mustafa kemal atatürk

• nutuk'u okuyup bitireli iki üç gün geçti. atatürk'ü daha iyi tanıyıp anladığımı düşünüyorum. kitabı bitirdikten sonra bir şeyler yazmak istedim. atatürk'ten öğreneceğimiz çok şey olduğunu düşünüyorum. üstelik atatürk'ü sevenin de sevmeyenin de kendine göre nedenleri olduğunu görebiliyorum. fakat atatürk'ten öğreneceklerimiz konusunda sevginin bir ön koşul olmadığını söyleyebilirim. bunun nedeni çok açık. nereden bakarsak bakalım hangi milletten olursak olalım karşımızda çok zor koşullarda insanların hayal dahi edemedikleri başarılar kazanmış bir insan var.
  atatürk'ün kısa ömründe başardıklarını 1919 yılında dünyanın herhangi bir ülkesinde anlatsanız size deli gözüyle bakarlar. bu başarılar tahmin edilebilir şeyler değildir. saymakla azalacak da değildir.
  atatürk'ten öğrenmek konusuna dönersek atatürk'ü özel kılan pek çok etken olduğunu görüyoruz. bunların hepsini tahlil etmek gibi bir amacım yok. kendimce görebildiğim noktalardan ilerlemek bir şeyler katmak istiyorum.hem noktalara hem kendime. peki nedir bu özellikler?
  sürekli yenilenen ve gelişen bir amaca sahip olmak. bu amaca canı pahsına bağlı kalmak. durmadan ve istikrarlı bir şekilde çalışmak. kimden nasıl ve ne kadar yararlanacağını ayırt etme gücü. müthiş bir insan idareciliği. kuvvetli ve inandırıcı bir hitabet. kendi durumunun farkındalık. şaşmaz bir kararlılık. bir devlet adamının sahip olması gereken özellikler. diplomasiyi iyi bilmesi, yeri geldiğinde bir denge unsuru yeri geldiğinde en sertinden tehditkar bir lider olması. askerliğe, savaşın içinde yetişmesi nedeniyle en ince ayrıntılarına kadar hakim olması. komuta yeteneği, taktik bilirliği. insaları motive etme gücü.
  
  atatürk'ün her şeyden önce bir amacı vardı ve bu onu her zaman zinde, uyanık, dinç tuttu.onun amacı düşmana tamamen teslim olmuş ve kaderini onların eline bırakmış rezil haldeki osmanlı'da yaşayan aşağılanan, tecavüze uğrayan, kendi toprağında cehennemi yaşayan türk milletini özgür, bağımsız bir devlet çatısı altında birleştirmekti. bu yoldan da bir an olsun şaşmadı. attığı her adımı, söylediği her sözü bu yolun hizasında düzenledi. rotasını hareketlerine göre belirlemedi, hareketlerini rotasına uydurdu. bu amaca ulaştıktan sonra devletin başına geçip keyif sürmedi. yine durmaksızın millet için çalıştı. onuncu yıl nutkunda hepimize yeni amaçlar bıraktı bütün millete bir yol çizdi. bu yolda ne kadar başarılı olduğumuzu nutku okuyacak olan sizlere bırakıyorum ama lütfen söyleyin bu amaçlar kötü amaçlar mı?
  
  türk ulusu!
  kurtuluş savaşı´na başladığımız 15´inci yılındayız. bugün cumhuriyetimizin onuncu yılını doldurduğu en büyük bayramdır.
  
  yurttaşlarım!
  az zamanda çok ve büyük işler yaptık. bu işlerin en büyüğü, temeli türk kahramanlığı ve yüksek türk kültürü olan türkiye cumhuriyetidir. bundaki başarıyı, türk ulusunun ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimle yürümesine borçluyuz. fakat yaptıklarımızı hiçbir zaman yeterli görmeyiz. çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak zorunluluğunda ve azmindeyiz. yurdumuzu dünyanın en bayındır ve uygar ülkeleri düzeyine çıkaracağız. ulusumuzu en geniş refah araç ve kaynaklarına sahip kılacağız. ulusal kültürümüzü çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkaracağız. bunun için, bize zaman ölçüsü geçmiş yüzyılların gevşetici görüşüne göre değil, çağımızın hız ve hareket kavramına göre düşünülmektedir. geçen zamana oranla, daha çok çalışacağız. bunda da başarılı olacağımıza kuşkum yoktur. çünkü türk ulusunun karakteri yüksektir. türk ulusu çalışkandır. türk ulusu zekidir. çünkü türk ulusu, ulusal birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir. çünkü türk ulusunun yürütmekte olduğu yükselme ve uygarlık yolunda, elinde ve kafasında tuttuğu meşale, müspet bilimdir. şunu da önemle belirtmeliyim ki, yüksek bir insan topluluğu olan türk ulusunun tarihsel bir niteliği de, güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. bunun içindir ki ulusumuzun yüksek karakterini, yorulmaz çalışkanlığını, doğuştan zekasını, bilime bağlılığını, güzel sanatlara sevgisini, ulusal birlik duygusuna ara vermeden ve her türlü araç ve önlemlerle besleyerek geliştirmek ulusal ülkümüzdür. türk ulusuna çok yaraşan bu ülkü, onu, bütün insanlığa gerçek huzurun sağlanması yolunda, kendine düşen uygarca vazifeyi yapmakta başarılı kılacaktır. büyük türk ulusu! onbeş yıldan beri, giriştiğimiz işlerde başarı vaat eden çok sözlerimi işittin. mutluyum ki, bu sözlerimin, hiçbirinde, ulusumun, hakkımdaki güvenini sarsacak bir isabetsizliğe uğramadım. bugün, aynı inanç ve kesinlikle söylüyorum ki, ulusal ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan türk ulusunun büyük ulus olduğunu bütün uygar dünya, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. hiçbir an kuşkum yoktur ki, türklüğün unutulmuş büyük uygar niteliği ve büyük uygar yeteneği, bundan sonra ki gelişmesi ile, geleceğin yüksek uygarlık ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.
  
