• gerçekçi insandır. mutlu olmak için yapılan şeylerin yapaylığından bıkmıştır. herşey o kadar yapmacık ve oyun gibi gelirki ona, kendini eğreti hisseder hayatın içinde. mutlu olmak için alınan eşyalar, koluna girilen insanlar, kazanılan para, oynanılan oyunlar kısacası hayat artık ona başka seçenek sunmaz. pencereden dışarı baktığında okula koşan çocukları değil, yolları süpüren insanları görür. parkta hep yalnız oturanları. kötümserlik değildir bu. sadece hayatın gerçek yüzünü görmektir. buna tahammül etmenin tek yolunun mutsuzluğu seçmek olduğunu anlamıştır.

    mutsuzluk kolaydır. yalındır. hiç uğraşmanız gerekmez. yormaz sizi. sizden ilgi beklemez. ona birşeyler almanızı istemez. çok paranız olmasını hiç sevmez. güzel bir araba, lüks tatiller beklemez sizden. çok güzel bir arkadaştır, dosttur, sevgilidir mutsuzluk. kimse olmadığında hep o olur yanınızda, kimse aramadığında hep o arar ilk. her gece yanınıza uzanıp, sizi rahatsız etmemek için kıpırdamadan durur öylece. vefakardır. her zaman acı söyleyen bir dosttur. şu herşeyin yapmacıklıktan, yapaylıktan, plastikten oluştuğu dünyada tek gerçektir hatta. hayatın en saf ve yalın halidir. ne mutlu onu kabullenenlere..
  • üniversite okuduğum yıllarda evimizin hemen altında bir ps cafe vardı. burada çalışan abimiz 45-50 yaşlarında, bir kolu olmayan, yüzü devamlı asık olan bir abimizdi.

    samimi olduktan sonra öğrendim ki, 2 yaşındayken geçirdiği kazada hem kolunu, hem babasını kaybetmiş. annesi onu bakamam diyerek yurda vermiş.

    16 yaşında yurttan kaçıp sokaklarda yaşamış.düzgün bir hayatı olsun diye çalışmaya karar vermiş, tacize uğramış.

    sonrası bir insan evladı ona yanında iş ve yatacak yer vermiş.düzeni olsun diye hafif zihinsel engelli biriyle evlendirmişler. çocuğu da hafif zihinsel engelli doğmuş.

    evet bu abimiz mutsuzluğu seçmiş. halbuki mutlu bir hayat tercih etseymiş, her şey farklı olurmuş. değil mi ?
  • "mutluluk dediğimiz şey, yoğun bir şekilde bastırılmış ve engellenmiş olan ihtiyaçların kısa süreliğine tatmin edilmesinden başka bir şey değildir."
    ben demiyorum, freud diyor. bir se böyle düşün!
  • pek sevmesem de "kime göre neye göre?" klişesini kullanmanın tam yeri bence.

    şimdi siz inanmazsınız ama allah sizi inandırsın;
    hayatındaki seçenekler arasında "mutluluk" diye bir şık olmayan insanlar da yaşıyor şu dünyada. ee n'apsınlar ölsünler mi? onlar da ellerindeki şıkları değerlendirmek, aralarından birini işaretlemek mecburiyetinde kalıyorlar.
    a) mutsuzluk b) isotlu mutsuzluk c) katmerli mutsuzluk d) mutsuzluk dürüm e) kızgın yağda mutsuzluk
    yani şimdi elde bunlar varken a şıkkı yakın gelmiştir. diğer şıklarda verilen bol malzemos mutsuzluklar yerine sade mutsuzluğu seçip hiç değilse karar vermiş olmanın huzuruna ermiştir bu insan.
    hayat senin önüne;
    a) mutluluk b) kaymaklı mutluluk c) fıstıklı krokanlı mutluluk d) frambuazlı mutluluk e) mutluluk şelalesi
    gibi şıklar sunmuşken sen ne konuşuyorsun kardeşim? "muhittin de mutsuzluğu seçti, evet bu kendi seçimi" diye yaşam koçluğu yapacağına yürü git keyfine bak, işine gücüne bak, işsiz misin?
  • daha kalıcı bir şeyi seçmekle akıllılık yapmıştır. mutluluk kolonya gibi bir şey amına koyim uçup gidiyor.

    ama mutsuzluk öyle mi ?
    kazık gibi. girdi mi çıkmıyor.
  • şuraya gelip mutsuzluk güzellemeleri yapan insanları görünce sözlükten iyice soğuyorum. boşuna dememişler enerjisi düşük insan seninkini de düşürür diye.

    şahsi tespitim: sözlüğün yarısından fazlası depresyonda ve bazılarının depresyonu kronik. mutsuzluklarını ve yalnızlıklarını ya çok zeki olmalarına bağlıyorlar yada diğerlerinden farklı olmalarına. %5lik bir kesim bu 2 bahaneye dahil olabilir ama büyük çoğunluğun ya vücut kimyasında bir problem var (serotonin, melatonin, dopamin vs. gibi hormonların salgısında bozukluk) yada çocukluk travmalarının etkisi altındaki bilinçaltı dünyalarının hakimiyetinde yaşıyorlar.

    dost tavsiyesi: gidin tedavi olun.
  • diğer insanlara veriyordur son damlasına kadar. elinde hiç kalmıyordur ne yapsın gariban.
  • pikaçu mu lan bu mutsuzluk zırt diye seçilebiliyor? mutsuzluk seçilmez olm, ruhuna işler. ruhuna işleyince de öyle ergen gibi dünyadan nefret ediyorum diye etrafta dolaşmazsın. hatta etrafına hava bile atamazsın ben mutsuzluğu seçtim diye. lan ben de bişiler hissetmek istiyorum diye döner durursun girdaplar içinde. mutsuzluğu seçmekmiş, koçum benim 5 lira farkla emo kid büyük seçim de ister misin?
hesabın var mı? giriş yap