli çıkışlı grafiklerle yaşamak hayatı. hatta bunu bile sistematik bir şekilde tanımladığını farkedip sinirlenmek.
  • yazlarınızı size kimsenin bir şey öğretmek istemediği bir fabrikada staj yaparak harcattırır.
  • plaza insanlarına hayranlıkla bakmaktır. güzel şeyler bunlar tabii, topuklu ayakkabılar, slaytlar, gömlek kravat falan. baret nereye, kravat nereye....
  • güzeldir. keyiflidir. iyidir, hoştur da bazı klasikleri var galiba.

    çizim yapılacaksa, mesela solid'de*, ölçüler işin içine girince muhabbet penis boyuna geliyor bir şekilde herhalde.

    -kaç cm'dir ki orası?
    +16 bilemedin 17 falan.
    -var mıdır o kadar ya?
    +çıkarayım ölçelim istersen.

    şekline geldi mi bitti. pis herifler ya.
hesabın var mı? giriş yap