• suriye demokratik güçlerinin (bkz: teşrin barajı)'ndan sonra ele geçirmeye çalıştığı yer. eğer esad güçleri de halep'in doğusundaki el-bab'ı ele geçirse işid türkiye sınırında sıkışıp kalacak , başkentleri rakka'yla iletişimleri kopacak. cenevre görüşmeleri öncesinde esad ve tüm muhalif gruplar ellerini güçlendirmek için olabildiğince yer ele geçirmeye çalışmakta.
  • pyd tarafından tamamen kuşatılmış, alınmasının an meselesi olduğu kuzey suriye şehri. ışid'li it oğlu itler ve onun destekçilerine kapak olsun dedirten şehir.

    edit: pyd, şehrin güney ve batı mahallerine girmiş durumda, ışid'in kayıpları pyd'nin 10 katı kadar ve ışid'in membiç'te hayatta kalan herhangi bir komutanı kalmadı.

    edit: şehrin şu anda %90'ı sdg elinde, münbiçli kadınlar durumu ışid işgalinde kendilerine zorla giydirilen burkaları yakarak kutlamakta:
    http://www.telegraph.co.uk/…ration-from-isil-in-ma/

    edit: şehir ışid'ten temizlenmiş, vatana millete hayırlı olsun.
  • dün incirlikten kalkan amerikan uçakları sivilleri bombaladı. 160 kişiyi katlettiler.

    ---+18---
    https://pbs.twimg.com/media/cnug8zcwcaaeqkf.jpg
    https://pbs.twimg.com/media/cnug9t7weaa574p.jpg
    https://pbs.twimg.com/media/cnuiv2ewcaeicku.jpg
    https://pbs.twimg.com/media/cnuiw1zwiaaxhoj.jpg
    https://pbs.twimg.com/media/cnuix6xxyaa0j6s.jpg
    ---+18---

    halk imkansızlıklar nedeniyle şehitlerini toplu mezarlara defnediyor görüntülerde.
  • sdg emperyalist amerikancı ama nato üyesi olan türkiye menderes'te beri amerikancı değil mi dedirten yorumlara neden olmuş açıklama.

    bu arada münbiç sadece kürtler tarafından değil, arap ve türkmenler tarafından da ışid'ten kurtarılmaya çalışılıyor.

    edit: hayretler içinde benden sonra yazılanı okumaktayım. 6000 kişilik sdg personeli varmış, bilmem 900'ü türkmen ve arapmış. münbiç operasyonunda kürtler sadece yardımcı, ışid'e karşı savaşanların çoğunluğu arap, kaç kişi olduklarından cia bile emin değildir ama arkadaşlar hemen tutturdu sayıyı! (http://aranews.net/…ding-manbij-campaign-not-kurds/)(http://aranews.net/…ding-manbij-campaign-not-kurds/)

    ayrıca uğur mumcu, herhangi bir şeyin propagandasını yapacağım diye "sözcükleri farklı kullanayım" bezlerine hiç girmezdi. türkçede kürtlere "kürd" değil, "kürt" denir. -d -c -b -g gibi süreksiz sert ünsüzlerle biten sözcükleri -t -ç -p -k ile bitirmeyi tercih ederiz! başlığın münbic, menbic değilde münbiç olma nedeni de budur!

    pkk'nın kuruluş sürecinde de elbette cia ve mit de vardı. uğur mumcu'nun suikaste kurban gitmesinin nedeni sadece bunu ifşa etmesi değildi.

    bir yandan türkiye amerikancı değil, devlet bu yüzden nato ile "belirli anlaşmalar çevresinde" ortak söylemini yaparken, bir yandan mit-cia bağlantılarından bahsetmek ayrı bir komedi.

