• müzik evrensel degildir. tetikledigi duygular ya da verdigi mesajlar belli ortak paydalarda bulusturulabilir tabi, ama en teknik anlamiyla seslerin zaman icinde organizasyonu dedigimiz müzik tabiati geregi evrensel olamaz.

    cannibal oktavin bölünmesi üzerinden iyi bir noktaya deginmis. dünyanin farkli yerlerinde oktav degisik sekillerde bölünür. cin, japon ve bazi afrika müzik gelenekleri ile daha bir cok yerde mesela 5 sesten olusan pentatonik sistemler kullanilir. bunun yani sira 7 sesten olusan heptatonik sistemler de hem ayni bölgelerde hem de daha farkli cografyalarda kullanilagelir. hatta öyle yerler vardir ki buradaki insanlar tek sesin icindeki armonikleri duyup, organize ederek tetratonik (4 sesli) ya da pentatonik bir ses sistemi kurup, sarkilarini buna göre söyleyebiliyorlar. hepimizin ziyadesiyle asina oldugu müzik sistemi ise 12 ses (diyatonik) üzerine kurulu ve onun pisagor ile j.s. bach aktarmali (das wohltemperierte klavier) ögelerinden olusur.

    adi üstünde "iyi düzenlenmis klavye". iste zurnanin zirt dedigi ve müzigin evrensel oldugu yalaninin ortaya ciktigi yer de burasi. "iyi düzenlenmis". kime göre, neye göre? uganda'da amadinda calan kraliyet müzisyenleri demis ki mesela "5 ses yeter, hepsi birbirine esit mesafede olacak ve her ses oktaviyla birlikte calinacak". yani j.s. bach abinin sistemine göre bu düzenleme "iyi" degil. e biraz da bu yüzden baska kültürlerin müziklerini dinlerken genellikle hic bir sey anlamiyoruz. uzaylilarin müzigine gelene kadar cok is var yani.

    ha arada world music starlari cikar, müzigi anlasilabilir bir hale indirgeyerek tüm dünyaya pazarlar. o yüzden hepimiz bir "relaxing japanese flute music" cd'sini bastan sona dinleyebilirken, katsuya yokoyama'nin shakuachi caldigi bir albümü en fazla 3 dakika dinleyebiliyoruz. ona da ne kadar dinlemek diyebilirsek. o müzigin kuruldugu ses sistemine, yine baska bir yazar arkadasin dedigi gibi, kültürün icinden gelen bir asinaligimiz olmadigindan anlamamak normal elbet. ama sana genelde müzigin evrenselligi yalanini söyleyip, world music tekilligi altinda ve sacma sapan bir etiket üzerinden baska kültürlere yalan yanlis temas etme imkani sagladiklarini iddia ettiklerinde insan isyan ediyor. sonra sagda solda "ya japon müzigi cok güzel yaa" diyen insanlar türüyor.

    bu konu ister istemez aklima sunu getiriyor:

    ilginclikler adamlari
  • evrensel kelimesine takılmış olmak neticesinde, kainat güzeli yarışmasında uzaylı yarışmıyor, demek ki miss universe yalanı şeklinde serzenilebilir.

    müzik armoniden ya da notadan ibaret değildir. işin içinde ritim de var. yani evrende herhangi bir yerde saniyede 440 kere titreyen bir zonotla, herhangi bir yuruğa 90 bps tempoda 9/8 ritim tutmak saikiyle gayet de "ele güne karşı" elde edebilirsiniz. şayet burası gaz atmosferi olan herhangi noktaysa duyabilirsiniz bile.

    yani müziğin bu matematiği, temas, titreşim ve zamanın bulunduğu her yerde geçerli.

    bu iki kavramın ise (melodi/armoni ve ritim) birbirilerine olan matematiksel ya da mantıksal bağı, kainatın ve siverek'in her yerinde "chopin aşmış qanqa" şeklinde karşılanmayabilir. ama az çok kedi zekasının üstü, bunun zeki bir varlıkça tasarlanmış sesler olduğu kanısına şıp diye varır. al sana evrensellik..
  • uydurulmuş yalandır.

