• müslüman ülkelerin medeniyetin hakkini vermelerinden kaynaklanir, yaptiklari dogrudur. yani az geli$mi$ degildirler, tam ayarindadirlar aslinda, biz onlara öyle deriz..

    bildigimiz insan medeniyetinin ya$ina 10,000-12,000 yil diyelim, bu seviyenin kar$iligi e$itlik, katilimci demokrasi gibi kurumlar veya fezaya uydu atmak gibi teknolojik geli$meler degildir, toplam bilgelik seviyesinin bu noktaya ula$masi icin en a$$a bi 1255 yil daha vardir.. (hah o bakinizi ver sen i$te, yarak var).. yani müslüman olmayan ülkeler fazla hizli geli$mi$lerdir, hormonludur onlar, mevzunun özü budur..

    hiyar bile tarlada 3 ay bekliyo be karde$im, dur daha nereye geli$iyosun..
  • arap yarım adası için konuşmak gerekirse, kralları kendi ceplerini doldurduğundan marabalara pek bir şey düşmediğinden olsa gerek. dolar milyarderleri kralların servetleri ülke için kullansa sanırım epey bir düzelme olurdu. ayrıyeten, evet o milyarder krallara düşmanım.
  • 7. yüzyıldan kalma kurallara ayak uydurmaya çalışan ülkelerin, 1. yüzyıldan kalma kurallara ayak uydurmaya çalışan ülkelerden geri kaldığını öne süren bir durumdur. demek ki sorun inançta, inancın ne olduğunda ya da inanıp inanmakta değil, inanandaymış dedirtir.
  • ne yazık ki doğru tespittir. hangi müslüman ülkeye bakılsa geri kalmışlık göze çarpmakta. bunun en önemli nedeni ise; kendi çıkarlarına karşı halkın bilinçlenmesi istemeyen ve gücü elinde tutmak için her türlü gelişmeye halkını kapatan, korkutan, sindirmeye çalışan yöneticilerdir. ve bu yöneticilerin elindeki en geçerli koz, halka karşı kullandıkları dindir. kafası hurafelerle doldurulamayan bilinçli insan ya da insanlar, muhakkak ki önlerine engel olacaktır. bunu önlemek için de ne eğitim, ne sanat, ne yaşam koşulları ve ne de insanın bakış açısı gelişmemelidir.
  • gelişme için gerekenlerden yoksun kalmış olması bunda büyük etkidir. mesela:

    (bkz: reform)
    (bkz: martin luther) vs.
  • evet din ile ilgili bir durumdur fakat bu genel olarak düşünüldüğü gibi sadece islam anlayışının yobazlığından değildir. yoksa katolik dünyası çoğu durumda müslümanların dünyasından daha katı kurallara sahiptir. gerçekte; ortaçağ ve yeniçağdaki müslüman ülkelerin kölelik sistemi (hristiyanlıkta kölelik yasaktı, yalnız derebeylik döneminde avrupa köylüleri toprağın malıydı ve bir anlamda köle sayılırlardı lakin sınıf atlama şansları pazarlarda satılan müslüman kölelerden çok daha yüksekti) ve toprak paylaşımcılığının orta sınıfın oluşmasına imkan tanımaması ve kapitalin hep, sadece en tepedekilerde, yani değişime en ihtiyaç duymayanlarda bulunması; sonuçta da var olan yeniliğe kapalı sistemin değişmeden bekâsıdır bu geri kalmışlığa yol açan. hükmetmek güç, yani parayla olur ve hükmeden her zaman onu kaybetmeyeceği yolu seçer. bu da müslüman dünyasının günümüzdeki yoksulluğunun temel sebebidir. eğer bu sistem daha farklı, avrupa'dakine bir sistematiğe sahip olsaydı, müslümanların daha zengin ve verimli yerlerde yaşadıkları düşünülürse çok daha farklı bir dünya olabilirdi.
  • sorunlara eleştirel değil dogmatik yaklaşmalarındandır. din etkenlerden biridir sadece
  • gelişmişlik sadece uzaya canlı yollamaktan ibaret olmadığından 3 şubat 2010 tarihi itibariyle de geçerliliğini sürdürmekte olan durumdur. çünkü bu tarihten önce de müslüman hackerlar, müslüman bilim adamları, müslüman bilim ve teknoloji kurumları var olmuştur. fakat toplumsal yaşamda kadının ve kız çocuklarının yeri, eğitimin ve bilimin önemi, dogmatik düşüncenin benimsenmemesi gibi konular da gelişmişliğin bir parçası olduğundan aksini savunmak mümkün değildir. katolik ya da musevi dindarların egemenliğinde olan bölgelerde de dogmatik düşüncenin ve verilen örneklerin görülebildiği doğrudur. fakat bir din nedeniyle tüm ülkenin gelişmemiş olabildiği ülkeler genellikle müslüman ülkelerdir. dindar ve bağnaz katoliklerden ibaret tek ülke vatikan'dır örneğin. onun da sembolik bir ülke olduğu ortadadır.
  • bir yılda israil'in tüm arap aleminin bilime yaptığı katkıları 25'e katlamasıyla bağıntılı durum.
hesabın var mı? giriş yap