    ciddi ciddi yazdırıyorsunuz adama!
  • bu bölgenin ypg tarafından ele geçirilmesi ile gün içinde twitterda tt listesinde durmuştur. twitterda algı operasyonu yapmanın ne kadar kolay olduğunu kanıtlayan olaydır. geçtiğimiz günlerde ülkemizin dört bir yanında pkk tarafından yapılan saldırılar varken bugün pkk'nın suriye kolu olan ypg'nin münbiçi ele geçirmesini kutluyor millet. arkadaşlar ypg=pkk bu çok açık ve ararsanız bir çok kanıt da bulabilirsiniz. ypg dediğiniz örgüt amerikadan destek alarak, amerikanın bir diğer örgütü olan ışıdin elinden toprak alıyor ve sizde bunu kutluyorsunuz. abd,iran,rusya ve rejim ile mücadele eden insanların hepsini müslümanlar diye işidleştiren zihniyet size kuşatma altında sürekli bombalanan halepte ölen binlerce sivili ve çocuğu göstermiyor, bu kuşatmanın kırılmasını gündem yapmıyor size bunu kutlatmıyor bir de bunları yapan insanları işidleştiriyor. gittikçe kürt faşisti oluyorsunuz ölen kürt olunca yırtınıyor başka biri olunca umursamıyorsunuz . göz göre göre sizi manipüle ediyorlar.

    farklı bir noktaya da değinmek istiyorum pkk günümüze kadar hep şehrin dışında dağlık bölgelerde savaşmıştır, şehirlerde ise eylemler gerçekleştirmiştir. hepimiz biliyoruz ki belli bir süredir bu savaş şehrin içlerine inmiştir. savaşın çeşitleri vardır dağda verdiğin savaş ile şehirde verdiğin savaş bir değildir. işte bu açığı ypg gidermektedir suriyede şehir savaşı veren gerillaları bu bölgelere yollayarak, istihbarat örgütlerinin de desteğini alarak sözde mücadele ediyorlar. sözde müttefikimiz abd ise suriyede açık açık bu ypgye yardım etmek de hatırlarsınız bir dönem bu mesele çok gündeme gelmişti. sırf ışıd ile savaşıyor diye ypgye silahlar indiriliyor bu silahlar ülkemizde bize karşı kullanılıyor ve bizde bunu farkındayız. şunu unutmayalım suriyedeki savaş bitmeden pkkdan kurtulamayız
  • özgürlük be mükemmel.
  • sıradaki kırmızı çizgi gelsin ...
  • yarın ne olur bilemem, sözlükteki onlarca terör ve strateji uzmanı bu konuda görüşlerini durmadan ifade ediyorlar zaten.

    ancak şu sigarasından keyifle bir nefes çekerek gülümseyen ablanın fotoğrafından gözlerimi alamıyorum. dünden beri dönüp dolaşıp aynı fotoğrafa bakıyorum. kadınlar şu karabasandan kurtuldular ya, kadınlar özgür, kadınlar mutlu ya, bölge halkının yüzü gülüyor ya, daha güzel ne olabilir ki.

    hadi şimdi inanılmaz derin stratejik analizlerinize devam edin.
  • böyle bir cehennemi yaşayan insanların şehri... artık özgür şehir...

    l.a anlatıyor:

    13 kadınla bir mağarada esirdik, hergün yanımıza başka kadınlar da getiriliyordu, bazen yanımızdan götürdüklerini bir daha göremiyorduk muhtemelen günde 100 kişinin tecavüzüne dayanamayıp ölüyor, ya da tecavüze direndikleri için öldürülüyorlardı, o kadar vahşi bir topluluktu ki hayızlı (adetli) kadınlara bile tecavüz ediyorkardı.

    “kızım çok küçük ona değil bana tecavüz edin!”

    e.r anlatıyor:

    köyümüz onların eline düştükten sonra kocamı ve oğullarımı alıp götürdüler; şimdiye dek nerede olduklarını bilemiyorum, beni ve 12 yaşındaki kızımı alıp hiç bilmediğimiz bir köye götürdüler, yanımızda başka kadınlar da vardı, bizi 4 gün aç ve susuz bıraktılar, bize köpek muamaelesi yapıyor, yemeği ve suyu yere dökerek yememizi istiyorlardı, kızımı alıp tecavüz etmek istediler. ben çok direndim yalvardım o daha çok küçük, beni alın dedim, o gece aklım yerinde değildi bana tecavüz ettiler şuurum yerine geldiğinde kızımı göremedim.

