• - ofisimizde yazları kot pantolon ve çıplak üstle çalışabilir misiniz?
    + bilmiyorum . şaşırdım açıkçası.
    - kışın mesai saatlerinde kombiyi köklesek soyunur musunuz peki?
    + hayır.
    - teşekkür ederiz geldiğiniz için :(

    - çok garip bir firmasınız.
    + deliyiz biz.
  • iş ilanı aktif olan bir iş görüşmesine gittiğimde mülakat (bence) iyi geçmişti. ama sonunda görüşmeyi yapan yetkili kışi " o pozisyona firmamız da gerek olmadığını düşünüyoruz. o yüzden malesef sizinle çalışamıycaz. ama eğer tekrar o pozisyona ihtiyaç duyarsak ilk sizi arayacağız" demişti.
    madem gerek yok, neden ilanı kaldırmıyorsunuz? ya da neden görüşmenin başında bunu söylemiyorsunuz?
    işe alınmama nedenimi öğrenemedim. kendilerince, kibarca kapı gösterdiler de ben hala merak ediyorum, neden almadınız lan beni? oysa ben çok sevmiştim sizi.
  • talep edilen maaş kadar kılık kıyafetin de önemli olduğu sebeplerdir.

    2015'te askerden gelince acıbadem'den bir ik'cı beni kariyer.net'ten bulup iletişime geçmişti.

    görüşmeye giderken ne giysem diye düşündüm her insan evladı gibi ve casual bir şeyler gitmeye karar verdim. koç holding'de yönetim pozisyonuna başvurmuyoruz amk, ik'cı bir kızla çevirmenlik için konuşacağız dedim. askerden gelmişim, özgür olmanın tadını çıkarıyorum; bir de sevgilimden ayrılmışım, karakterden gelen isyankârlığın yanında bir de serde metalcilik var. var ama maiden*tişörtü ile gitmedik herhalde görüşmeye, o kadar da değil. gömlek, pantolon bir de pantolondan sarkan zincir.

    neyse gittim şirkete, lobide oturuyorum. orta yaşlı bir hanımefendi gelip yanıma oturdu, muhabbet açtı. iş görüşmesi için geldiğimi söyleyince, "hmm, " dedi. "o zaman o zinciri çıkar bence, burası çok kurumsal bir yerdir, sevmezler şimdi." ben de itiraz ettim, dedim cüzdanımın zinciri çıkaramam hem iş görüşmesi için neden kendimden ödün vereyim. tabii oyun sektöründeki bir firmadan da iş teklifi almış olmanın rahatlığı var biraz da.

    neyse çağırdılar. herhalde 4 metrekarelik ufak bir odaya girdim, bir baktım beni görüşmeye davet eden hanımefendinin yanında bir scrubs'daki ted'e* benzeyen bir tip oturuyor. müşteri bilmem neyinin müdürü falanmış. en baştan sazı bu aldı eline, kızcağıza konuşma fırsatı vermedi. zaten buna kıl oldum direk.

    neyse konuşuyoruz, ben neden aradıkları kişi olduğumu anlatıyorum. önceki iş yerimde 1 yıl boyunca şirketinizin çevirilerini yaptım. hem de hasta raporlarından biyopsi raporlarına, yıl sonu mali tablolardan şirketin yönetim kurulu toplantısı tutanaklarına kadar her şeyi çevirdim. şirketin şu anki yapısı, kurmaya çalıştığı üniversite, planladığı yeni hastaneler falan gibi geleceğe yönelik işleri hakkında çok detaylı bilgiye sahibim.

    ben bunları anlatırken bu abi pek ilgili gözükmüyor, önündeki notlara falan bakıyor, bazen bir şeyler karalıyor. ben de hanımefendiye anlatıyorum. sonra dayı konuşmaya başladı:

    - sözlü çeviri de yapabilir misiniz?
    - tabii, daha önce bir tıp kongresinde simültane çeviri yapmıştım. ayrıca tıpla ilgili başka etkinliklerde ardıl çeviri yapmışlığım da var. tecrübesiz sayılmam yani bu konuda.

