• malesef tadi ne kadar guzelse, fiyatlari da o kadar kotu. halbuki basta boyle degildi, yukseltikce yukseltiller. bir adana porsiyonu neredeyse 30 tl. tamam seviyoruz, yiyoruz ama nedir bur daha cok para kazanayim hirsi anlamadim. ankara'da ne zaman bir yer bulsak, ya kaliteden odun verirler ya da fiyatlarini artira artira bir hal olurlar, baska bir ornegi icin (bkz: kesman ciğer)
  • gidip gördüğüm ve adanasını tattığım mekan. beklenti yüksek tutulmaz ise fena değil. dönüp dolaşıp geleceğimi sanmam. yedin mi? -yedim. o kadar.
  • çukurambarda ki şubesi ilk açıldığında çok güzel olup malesef zamanla eski lezzetini kaybetmiştir. adanası ankarada ki çoğu yere göre iyidir. kuzu pirzolası ise ortalaması. mezeleri ise gayet başarılıdır. özellikle köz patlıcanı çok güzeldir. tatlıları ise malesef çok başarılı değildir.
  • iceriye burada müslüm denen bir hıyar varmis diyerek girmek istedigim mekan..temiz dayak yerim kesin bende
  • kebapçı zihniyetine nail olamamış kebapçımsı.

    bir de bu mekan ile ilgili yeni başıma gelen olayı anlatayım da gitmeyi düşünenler için fikir olsun.

    tam bir hayal kırıklığı !

    yazıma başlamadan önce belirteyim, tek amacım; bu mekanda yaşadıklarımızı herkesin öğrenmesi ve böylesine harika(!) bir mekana gitmeden önce bir kez daha düşünmesi gerektiğini belirtmektir.

    sosyal medyada, bloglarda, köşe yazılarında adı geçen, yere göğe sığdırılamayan, hatta abartılarak ankara'nın en iyi kebapçısı olarak pohpohlanan bu mekana karşı olan merakımız günbegün artarkan nihayet dün akşam 3 kişi gitme fırsatı bulduk. gittiğimiz mekan uğur mumcu caddesi 96 numaradaki işletmedir.

    porsiyonların çok büyük olduğuna dair o kadar çok duyum aldık ki, kebap miktarını kişi sayısına göre söyleyip söylememekte tereddüt etsek de ilk defa gittiğimiz için daha çok farklı lezzet tadabilmek için 3 adet kebap sipariş vermeye karar verdik.

    sipariş aşamasında problemler başladı: porsiyon bazında yemek verilmediği, tüm kebapların ortaya geldiği söylendi, adet böyle herhalde diyerek peki dedik ve 1 urfa, 1 kuzu şiş ve 1 kuzu sırtı sipariş verdik.

    aradan 5-10 dakika geçtikten sonra garson gelerek kuzu sırtı kalmadığını belirtti, halbuki dilden dile dolaşan en meşhur kebapları sırt idi ama ne hikmetse o gün kalmamıştı. peki dedik, o halde sırt yerine küşleme olsun.

    siparişimizi beklerken 1 adet yeşil salata, 1 adet nar ekşili pişmiş bütün soğan, 1 adet sumaklı dilimlenmiş soğan, 1 adet ezme ve lavaş geldi. halbuki alelade bir kebapçı da dahi daha çok ikram verildiği malumunuzdur.

    takribi 15 dakika sonra urfa kebabı geldi, bol yeşillik üzerine 1 parmak uzunluğunda 4 boğum halindeki kebap, yanında da 1 parmak uzunluğunda ve sadece közlenmiş bir patlıcan ile servis edilmişti. kebabın tadı gayet güzeldi, sanırım bu akşama dair en güzel şey de bu idi.

    3 kişi olduğumuzdan ötürü herkes bir boğum kebap aldıktan ve kalanı da 3 e pay edildikten sonra tahmin edeceğiniz üzere hızlı bir şekilde kebap bitti. diğer siparişlerin gelmesi bu kebabın bitiminden takribi 15 dakika daha sürdü.

    hepinizin de hak vereceği üzere yemeye başladıktan sonra böylesine uzun aralıklarla beklemek pek hoş olmuyor. bu esnada mekanın kapatılmış bahçesinde otururken ve ciddi bir yağmur eşliğinde hava sıcaklığı belirgin ölçüde düşmüşken, dış kapının da iki de bir açık bırakıldığını, içerideki sanıyorum şef garsonun kapıyı açan valeden kapıyı kapatmasını istediğinde "dışarısı soğuk değil ki" gibi ciddiyetsiz bir şekilde cevap verdiğini de dip not olarak ekleyeyim.

    neyse, 2. ve 3. kebaplar kuzu şiş ile küşleme aynı anda geldi ve urfa kebabın getirildiği servisin üzerinde boşalan yere, yeşilliklerin üzerine koyuldu. bu noktada neden porsiyon bazında servis vermediklerini anlamaya başladık zira böylece ayrı ayrı her porsiyona yeşillik ve patlıcan servis etmek zorunda kalmıyorlar ve ilave patlıcan istediğinizde bunu 10 tl ile fiyatlandırarak haksız kazanç sağlıyorlardı. zaten bu tip destekleyici aperitiflerden kar sağlamaya çalışan bir kebapçı zihniyeti nahoşken, 3 kişiye 1 patlıcanın yetmeyeceği ortadayken ve en azından 3 patlıcan servis edilmesi beklenirken ve ilave patlıcan istediğimizde sanki bir ikrammışcasına getirdikten sonra hesap aşamasında bunu 10 tl gibi fahiş bir ücretle fiyatlandırmak resmen dolandırıcılık tır.

