• must:
    gereklilik

    have to:
    zorundalık
  • ben hep should kullandığımdan beni etkilemeyen olay.
  • must...yapmalısın
    have to....seve seve yapmalısın
  • must: seve seve
    have to: sike sike
  • günlük hayatta pek de gözetilmeyen farktır. gramatik açıdan fark şöyle açıklanır: must içten gelen zorunluluk, have to dışardan gelen. ancak dediğim gibi birbirinin yerine de kullanılıyor. hatta bunlar zorunluluk anlamı dışında, birine tavsiye verirken de kullanılır. örneğin bir film izleyip çok beğendiniz ve arkadaşınıza “bak olm mutlaka izlemelisin!” diyorsunuz. işte bu durumda “you have to watch” diyebilirsiniz. içten gelen zorunluluğa bir örnek verelim. odanı bok götürüyor ve annen görürse ağzına sıçacak. dersin ki “i must clean my room”. eğer ki akademik bir makale falan yazmıyorsanız pek de takılmayın gençler bunlara.
  • must: yaparsan iyi olur, fayda görecek ya da zararın neresinden döneceksindir

    have to: (bkz: sikerler kamil, hepimizi sikerler)
  • must. yapmalısın zorunluluk ama dışardan bir zorlama yok.
    have to dışardan gelen bir zorunluluk. yapmazsan bilirsinki biri seni öttürür.
  • bir de tavsiye anlamı veren should vardır ki tadından yenmez.

    yalnız must ve have to kalıplarının olumsuz formları da ters anlamlıdır. çok şey etmemek lazım.
  • çok basit,
    have to dıştan gelen zorunluluk
    askerlik yapmak zorundasın gibi

    must ise kendin için yapsan iyi olacak şeyler.
    mesela çin'e gidiyorsan çince öğrenmelisin gibi
  • yapmak isteğe bağlı ve zorundalık araasındaki farkdır
hesabın var mı? giriş yap