    - çünkü sizden bazı toplantılara katılıp çeviri yapmanızı isteyebiliriz. ayrıca hastanemize yabancı misafirlerimiz de geliyor, bunların da karşılamasıyla ilgilenmenizi de isteyeceğiz.

    içimden, ulan ben ofisimde oturur çeviri yaparım diye düşünüyorum ibne de hastanenin bütün çeviri işini bana kitlemeye çalışıyor, diye düşündüm.

    - olabilir tabii. nasıl bir iş yükü olacağını şimdiden bilemem ama elimden geldiğince bu konularda destek olurum.

    sonra şöyle bir soruyla geldi dayı, "buraya gelirken neden takım elbise giymediniz?"

    itiraf ediyorum beklemiyordum böyle bir ters köşe. bilmem, ilk görüşme için buraya geldim o yüzden biraz rahat olmanın sakınca yok diye düşündüm. ayrıca normalde de böyle giyiniyorum (o yaz sıcağında gömlek giydiğime dua edin ibneler), olmadığım gibi biri göstermek istemem kendimi. (kıvır) az önce dışarıda da bir hanımefendi zincirimi çıkarmamı istedi (kaldırıp zinciri gösterdim), çok garip geldi doğrusu.

    - evet, ama burada çalışırken böyle giyinemezsiniz. takım elbise giymeniz gerekecek. bu sizin için sorun olur mu?
    - hayır, olmaz. neden olsun ki? çalışma ortamı neyi gerektiriyorsa uyum sağlarım. (vay amk nereye geldim ben?)

    - maaş beklentiniz nedir?
    - minimum 2500 lira.

    - bu sabit mi yoksa beklentinizde değişiklik olabilir mi?
    - hem bedensel hem de fiziksel olarak çok yorucu bir iş. ayrıca içerdiği sorumluluk da büyük o yüzden daha azına çalışmak istemem.

    sonra elindeki özgeçmişimin üzerine 2500 yazıp yuvarlak içine aldı. "tamam o halde, benim soracağım başka bir şey yok."

    sonra tekrar o nazik mi nazik, iyi kalpli mi iyi kalpli hanımefendi sürecin nasıl işleyeceğini anlattı bir iki cümleyle ve sizi arayacağız, diyerek gönderdi.

    çıkınca mınakorum holdinginizin deyip, bana teklif veren diğer firmaya gittim ve çalışmaya başladım.
  • badem bıyık eksikliği.
  • ben şimdilik iş görüşmesi için çağıran tarafım. iş görüşmelerinin de ne kadar gergin olduğunu bildiğimden sıkmam insanları ama her şirketin de bir politikası var. biz çok kazanan bir şirket olmadığımızdan çok da yüksek maaşlar veremiyoruz. iş görüşmesi şöyle oluyor;

    -iş görüşmesi öncesi cv sini okusak da kendisini anlatmasını istiyoruz, konuşma tarzını görebilmek için.
    -cv'sinden ilerlemeye çalışıyoruz. cv'ye yazdıklarını soruya aktarıyoruz.
    -işi tanıtıyorum, yapıp yamayacağını ya da fikrini soruyorum.
    -edineceği hakları anlatıyorum.
    -bizimle çalışırsa isteyeceği minimum maaşı soruyorum ve not alıyorum.

    bizim için maaş kriter olduğundan çok yüksek maaşlıları mecbur eliyorum, çünkü şirket müdürü olarak benden yüksek istedikleri çok oluyor.

    istekli ve akıllı olmaları çok önemli, mesela öyle şakır şakır ingilizceye ihtiyaç yok, sadece yazarken belli kalıpları kullanıyor, az çok bilsin yeter ya da direk bilmiyorum yerine google translate var, öğrenirim gibi cevaplar olumlu oluyor.

    kendini iyi ifade etmesi önemli, üniversite mezunu olup iki cümleyi bir araya getiremeyince olmuyor maalesef.

    cvsinin doğru olması önemli, dürüst olduğunu gösteriyor,

    mütevazilik önemli, ego en sevmediğim.

    tabiki teknik bilgisi de alacağımız pozisyona uygun olması gerekiyor.