  türk ulusu!
  
  sonsuzluğa akıp giden her on yılda, bu büyük ulus bayramını daha büyük onurla, mutluluklarla, huzur ve refah içinde kutlamanı gönülden dilerim.
  
  ne mutlu türküm diyene!
  
  atatürk'ün hedefleri hiç tükenmedi.temelinden hiçbir zaman kopmadı. başardıkça yenilendi, yenilendikçe gelişti. adım adım ilerledi. düşmanı yurttan kovdu. saltanatı kaldırdı yetmedi halifeliği kaldırdı. cumhuriyet'i kurdu ve ona şekil verdi bir yol çizdi. üstelik cumhuriyet'in ilanını en yakınlarına dahi bir akşam yemekte şöyle haber verdi.
  
  ''sofrada seçim heyecanı, seçim dedikoduları, yeni seçilenler, bu kez meclise giremeyenler hakkında konuşmalar sürüp giderken, mustafa kemal bıçağını eline aldı, doğruldu, derin bir nefes aldıktan sonra hafifçe tabağına vurarak: "beyler!" dedi. o da heyecanlı, kaşları çatılmış, ama gözlerinde güleç bir ifade ile arkadaşlarına bakıyordu.
  
  çıt çıkmıyordu şimdi yemek salonunda. "efendiler, yarın cumhuriyet'i ilân edeceğiz!" tek tek herkesin yüzüne bakarak durumu kontrol ediyordu. şimdi sofradakiler yıldırım çarpmış gibi kalakalmıştı. neden sonra, beyinlerinde şok yaratan bu haberi alkışlamak birilerinin aklına geldi ve yemek odası bir anda sanki patladı. ''
  
  hamleleri hep hesaplıydı. kendi tarafını da karşı tarafı da iyi tartıyor kimden ne alabileceğini, kimin neye cesaret edeceğini, olası senaryoların sonuçlarını, kime ne söyleyeceğini çok iyi kestiriyordu. boş hayallere kapılmadı. atatürk'ü hiçbir zaman kandırılan biri olarak görmedik. o hep bir iki adım ötede zamanın gelmesini bekliyordu.
  tarihin akışında yuvarlanmadı, tarihin akışını değiştirdi. bir tarih yazdı.
• kendisi, artık, halk seçimi olmadan 18 yıl boyunca ülkeyi yönetmekle suçlanmaya bile başlanmıştır. bu ne sığlıktır bu ne embesilliktir yarabbi!
  
  he bu arada aşağıda bu memleket için katıldığı savaşlar vardır. zoruna giden varsa götüne sokabilir.
  
  - trablusgarp savaşı 29 eylül 1911
  - ikinci balkan savaşı 1912- 1913
  - çanakkale savaşı 18 mart 1915
  - doğu (kafkas) cephesi 1916-1917
  - suriye-filistin cephesi 1917-1918
  - kurtuluş savaşı 1919 - 1923
  - sakarya savaşı 20 ekim 1921
  - büyük taarruz 26 ağustos 1922
  
  edit: @revilian uyarısıyla büyük taaruzun tarihini düzelttim
• nasıl büyük bir liderdir ki, bugün bile kendisi, başlığı altına yazan mandacı şeyh sait artıklarını göstermiştir.
• kapitule olmus osmanlinin icinden koskoca bir devleti ortaya cikarmis gelmis gecmis en bilgili en zeki ve yetenekli askeri dehalarin arasina kisacik zamada ismini yazdirmayi basarmis bir general ve yoneticidir . sen cok yaşa atam !
• kariyerinde;
  
  '' ya istiklal ya ölüm!'' ilkesiyle başlatılmış bir kurtuluş savaşı, bu mücadeleyi vatanın türlü cephesinde başarıyla yönetmesi, büyük komutanlık vasıfları ve halkın birleşen gücüyle tüm işgal güçlerinin geri püskürtülmesi, özgürce dalgalanmaya devam eden şanlı türk bayrağı ve anca isteğe bağlı olarak öğrenmek durumunda olduğumuz yabancı dil gerçeği var; işgal eden ülkenin dilini mecburiyete bağlı olarak öğrenme durumu olmadan.
  
  tüm bunlar iyi bir kariyerden çok daha fazası değil midir?
• illa 100 yıl öncesini bugünün mantığıyla analiz edip yine günümüz ile kıyaslayacaksak, tamam lan siz istediniz !
  
