• (bkz: dus sokagi sakinleri) nin elemanlarindan biri. sesinden nefret edenler vardir. bir de,bir adamin soyadi bu kadar karizmatik olamaz yani.
  • 97 yili gibi sanirim, bir album yapmisti nazan oncel'le. nazan oncel'in o zamanlar yeni kurdugu plak sirketi naz muzik'ten cikmak uzere. hatta radyolar erkin koray tadi verilmis bir sarkiyi caldilar bir sure. sonra ne oldu, album cikmadi galiba.. olu dogan bir bebek..
  • murat celik ile beraber calistigi zamanlarda harika parcalar yaratmis, simdi tek basina gezindigi dus sokaginda calismalarini surduren, cennet adli albumu bana ille murat celik ile calismasa da elmanin diger yarisini tamamlamasi gerektigini dusundurten muzik adami.
  • hala düş sokağı sakinler i olayını devam ettirmeye çalışan,artık çalışmayıp daha yeni işlerle uğraşması gerektiğini düşündüğüm,son albümü cennet i bir solo çalışması olarak gördüğüm,hasta olduğu söylenen insan.
  • saygı duyulcak kisilik ve arkasından peltekleri en iyi kullana bilen kisilik..
    buda bir marifettir sonucta..
  • kırık yelken albümünün iç kapağında (2000 çıkışlı bir albümdür) '' manevi dostum ve ortağım murat çelik'le paylaştığımız ve paylaşacağımız tüm zamanlar adına tanrıya şükrediyorum'' diyen ancak bir süre sonra murat çelik'in müziği bıraktığını; 1 ay sonra da müziğe döndüğünü ve tekrar kendisiyle birlikte çalışmak istediğini açıklaması üzerine bu isteği, 'manevi dostu'nu 've ortağı'nı reddeden; düş sokağı sakinleri ismini sahiplenip kendi kendisine bir misyon yükleyerek tek başına yoluna devam eden, albüm çıkaran, konserler veren; 'yaman çelişki'ler insanı…

    peki murat çelik'siz bir düş sokagi sakinleri olur muydu ve murat yilmazyildirim'in amaci neydi?

    'kent ozanlari 1' albümünde murat yilmazyildirim tanitilirken ''düş sokagi sakinleri grubunun tekili. murat çelik'le beraber düş sokagi sakinleri olarak….. albümlerini yaptı.'' ibaresi geçer. murat çelik'le beraber düş sokağı sakinleri, sonradan murat çelik'siz nasıl düş sokağı sakinleri olabiliyor?

    murat yılmazyıldırım, nonserviam'ın 1999 mayısındaki 10.sayısında özgür ögöz'ün kendisine sorduğu:

    ''kent ozanları albümüne bir şarkı verdin, solo albümünü tamamladın, yakında da düş sokağı sakinleri'nin 3.albümü çıkacak. projelerinin arasındaki farklar nedir?'' sorusuna;

    ''bizi (dss) tanıyan kişiler bizi ayrı kefelere koymak zorundalar. biz bir grup değiliz, iki farklı yapıda insanız; yedikleri içtikleri ayrı giden, biri kara derken biri beyaz diyen. ortak noktamız, farklı unsurlarla süregelen iki müziğin, herkesin kendi şarkılarını koymasıyla albüme dönüştüğü bir süreç. solo albümümde kanalize olduğum alan ise tamamen bana ait. solo albüm yapmanın keyfi başka oluyor; hesap vereceğin kimse yok, kendi kavgan kendinle.

    bizi dss olarak dinlerken my* ve mç* olarak dinlemek durumundalar. biz, mç&my olarak simon&garfunkel* gibi de çıkabilirdik. dss sadece bu birlikteliğin keyifli bir sözcüğüdür. düşün içine bir gizemli sokak katıp kendimizi de bu sokağın sakinleri olarak görmek olaylara keyifli bir anlam kazandırdı.''

    cevabını vermiştir ancak sonraki konuşmalarından birisinde grubun isminin murat yılmazyıldırım ve murat çelik'den çok daha popüler olmasını pek de hazmedemediğini anlıyoruz; zira tarık zafer tunaya kültür merkezi'ndeki söyleşide solo albümlerinin, düş sokağı sakinleri albümlerinden az satmasından yakınmıştır dinleyicilere. sonrasında ise bu konuya kendince bir çözüm yolu geliştirmiştir; solo albümlerini de düş sokağı sakinleri adı altında çıkarmak (bkz: cennet)

    murat çelik müziği bıraktıktan 1 ay sonra murat yılmazyıldırım'a gelerek tekrar müzik yapmak istediğini belirtmiştir ancak murat yılmazyıldırım bu dönüşü kabul etmemiş ve murat çelik'i gruba almamıştır; murat çelik'in, bu isteğini birkaç kez tekrarlaması da murat yılmazyıldırım'ın fikrini değiştirmeye yetmemiştir. çünkü o* düş sokağı sakinleri ismini tek başına kullanmayı, murat çelik'e de gerek olmadığını düşündü; bu düşüncesini cennet albümünü düş sokağı sakinleri adı altında çıkararak pratiğe de döktü.