    üste başa çok dikkat etmem takım elbise giymesin sadece biraz ciddi olduğunu göstersin yeter.

    geç kalması önemli değil, evi çok uzak olabiliyor bazen.

    anlatınca uzun oluyor ama yaşarken süreç çok daha kısa oluyor :)
  • 1: yemek ve yol vermeyen şirkette, normalde talep edeceğim maaşa yemek ve yol paramı da ekleyip talep ettim "bizim beklentimizin üzerinde." dediler.
    2: cuma günü işten ayrılan eleman için o hafta eleman aramaya başlamışlar, ihbar sürem uzun geldi büyük ihtimalle.
    3: ihbar sürem uzun gelmiş. (yine geç eleman arayan bir yer.)
  • şirketine göre değişir.
    kurumsal firma
    referans meferans yemez buralarda. cb kızını işe almayanı var.
    işe alınmama nedenleri:
    -mezun olduğunuz okulun etiketi sökmüyor. filtreden geçemediniz.
    -diksiyonunuz kötü.
    -duygusal davranıyorsunuz.
    -başvuru kriterlerini sağlayamadınız.
    patron şirketi
    referans yer tabii ama daha da önemlisi maaş maaş maaş.
    bu adamlar daha belini doğrultup şirketlerini kurumsal seviyeye getiremedikleri için 3 kuruşun hesabını yapar, günü kurtarma derdinde oldukları için uzun vadede daha fazla kar getirecek kaliteli personele 5 lira fazla ver(e)mezler.
    kamu
    hepsi torpile dayalı demek hiçbir yerde işe girememişlerin avuntusu. torpilsiz alım yapanlar için işe alınmama gerekçeleri
    -kamuyu yan gelip yatma yeri görerek gelmek
    -ciddiyetsizlik
    -soruşturmadan temiz çıksa bile şaibeli ilişkilerde bulunmuş olmak
    -askerlik vazifiesini yerine getirmemiş olmak. yasal olarak zorunlu olmasa da yapılmamış olması kurumun işgücüne zarar veriyor.
    geri kalan her şey için mastercard.
  • tek bir sebebi yok ama herşeyin başı kısmet.

    ülkenin önde gelen teknokentlerinden birinde bulunan ve kendi binası bulunan firmanin ilanını görüp ik'ya mail atmıştım.

    ılk görüşmeye bile trafiğin kilitlenmesinden gidememistim.

    oturup konuştuk. yaklaşık 2 ay suren guvenlik sorusturmasindan sonra teklifte bulundular.

    yaklaşık 3 haftadır da çalışıyorum.

    sadece is ilanının yayınlandığı sitede 559 başvuru vardı.

    o kadar başvuru içinden kabul edilmem bile kısmet.

    şirket sizi almayacak olduktan sonra agzinizla kuş tutsanız yine de giremezsiniz.
  • konuşurken karşındakinin yüzüne bakmamak oldu benim için. bir de kendini iyi pazarlamak lazımmış, önemsiz şeyleri bile abartarak anlatmak gerekiyormuş.
  • mutlaka kişinin mesleğine dair sahip olması gereken yetiler, kişilik özellikleri, bakış açısı ve tüm bunları ifade ediş şekli gibi özellikler mülakatlarda önem arz etmektedir. ancak size o pembe gözlüklerle bakmalarına izin vermeyecek bir yakınınızın olmaması en temel alınmama sebebinizdir. çoğu zaman insan kaynaklarına veri olmaktan öte gidemiyorsunuz. üzgünüm ama burası türkiye ve kurallar maalesef böyle.
hesabın var mı? giriş yap