• müşteriler olmasa satıcıların malları napacaklarını, götüne mi sokacaklarını vurgulayan cümle. alacak olmadıktan sonra satacağın bir anlamının olmadığını belirtir. (bkz: nimet)
  • her ticarethane için geçerli olmayan öbek.acı bir deneyimle anladım:
    yağmur,kar,soğuk hava almış yürümüş,evde herkesin canı ayrı birşey istiyor ama kimse 5.kattan aşağı inecek durumda değil,hadi indi çıkması mümkün değil.küçük bir gönüllülük testinden sonra köşedeki bakkal aranıp liste verilip sepet sarkıtma kararı verilir.telefon numarası tuşlanır:

    +meraba bilmemne gıda
    -meraba iyi akşamlar biz çikolata istiyoruz balık kraker istiyoruz şunu istiyoruz bunu istiyoruz
    +heaa..yaaaağ biz şindi argadaşlarla içiyoz biliyonmu,ondan dolayı getiremicem yaaaağ
    -evet anlıyorum??
  • esnaf-müşteri ilişkisinde olduğu gibi memur-vatandaş ilişkisinde de uygulanması arzu edilebilecek ilke.

    muhterem poposunu bir devlet dairesine kadrolu olarak oturtan memurların çoğu ne yazık ki bir esnaf gibi düşünmez. işinden atılma korkusu olmayan memur da vatandaşı velinimeti olarak görmez.

    bu ilke yüzünden birkaç yıl önce izmir bağkur il müdürlüğünden koruma görevlileri eşliğinde dışarı atılmışlığım vardır.

    sürekli zorluk çıkaran, anlaşılmaz cümleler ile insanlara hakaret edercesine konuşan danışmadaki bayana;
    - hanımefendi bakın ben 2 üniversite bitirdiğim halde sizin dediklerinizi anlamıyor ve eksik işlem yapıyorum. sizin dediğinizi anlamayan yaşlı başlı insanlar var ve siz onlara kötü davranıyor, hakaret ediyorsunuz. sizin göreviniz bizlere yardımcı olmaktır. yardımcı olurken de hakaret etmemektir. bizler bir nevi sizin velinimetiniziz.

    arka masalarda oturan bir başka bayan memure bu konuşmayı duyar ve dalar;
    - ne demek siz bizim velinimetiniziz !!! siz bizim velinimetimiz falan değilsiniz. ben bugün buradayım yarın tekelde çalışırım. kimse beni atamaz.
    - hanımefendi konuyu anlamadınız sadece velinimet kelimesine takıldınız. burada vatandaşa iyi davranmıyorsunuz...

    kadın daha da hiddetlenir ve koruma görevlisini çağırır. fazla tepki vermedim, koruma görevlisi eşliğinde dışarı çıktım.

    hemen bağkur il müdürüne çıkıp durumu anlatınca müdür bey;
    - beyefendi siz burada asla kullanmamanız gereken bir cümleyi kullanmışsınız. buradaki memurların hiçbiri "müşteri velinimetimizdir" cümlesini sevmez ve hemen tepki verir.
    - ama müdür bey vatandaşa kötü davranıyorlar. ben xxx ve xxx adlı bayanı size şikayet ediyorum. gereğini yapmanızı rica ediyorum.
    - bir şey yapamam. elimde yetki yok.
  • pandemi sebebiyle hizmet sektörünün komaya girmesi sonucu, yolda kapıları zincirli, ışıkları kapalı yüzlerce işletmeyi gördükten sonra nedense aklıma gelen deyiş.

    tüketimden gelen gücü kullanamamanın, "sen yoksan başkası var göt" yaklaşımının, hesaba itirazdan garsonlarla adam döven rezalet başlıklarının falanların vede filanların tüketicinin varsayılan "işletme" algısını nasıl bozduğunu farkettim.

    işini yapan yere gidince şanslı saydık yıllarca ama asla velinimet yerine konmadık.

    bu varsayılan "köpek çekme" hayat normale döndüğünde (dönerse tabi) devam edecektir illaki ama eminim bu sefer tüketicilerin gözlerinin içine bakma gayreti oluşacaktır, çünkü bırak mal mülk sahibi olmayı borcunu ödeyebilmek için 2 tas çorba satmak zorunda olmanın, velinimetin anlamı oldu seneler sonra.

    işini her zaman böyle yapan, kurumsallaşsa bile samimiyet ve değerinden taviz vermeyen işletmeler kurunun yanında yandı mı peki?
    vallahi hayır, paket servise yetişemiyor
    bir çoğu, gıda dışı sektörde ise ayakta kalan sonraki yılların trendini belirleyecek bir kitlesi hazır.
  • bildiğin kapitalist söylem. kapitalizmin dibi hatta.

    müşteri velinimetimizdir: yeani diyor ki, cebinde parası olan adam benim mekanıma geldiği zaman, ben indirir veririm aga.. yani sen bağırır çağırırsın, ben susarım, diyor ki, sen ne yapsan haklısın, müşteri her zaman kralsın..

    yok ülen öyle bi dünya. müşteri bildiğin insan. senin de çoğu zaman nail olduğun bi sıfat.. ben hayvanlık ediyomuyum birilerinin velinimetiyim diye.. insan olmak, eşitlikçi olmak lazım. zira hepimiz insanız. burdan da kapitalizmin hayvanlık olduğu sonucuna varabiliyoruz göründüğü üzere..
  • "müşterinizi seviniz"
    * atlantis velinimet hizmetleri
  • kadıköy shaft club'ın kapısında dikilenlerin pek farkında olmadıkları olgu.
  • gunumuzde "mu$teri odaklilik" falan gibi, suslu geyikler ile ne$rolunan yakla$imlarin ne denli eskiden farkedilmi$ oldugunun kaniti.
  • bir hocamin dedigine gore mutsuz olan her musteriden dolayi 63 musteri kaybediliyormus. bu bilgi isiginda, musterinin neden velinimet olmasi gerektigi daha iyi anlasiliyor sanirim.

    ayrica, mevzuyu guncel bir olayla somut bir $ekilde ornekleyecek olursak:

    babam ve oglum filmi vizyona ilk girdigi haftasonu sadece ve sadece 35,101 ki$i tarafindan izlenmesine ragmen, her gidenin yakin cevresine "aman ha, bu filmi vizyonu terketmeden mutlaka sinemada izleyin" mesajlari gondermesiyle filmi vizyondaki ikinci haftasonunda 79,060, ucuncu haftasonunda ise 188,563 ki$i izlemi$.. boylesine artan bir grafik cizmek ulkemizde cok az filme nasip oluyor.. taktire $ayan bir durum.. neymi$? mu$teriyi memnun edersen, mu$teri mu$teriyi cekermi$.. hic sinemaya gitme ali$kanligi olmayan bir cok ki$i bile sirf yakinlarinin onca israrina dayanamayip bu filme gitti..
  • akabinde 2 hafta içinde batıp, asgari ücretle yola devam etmene yol açacaktır. şu bir gerçek ki, sattığınız şey veya verdiğiniz hizmet dünya üzerinde az bulunan kıymetli bir ürün değilse, müşteri her zaman haklıdır.
hesabın var mı? giriş yap