    burada dikkat edilmesi gereken şudur: düş sokağı sakinleri sadece iki kişiden oluşmaktadır; yani grubu var eden iki kişidir: murat yılmazyıldırım ve murat çelik. bu kişilerden murat çelik; düş sokağı sakinleri ismini bulan, düş sokağı sakinleri'nin piccatura'dan ilk albümünü çıkarmasına aracılık eden, herkesin bildiği düş sokağı sakinleri parçalarına imza atan, grubun kitlelerce tanınmasını sağlayan kişidir. yani yaşanan şey tam anlamıyla sahiplenmeden ibarettir. ortak yapılan bir şeyi, zaman ve gelişen olaylar dahilinde bencil ve ticari kaygılar gözeterek kendine çekmedir. yani düş sokağı sakinleri ismi altında para kazanmak, bir de bu grubun tanınmasındaki en büyük etkeni murat çelik'i yok saymaktır.

    murat çelik'i gruba kabul etmeyen murat yılmazyıldırım; murat çelik'e sormadan, hatta haber bile vermeden düş sokağı sakinleri adı altında murat çelik'siz cennet albümünü çıkartır. (murat çelik, murat yılmazyıldırım'ın düş sokağı sakinleri ismiyle devam edeceğini deniz durukan'ın kendisiyle yaptığı röportaj sırasında öğrenir) murat yılmazyıldırım'a göre problem yoktur düş sokağı sakinleri ismini kullanmakta; 'düş devam ediyor'dur.

    düş sokağı sakinleri = murat yılmazyıldırım + murat çelik ise nasıl olur da murat yılmazyıldırım düş sokağı sakinleri adı altında tek başına albüm çıkartabilir. madem ki murat çelik olmadan düş sokağı sakinleri ismini kullanıp albüm yapmak mümkündü, yelkenin gözyaşları ve kırık yelken albümalbümleri neden düş sokağı sakinleri adı altında çıkmadı? cennet'in, murat yılmazyıldırım'ın diğer solo albümlerinden farkı nedir?

    grupdan birisi solo albüm çıkardığında albümün kapağına yapıştırılan bir stickerla, albümü çıkaran kişinin grubunun ismi de yazılarak, albümün daha büyük kitlelere ulaşması sağlanır genellikle; sayısız örneği vardır bunun: liv kristine (tot) ve mark knopfler (dire straits) sadece iki örnek. murat yılmazyıldırım ise çok daha güzel bir yol bulmuştur kendisine; grubu sahiplenmek, böylelikle de 10 yıllık grubu ve 20 yıllık dostluğu sona erdirmek.

    aslında biz bu haksızlık karşısında murat çelik'in de solo albümünü düş sokağı sakinleri adı altında çıkarmasını bekledik ama murat çelik her zamanki sessizliğiyle ve tevazusuyla seyyah'ı çıkarttı. bir tarafta yalancı cennet'ler, diğer tarafta kendine göçen seyyah'lar; sakinler seçimlerini yapmışlardı.

    sonrasında murat yılmazyıldırım'ın 'düş devam ediyor' sloganıyla düş sokağı sakinleri adı altında verdiği konserler gelir; bu konserlere murat çelik'in grupta olmadığından habersiz gelen insanları ilginç şeyler bekler: murat yılmazyıldırım'ın 'seni tanımayan yok bu şehirde' parçasını söylerken 'çek git güneşimden murat' diyerek eski dosta vefakarlık göstermesi ve diyojen'liğe soyunması; 'albüm çıktı, kasetimi alın, cdyi alın, hatta cdplayerınız bile yoksa alın; arşiv olur' demesi, dinleyicisini meta yerine koyması gibi şeyler.

    yine olayların içyüzünü bilmeden 'cennet' albümünü alanlar, albümdeki murat çelik için yapılmış parçaları dinleyince; 'ne vefalı insan şu murat yılmazyıldırım, murat çelik için şarkı bile yapmış... hem neden ayrılmış ki murat çelik gruptan' gibisinden sözler sarf ederler. parçalarda ise 'akla kara gibiydik seninle' , 'belki değil mutlak hayatı paylaşırdık, birdenbire ayrılıklar girmeseydi aramıza' gibi özlü sözler vardır. oluşturulan hava şudur: ''farklı insanlardık, çok şey paylaştık ama 'ayrılık' geldi, sen gittin, üzgünüm'' sanki murat çelik gruba dönmemek için ayak diremiştir ve murat yılmazyıldırım bundan çok üzüntü duymaktadır.

    sonuçta murat yılmazyıldırım konserleri hala 'düş devam ediyor' sloganıyla devam etmekte. bu konserleri kaçırmayın ve 'düşlerin büyüsü de birgün dağılır' diyen düş sokağı sakini'ne eşlik edin; buna ihtiyacı var.
  • bakırköy'de oturduğunu ve tavuk yemeyi sevdiğini tahmin ettiğim insan. sürekli tavukçuda karşılaşıyoruz. selam vereyim diyorum sonra yumurta, tavuk falan alıp çıkıp gidiyorum. ama dükkan sahipleri ve çalışanları pek seviyor kendisini.
  • az sonra yuxexes'e konuk olacak olan dostumuz
  • büyü albümünün turnesinin ankara ayagında gitarının akorunun bozulması sonucu "kadınlar gitar telleri gibidir dokundukça bozulur" dierek hem bizi hemde kendisini koparmıştır..
  • konuk olduğu frekans programında ağzından düş kelimesini düşürmeyen, "şarkılarımızda düşlerimizi yansıtıyoruz", "düş yolculuğumuza devam ediyoruz" gibi saçma sapan cümleler kurarak 16-17 yaşındaki kızları etkileyebileceğini düşündüğüm müzik adamı
hesabın var mı? giriş yap