• genelde aydın ve entelektüel kavramlarının ikamesi olarak kullanılan bir kavram. ancak bu kullanım pek doğru değil gibi. en azından "münevver = entelektüel" türünden bir özdeşlik kurmak pek mümkün gözükmüyor. selahattin özpalabıyklar'ın belirttiği üzere, aslında arapçada münevver'in entelektüel, aydın gibi bir anlamı yok. sadece "aydınlatılmış, ışıklandırılmış" anlamına geliyor. münevver kelimesinin "nur" kelimesiyle olan kandaşlığına dikkat.

    edward said 'in aktardığına göre; arapçada benzeri kavramlara işaret etmek için iki kavram var. "sekafe" (peltek "se" ve "kaf" ile) sözcüğünden gelen "müsekkaf" ile "fikr" sözcüğünden gelen "müfekkir". müsekkaf, bir tür man of culture (kültür adamı) iken, müfekkir bir tür a man of thought (düşünce adamı) olarak görülebilir.

    muallim naci'nin lugat-ı naci'sine göre; münevver, tenvir edilmiş, nurlandrılmış, ruşen edilmiş, ruşen anlamlarına geliyor. şemseddin sami'nin sözlüğünde ise (kamus-ı türki) münevver için şu karşılıklara verilmiş: parlatılmış, tenvir olunmuş, ziyadar, ruhşen, dırahşan. mehmed salahi'nin sözlüğünde ise (kamus-ı osmani) bunlara ek olarak nurlu sözcüğüne yer verilmiş.

    bu haliyle münevver; kronolojik olarak bizde aydın ve entelektüel kavramlarından önce kullanılmış ve anlam olarak entelektüelden çok aydına yakın bir kavramdır (nur/ışık/aydınlanma). münevver algısı, tıpkı aydın ve entelektüel algısı gibi farklıdır bizde. mesela şemsettin günaltay için münevver "anadoluyu gezmemiş, anadolu ibişleriyle konuşmayı hiç düşünmemiş bir züppe"dir. necip fazıl kısakürek için ise münevver, "hiçbir şeyin iç yüzünü bilmez. her şeyin posasını bilir." cemil meriç; aydın ve münevver farklılığına itiraz ederek, münevver sözcüğünün de aydın sözcüğünün de köksüz garabeler olduğunu söyler. münevver ona göre özenti bir kelimedir. türk entelektüeli için bulduğu kelime şudur: müstağrip. meriç; edwars shills'in tasnifine atıfla entelektüelin iki işlevinden bahseder:

    1. mevcut bilgilerin tekrarı (aslında yeniden üretimi)

    2. mevcut bilgileri aşarak yeni terkipler, bakir düşünceler bulmak.

    dolayısıyla bizdeki aydınlar ve münevverler, cemil meriç'e göre gerçek anlamda entelektüel değildir. zira sadece tekrar ederler....

    konudan bağımsız ama şunu da söyleyeyim: münevver, bence en zarif kadın isimlerinden birisidir. bir ya da iki kuşak önce her ailede bir münevver hanım vardı. anne, teyze, hala... teyze ya da hala olanları gerçekten de ailenin en aykırı tipleri olurdu bilgi, görgü vs. bakımındann. münevver hanımlar meydan okuyucu tavırlarıyla kendilerini belli ederlerdi. münevver hanım... zarif ve meydan okuyucudur benim için. artık pek rastlamıyorum bu isme.

    konuyla ilgili olarak ise ayrıca:

    (bkz: entelektüel/@gofret beyin)
    (bkz: aydın/@gofret beyin)

    kaynaklar:

    cemil meriç, mağaradakiler, s. 15-63, iletişim yayınları.

    cemil meriç, "müstağrip miyiz, entelektüel mi?", yeni devir, 20 temmuz 1981 (cogito sayı 31'in ücretsiz eki 1915'ten günümüze aydın tartışmaları içinde de var)

    m. şemseddin günaltay, zulmetten nura, 1331/1915, s. 193-196 (cogito sayı 31'in ücretsiz eki 1915'ten günümüze aydın tartışmaları içinde de var)

    necip fazıl kısakürek, "münevver", birkaç hikaye, birkaç tahlil, 1933 (cogito sayı 31'in ücretsiz eki 1915'ten günümüze aydın tartışmaları içinde de var)

    edward said, "yazar ve entelektüellerin kamusal rolü", cogito sayı 31, bahar 2002, s. 37-57.
  • arapca aydin anlamina gelen turk ismi..
  • kökü "nur"dur.
  • nazım hikmet bir şiirinde münevver için

    "anan ipek gibi kuvvetli, ipek gibi yumuşak
    anan nineliğinde bile güzel biri olacak
    onu ilk gördüğüm günkü gündü
    boğaziçinde onyedisinde
    ay ışığı gün ışığı can eriği dünya güzeli"

    demiştir. çokta güzel demiştir..
  • ülkemizde hala tek v ile mi yoksa w ile mi yazılıyor diyen soru adamcıkları da mevcuttur...o derece eski bir kelime yani...
  • (bkz: entelektuel)
  • bir kadın ismi.

    bende var bir tane bundan; okuma yazma bilmiyor, genç yaşta dul kalmış 6 çocukla ama dünyaları başarmış.

    sezgi ve cesaret bir kişide birleşti mi hangi şartlarda olursa olsun ortaya güzel sonuçlar çıkabiliyormuş.
  • artık arkadaşlarımızın annelerinde yada hala yaşamaya direten ninelerde isim olarak rastlayabilecegimiz; eskilerde gunluk dilde bile kullanılan bir kelime.
  • güzide sabri aygün'ün 1901 tarihli romanı. doğum yaptıktan sonra kan kusarak hayatını kaybeden en yakın arkadaşı münevver hüsniye için yazdığı, 1899’da hanımlara mahsus gazete’de tefrika edilen münevver, 1901’de kitap haline getirilen ilk romanıdır. konusunu münevver’in hazin aşk hikayesinden alan eser sırpça’ya çevrilmiştir.
hesabın var mı? giriş yap