    “kendi örgüt elemanlarının nikahlı kadınlarına da tecavüz ediyorlardı”

    r.k anlatıyor:

    yanımıza bir kadın getirdiler, faslı çok güzel uzun boylu bir kadın, meğer kocasıyla daiş’e katılmak için ülkelerini terkedip suriye’ye gelmişler, kocası bir süre cephelerde savaşmış, kadın da fransızca’sı iyi olduğundan internet üzerinden örgütün sosyal medya işlerini yürütüyormuş, bir süre sonra örgütün emirleri faslı kadına tacizlere başlamışlar, kocasına da: “cihatçıların cinsel ihtiyacını gidermek de bir cihattır” diyerek fetva vermişler, sonra kocasını ortadan kaldırmak içini bombalı bir eyleme göndermişler, yanlız başına kalan kadın günde 100- 150 kişinin tecavüzüne dayanamayıp sonunda isyan etmiş ve kölelerin arasına konmuş.

    menbic’deki vahşeti gözlemleyen gazetecilerden biri de erdoğan altan, “esaret libasını çıkaran kadınlar” başlığıyla kaleme aldığı yazısı da şöyle:

    daiş çetelerinin işgal ettikleri köylerde kız çocukları ve genç kadınları alıkoyduğunu anlatan geç kadınlardan r.h.e.h., şahit olduğu vahşeti, “çeteler farklı sebeplerle insanların kafalarını kesiyordu. kadın, çocuk, yaşlı demeden herkesi zorla toplayarak, bu vahşeti seyrettiriyorlardı. öldürülen veya kafası kesilen insanların kız çocuklarını ya da genç kadınları alarak emirleri için özel hazırlanan mağara veya tünellere götürüyorlardı. bir çok kadını ‘cariye’ adı altında bu mağaralarda tutuyorlardı. alıkoydukları genç kadınları adeta seks kölesi haline getirmişlerdi” diye anlatıyor.

    ‘ne olursa olsun kaçmalıydık’

    çeteler tarafından kaçırılarak, mağaralarda tutulan ve bir şekilde kaçmayı başaran 2 geç kadın ise mağarada ve sonrasında yaşadıklarını anlatıyor. tutuldukları mağarada genç bir kadının yaşanan cinsel saldırı sonrası intihar ettiğini, birinin kaçmaya çalışırken yakalandığını ve yarıya kadar toprağa gömülüp katledildiğini anlatan genç kadınlar, kaçtıktan sonra kaldıkları evde bir yıl boyunca hiç dışarı çıkmadıklarını söylüyor. genç kadınlardan biri yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “ağabeyimizi ve babalarımızı kaçırdılar. en son öldürdüklerini, bizi mağarada tutuklarında öğrenmiştik. emirler ve çetelerin bize taciz ve tecavüzleri tiksindiriciydi. biz bir yolunu bulup mutlaka kaçmamız gerektiğini düşündük ve bir gece yarısı kaçtık. bir süre nerede alıkonulduğumuzu bilmediğimiz için yolu kaybettik. bulunduğumuz yerde çalı çırpılar vardı, onların arasına girdik ve öbür gün öğle saatlerine kadar çıkmadık. çok korkuyorduk, çünkü yakalanmamız halinde başımıza ne geleceğini, öldürüleceğimizi biliyorduk. yaklaşık bir yıl akrabamızın bir evinde saklandık, hiç dışarı çıkmadık bu zamana kadar.

    yakaladıkları kadını recmetmişler

    biz mağaradayken, bir iki genç kadını daha getirmişlerdi. bunlar, iki gün sonra kendilerine yapılan tecavüzleri kaldıramadılar, biri intihar etti, diğeri de kaçarken yakalandı. sonradan öğrendik ki bu genç kadını gövdesinin yarısından fazla toprağa gömülerek taşlanarak öldürmüşler.”

    çetelere direnen kadınların kent merkezinde kurulan demirden kafese hapsedildiğini ve tanıdıkları bir kaç kadının da bu şekilde öldürüldüğünü öğrendiklerini dile getiren diğer genç kadın ise, “bazı kadınlar bu şekilde öldürüldü. bazılarının kesilen kafalarını da akrabaları olan kadınların kucağına atıyorlardı” diyor.
hesabın var mı? giriş yap