• 15 yıllık can yoldaşım, ev arkadaşım, neredeyse hayat arkadaşım.

    bir kediye göre uzun sayılabilecek 15 yıllık ömrünün şu son iki haftasını ölüme karşı direnerek geçiriyor. hiç hali yok, başını okşuyorum, ancak kuyruğunun ucunu biraz oynatabiliyor. halbuki eskiden, horlamadan hallice mırlaması alt katı rahatsız ediyor mu acaba diye düşünürdüm, şimdi mırıldamaya hali yok kızımın. birlikte ciddi bir savaş veriyoruz, daha doğrusu o savaşıyor, ben yanında olduğumu hissettirmeye çalışıyorum. elimden gelen başka hiçbir şey yok. çaresiz bekliyorum savaşı kazanmasını...

    epeydir, çok yaşlı olduğu için her an ölebileceğini bilerek kendimi hazırladığımı düşünüyordum. hiç hazır değilmişim meğerse, hiç hazır olunmuyormuş ölüme... belli ki o da hazır değil, o yüzden bu kadar inatla direniyor. o yüzden yakında yine evi inletecek mırlaması, horlaması... yastığıma koyacak kafasını uyurken, beni uyandıracak grrr grrr diye. bekliyoruz beraber bu kabus gibi bir-iki haftanın bitmesini. bitecek. bekliyoruz sabırla. hadi mürdüm!
  • nişan, düğün rengi. çok yoğun geçen nişan-düğün hazırlıkları öncesine kadar, 30 az küsür yıllık ömrüm boyunca hiç duymamıştım bu rengin ismini. işin enteresan tarafı, düğün dernek bitip evlendik, hala duymuyorum. fakat nasıl bir renkse bu, hazırlıklar yapılırken, herkesin ağzında bir mürdüm, yatak örtüsü mürdüm, elbise kumaşı mürdüm. sonrasında tıss, sanki öyle bir renk yok, hiç olmadı ki. anlamadım gitti arkadaş.
  • ic camasiri, yatak ortusu, yatak carsafi olarak oldukca guzel oldugu goz onunde bulundurulursa seksi bir renktir.
    (bkz: kime gore neye gore)
  • bu gece 23.00 itibariyle, vedalasamadan uzaklara giden kuzucuğum. 10 gündür 15 dk bile ayrı kalmadık, bu gece yanında değilken beni bırakmaya karar verdi. söz vermistim halbuki, son saniyeye kadar yanında olacağım diye. tutamadım sözümü.
  • bir ozan durmaz şiiridir.

    dalcı’ya, ethem’e…

    bak, koparttığın dallarım kana kararıyor, izleyebiliyor musun ?
    ağırdan mürdüme çalıyor uzuvlarım, coşuyor mu şimdi arzuların, sulanıyor musun ?
    ben bu yalın gölgemi, büyük bir ağaç gibi yatırabilirim haksız karanlığına senin,
    dumanlar altında ya da kitapların cehenneminde değil, hemen öylece, orada,
    güpegündüz bir taş yolun tam ortasında, hiç düşünmeden öldürtebilirim kendimi sana;
    ben kimim biliyor musun ? ölü bir kuş yatıyor göğsümün altında, korkuyor musun ?
    çocukluğumdan beri ceset topluyorum, her gün yeni bir yeminle bağlanıyorum toprağıma,
    asırlık ahdların tomurcuğuyum, çürümüş etimde güneşi koklayabiliyor musun ?
    sinede payidar tutkuların, yasaklı flamasıyım, renk renk açıyorum, seçebiliyor musun ?
    vura vura yalana, inancı ar eylemiş meyvelerime, beni köksüz belletebileceğini mi sanıyorsun ?
    gözü kör doğruların tufanıyım, hışırdıyor güzelim ölülerin çığlığı yapraklarımda,
    milyonlarca beklentinin diş sıkan azmiyim, bekliyorum nefessiz, bir şehrin barikatı ardında
    ve hasata kurulmuş bir saat gibi, fırlamaya hazır kuşlar yuvalanıyor kucağıma…
    kendimi bildim bileli, göğün özgür gözünde kuş olmuş umutları topluyorum da koynuma,
    vazgeçmeden, yılmadan, büyüyorum sen korkuttukça, öyleyse söyle, şimdi sen korkuyor musun ?
    ben, kitaplara yazılmayan adaletim, yenilmek yüceltir beni; ben kimim hatırlıyor musun ?

    http://www.tuhaftemaslar.com/murdum/
  • mürdüm morun en güzel tonudur. tam manasıyla hastası olduğum bir renktir. gri ve siyahla bütünleşirse tam bir combo etkisi yaratır.
  • nurdan'in amerikanca telaffuzu.
  • morun en güzel tonlarından biri, arabalar da** dahil her şeye yakışır. bu renge dayanamayanlar için masraf kapısıdır. gül kurusu da ekürisidir.
  • morumsu bordomsu hoş bi renk
  • bir erik cinsi
hesabın var mı? giriş yap