• türk muhafazakarlarının üzerinde yeterince düşünmediklerine inandığım önemli bir figür. "işittiklerim, gördüklerim bildiklerim" ismiyle kitaplaştırdığı anıları türk kültür ve düşünce tarihi içindeki pek çok önemli figüre ilişkin kritik malumatlar içerir. münevver ayaşlı (1906-1999) bir tür "osmanlı aristokratı" sayılabilir. eşinin ölümünden sonra tasavvufa yönelmiştir. yeni istanbul, sabah ve yeni asya gibi gazetelerde yazarlık da yapmıştır. ayaşlı'nın yazaılarında göze çarpan elitist üslup bazen ırkçı bir içeriğe de işaret etmektedir. örneğin; ankara palas'ı şöyle tasvir eder: "bu otel en çok ankara'nın yahudilerine yaradı. ankara'nın çukurunda bir yahudi mahallesi vardı, çöplük gibi bir yer. halkı da çirkin, sıhhatsiz, sevimsiz, üstelik çok fakir insanlardı bunlar..."

    ayaşlı'nın bu muhafazakar bakış açısının izlerini görebileceğimiz bir başka örnek de onun halide edip adıvar 'a bakışı olabilir. "işittiklerim, gördüklerim, bildiklerim"de halide edip ile ilgili şunları yazar: “bu küçük kadın (…) sigarasını paşaya (cemal paşa'yı kastediyor) yaktırıyor, paşa ile siyasi ve fikri münakaşalar ediyordu. bu küçük kadının fikirleri ve düşünceleri vardı, bunları söylüyor hatta empoze bile ettirebiliyordu” diye yazar (ayaşlı, 1973:79). tabii ayaşlı burada "küçük kadın" derken halide edip'in ufak tefek olmasına atıfta bulunuyor, yani kötüleyici bir anlam yok "küçük kadın" ifadesinde. ama yine de ayaşlı'nın halide edip'i pek de olumlu baktığı söylenemez.

    münevver ayaşlı, anılarının bir başka yerinde, "kuruluş savaşı’nın en kritik evresinde millet ölüm kalım mücadelesi verirken”, halide edib’in içinde bulunduğu hali “millet öyle bir dram içindeyken, kafası acaib sargılar ile sarılmış, ayağında pantol, beygirin yuları bir elinde bir elinde kırbaç, halide hanım poz poz resimler çektiriyor, yok halide onbaşı, yok halide çavuş gibi manasız ve ciddiyetle te’lif edilemeyecek hallerdi bunlar…ciddiyet nerede? bilakis onun milletle alay eder gibi bir hali vardı resimlerinde” (ayaşlı, 1973:84) diye tasvir etmektedir.

    daha genişçe bir malumat için bkz: beşir ayvazoğlu, "münevver ayaşlı", s. 162-165, modern türkiye'de siyasi düşünce cilt 5: muhafazakarlık (ed. ahmet çiğdem), istanbul: iletişim.

    ayrıca: münevver ayaşlı, işittiklerim, gördüklerim, bildiklerim, güryay matbaacılık, istanbul, 1973.
  • istanbul vefa semtinde bulunan ilim yayma vakfı'nın kurucuları arasında yer almıştır. beylerbeyi vapur iskelesi’nin hemen yanında bulunan zarif pembe yalının sahibi münevver hanım, 1999'da vefat etmiştir. edebiyat dünyasında kalemini şiir gibi akıcı kullanan ender ustalarından biridir.
  • samiha ayverdi gibi imparatorluk istanbul'unun son demlerine yetişmiş, o devrin önde gelenlerini, fikir ve sanat insanlarını tanımış, o devre ait halkın bilmediği dedikodulara ve malumata sahib olmuş osmanlı-istanbul hanımefendisi. kitaplarında, yazılarında devrin mühim simaları, eserleri hakkında çok ilginç, daha evvel duyulmadık bilgiler bulmak mümkündür. mesela sami günzbergi neredeyse osmanlı devleti'nin batışından sorumlu tutacak kadar karalar.
  • beylerbeyi'ndeki yalısında güzel yemek yaparmış. hatta "yazılarımı ister okuyun, ister okumayın, ama yaptığım yemeği beğenmek zorundasınız" dermiş.
  • mazi olmuş bir devirden kalan buruk bir hatıra yazdıkları. istanbulu tarihten günümüze yaşadıkları ile tanıklık ederek anlatıyor. muazzam bilgiler, geçmiş zaman dedikoduları içeriyor. tekkeler, türbeler, kabirler... ilim mekanı yalılarda yaşanılanları, o günleri tekrardan yaşayabilecekmişcesine* yazmıştır.
  • tayfun er'in erguvaniler kitabinda ismi en cok gecen kisilerden. kendisi evropadayken sadece asillerin katilabildigi davetlerde bulunmaktan pek hoslanan ve bunu da övüncle dile getiren birisi olarak tanitilmis.
  • istanbul'a ve içinde istanbul geçen her şeye karşı farklı bir hassasiyeti olan, şehrin dokusunu belediyecilik adına icraatlarıyla bozanlara karşı öfke biriktiren yazar, istanbul hanımefendisi...
hesabın var mı? giriş yap