  -mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; yapılacak bir seçim öncesinde partisi tbmm'de bile yokken abd başkanı ile görüşmeye amerikaya gitmedi
  - mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; ama seçim kazanmak için cemaatçi bir terör örgütleriyle işbirliği yapmadı
  - mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; başta kendi ailesi olmak üzere sapıkça ilişkisi olanları milletimin parasını çalarak zengin etmedi
  - mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; ama damadını bakan şöförünü millet vekili de yapmadı
  - mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; memleketimin düşmanlarından birini örneğin günümüze göre barzaniyi kendi parti kongresinde alkışlatmadı onun yerine şeyh saiti astı
  - mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; ama dönemindeki terör örgüt liderlerini seçim mitinglerinde 'kaaardeşiim' diye seslenmedi
  - mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; kendi yönettiği dönemde meydanlarda cadde ve sokaklarda canlı bombalar patlamadı
  - mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; terör örgütleriyle iğrenç bir şekilde hem parasal hem siyasi ilişki hiç bir zaman kurmadı
  - mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; uçak fabrikası açtı ve daha nice devrimler gerçekleştirdi.
  - mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; hiç olmazsa bir geometri kitabı yazdı.
  
  ve son olarak mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; ama hem türk dünyasının atası olmayı başardı, hem islam coğrafyasına gerçekten yalan değil yani örnek olmayı başardı (dönemim islam ülkelerini incelerseniz anlarsınız) hem de anadolu coğrafyasını yüz yıllar sonra tekrar özgürlüğüne kavuşturdu.
  
  bonus : mustafa kemal hiç seçim kazanmadı, doğru ; ama hiç bir zamanda yaptığı devrimler türk milletinin gözünde bir isabetsizliğe uğramadı...
• istediğiniz şey şeriat ise, gücün insanları yönlendirmek, korkutmak, cinsiyet ayrımıyla onların özgürlüğünü ellerinden almak için kullanılmasına destek olmak normaldir. şu salakça savaşı bırakıp birbirimizi anlamak ve bilgilerimizi paylaşmayı amaç edinsek belki de bu evrende başka başka uygarlıklara faydamız dokunacak.^* ata'yı sevmeyi geçtim de geriye gitmek istemek neden? neden özgürlüğe, bilime, sanata, faydalı olmaya, atatürk'e bu kadar karşıymış o seçim hakkı elinden alınmış olan çoğunluk?
• beynin olması için kafaya ve hatta da tasına ihtiyaç var. savaş kazanamadığını iddia eden kafatası şerbet dolu mahluklara veya seçim kazanamadığını iddia eden şam şeytanlarına hitaben mustafa kemal atatürk olmasaydı veya var olup da liderlik yerine proleter osmanlı ailesinin kadim bir askeri olmayı seçseydi elinde toprağı olmayan türk olacaktık. eğer m.kemal atatürk üstün liderlik, inovatif düşünce yapısı ve hayal edemeyeceğimiz düzeydeki vatan sevgisi olmasaydı bugün cetvelle sınırları çizilen dünyada ki onlarca ülkenin düştüğü durumun cabası olarak türk olmanın dünya üzerindeki ağırlığıyla intikam ve kinle dolu devletlerin sopasını da sırtımızda hissedecektik. ve yine ve yeniden allah rızası için unutmayınız ki 14 yıl önce de müslümanlık vardı ve namaz kılınıp oruç tutulabiliyordu vatanımızda. sevdiğiniz bir kişi veya zümrenin kariyer planlamasına destek vermek adına bu desteğe karşı kendi doğrularını öneren insanları dinleyin ve onların ve keza sizlerinde yaşamlarına uzun zaman önceden destek veren bir lideri karalamak adına basitleşmeyin.
• mustafa kemal atatürk, türk kurtuluş savaşı'nın askeri ve siyasi lideri, türkiye cumhuriyeti'nin kurucusu ve 1923'ten 1938'e dek görev yapmış ilk cumhurbaşkanı, türk ordusu mareşali ve daha öncesinde bir osmanlı paşası.
• demokrasiyi size getiren adamı demokrasi üzerinden karalayamazsınız.
  
  demokrasiyi demokrasiyi kullanarak da yok edemezsiniz. eğer bir şekilde başarır da yok ederseniz demokrasi ilk nasıl geldiyse öyle gelecektir merak etmeyiniz.
  
  atatürk'ün en kötü özelliği demokrasi aşkıydı. kendine muhalif çıkartmak uğruna, demokrasi uğruna bu it soylarının zihniyetlerinin aktarılmasına sebebiyet vermiştir.
  
  edit: kendi kurdurduğu partiyi kapatması demokrasiyi tehdit edeceklerini tahmin etmesinden ileri gelir. ki bu kişilerin torunları şu anda bu tahminleri yanlış çıkarmamakla meşguller.