    kuzu şiş ve küşleme miktar olarak yeterli olmadığı gibi lezzetleri de öyle dillere destan olacak bir güzellik de değildi.

    neticede, 3 kişi için 3 kebap siparişi verdiğimiz mekanda yemeklerimiz bittiğinde halen doymamıştık ki bu mekanın porsiyonlarının çok büyük olduğu, 1 porsiyonun 2 kişiyi dahi doyurabildiği söylenirken "acaba yanlış yere mi geldik?" diye tereddüde de düşmedik değil hani. üstüne bir de bize midemizde kalan boşlukları tatlıyla doldurabileceğimizi salık veren garsonlardan ve üsluplarından zaten en başından beri haz edemediğimiz için hem tatlı hem de çayı (onun da parasını isteyebilirler neme lazım) reddederek hesabımızı istedik.

    3 kişilik kebap + içecek + köz patlıcan(!) = 135 tl gibi yüksek bir hesap ödeyerek son derece memnuniyetsiz bir şekilde kalkıp gittik. karnımız doysaydı inanın paraya takılmayız, zira yüksek bir hesap ödeyeceğimizi bilerek gittiğimiz gibi porsiyonlar hakikaten söylenildiği gibi büyük olsaydı da içimiz yanmazdı. ancak bu tip kebapçılarda köz patlıcanın hesaba ilave edilmesi büyük bir ayıp tır ve hiçbir şekilde izahı olamaz.

    bu yazdıklarımı bir şekilde adını duyurmuş olan müslüm kebap'ı bizim gibi merak edip de gitmeyi düşünenler için belirtmeyi bir borç bildik, çünkü belli bir noktadan sonra üne kavuşmuş işletmeler geçmişini unutup bazı yerlerden ödün vermeye başlayabiliyor ve velinimetleri olan biz müşterilere gereken ilgiyi ve saygıyı yitirebiliyor, hatta daha da ileri giderek kandırmaya dahi çalışabiliyor.

    müslüm kebap bizim için tam bir hüsran, tam bir hayal kırıklığı oldu, bir daha asla gitmeyi düşünmediğimiz gibi sosyal medya haricinde de tüm çevremizdeki insanlara bu olayları anlatarak olanları öğrenmelerini sağlayacağız.

    eğer hiç gitmediyseniz, bir kez daha düşünmenizi, daha önceden gittiyseniz de bu olanların ileride sizin de başınıza gelebileceğini asla unutmayınız.
  • kaliteli etten anlamayanlar tarafından şişirilmiş bir balondur.

    bir adana yapar, köftemsi, yoğurulmuş, sıkıştırılmış bir şey. belki adına başka bir şey dese kurtarır ama adana kesinlikle değildir.
  • bugün çukurambar'daki şubesine gittim. evet fiyatlar 1 tık pahalı fakat bu fiyatlar artık her yerde pahalı. normal kalbur üstü bir kebapçı da bile 100 lira civarında ankara'da fiyatlar. burası hem konumu itibariyle hem de mekanı itibariyle bir tık pahalı geliyor olabilir insanlar fakat ben verdiğim paranın hakkını aldım. 1 cevizli kebap 1 kuzu şiş 1 ciğer şiş 1 dondurmalı katmer 3 kolaya 692 lira ödedim. porsiyonlar 3 kişiyi fazlasıyla doyurdu ve ciğerlerine hayran kaldık.
  • adana kebabı mükemmel olan mekan. fiyatlar da çayyolu ayarında. ben beğendim
  • peynirli billuriye isimli tatlısı mükemmel olan mekan.

    o çok meşhur adana kebabının tuzu belirgin ama epey lezzetli. ben genelde az tuzlu yediğim için bana tuzlu gelmiş olması da muhtemel. yoksa ankara için çok başarılı bir adana kebap.

    kuzu küşlemesi çok güzel. sadece bir tık daha fazla pişebilirdi, ağzıma nadiren de olsa kan tadı geldi ve bu beni biraz rahatsız etti. etin marinasyonu ve dinlenmiş yumuşacık bir et olması bu nadiren ağzıma gelen kötü hissi yok etmeye yetti.

    ayranı sevemedim, çok yavandı. ortaya ikram olarak gelen salatanın porsiyonu büyüktü falan filan.

    ama bunların hiçbirinden bahsedesim yok. o billuriye var ya, kesinlikle orgazmik bir lezzet olmuş. şerbet ve peynir miktarının aşırı orantılı oluşu, ağzınızda bıraktığı şeker tadının asla baymayacak düzeyde olması, inceliği, sıcaklığı, antep fıstığının mükemmelliği. of of of yani. kebapları siktir edin, ankara’da türevleri bulunur. ama o tatlıdan gidin ve yiyin derim. anlatırken bile ağzım sulanıyor. tadını düşünüp mutlu oluyorum, o derece.*
  • billuriye isimli tatlısı da şahanedir. tavsiye edilir.

    aklıma düştü, acıktım amk.
hesabın var mı? giriş yap