    müziğin temeli matematiktir. ve dolayısıyla evrenseldir.

    bu kadar uzun yazmaya da pek gerek yok yani.
  • yalandır.
    müzik duygulara seslenen bir dildir ve tıpkı matematik gibi, doğa kanunları gibi şaşmaz kuralları vardır. o kurallara uygun eserler sınırları aşar ve evrensel olur, diğerleri ait oldukları cılız kültürler gibi yerel kalır.
  • küreselleşme ile birlikte ortaya çıkan romantik bir durumdur. meselenin kültürel boyutu da mevcut. bugün bir yuppie'nin, efendime söyleyeyim bir bobo'nun world music kategorisinde dinlediği şarkılar, bu kişi ile şarkının orijinal kültüründe yer alan kimseler için aynı şeyi ifade etmez mesela. ya da tarihsel açıdan bakıldığında, bugünün eğlence müziği yarının ciddi müziği haline gelebilir: günümüzde kimimizin sıkıcı bulduğu kimimizin "gerçek sanat" olarak kutsadığı pek çok klasik müzik eseri vaktiyle burjuvaların eğlence müziğiydi ve aristokratlar tarafından küçümsenirdi mesela. ya da daha yakın bir örnek olarak jazz verilebilir.
  • iddia:

    şirinler sola çeker,özel mülkiyet yoktur,para yoktur,şirin baba'nın sakalı marx sakalıdır.kısaca socialist men under red father bik bik bik.

    gerçek:

    şirinlerin özel mülkiyetleri yoktur çünkü bir lokma bir hırka felsefesiyle yaşarlar,dünyevi nimetlere itibar etmezler,para kullanmazlar hediyeleşirler,nerde başı sıkışan bi şirin olsa imece usulüyle işini görürler.şirin baba ise adından da anlaşılacağı üzere keramet ehli mübarek bir zattır,sakalı marx sakalı filan değil sünnete uygun hacı sakalıdır,zaten şirin baba sünnete istinaden peygamberimizin gaza esnasında giydiği kırmızı sarıktan giyer.güçlü şirin komutasındaki direniş hareketinin manevi lideridir.zaten şirinlerin jenerik müziği ya allah bismillah allahuekber sloganı ezgisine benzer.smurf'un açılımı ise saleh mujahiiden under the rahman and fisebilillah'tır.şirinlerin sosyalist olduğu iddiası ırkçı emperyalizm ve yardakçısı siyonizm* * tarafından ortaya atılmış bir iddiadır,amaç bop'un önündeki en büyük engel olan yeşil kuşağı propaganda yoluyla apolitize etmektir.şirinleri haklı davalarında kutluyor yaralılarına sıhhat ve afiyyet ölülerine şehadet intifadalarında muvaffakiyyet diliyoruz.
  • kabul edilemeyecek önermedir. zira aksi halde elijah wood'un selda bağcan'a hayranlığı hiçbir şekilde açıklamanamaz.

    sana tapıyorum selda
  • orkestra 440 ayarlarken kemanlar 442 ayarlar akordu. tel üzerindeki gerilim ile alakalı. kimse de bahsetmez bundan. neden herkes 440 iken ben 442' yim acaba? frekanslar kullandığın enstrumana göre değişir. insan sesi apayrı zaten. nihayetinde o da bir enstruman. ama müzik evrenseldir demek bana saçmalıktan ziyade öküzlük gibi geliyor.

    mesela uzak doğu da pentatonik diziler kullanılır. do -re-mi-sol-la-do gibi. aradaki yarım sesler kullanılmaz. ama bu diziye amerika yerlilerinin kendi ezgilerinde de rastlıyoruz. aynı pentatonik dizi binlerce kilometre uzakta da kullanılmakta.

    buradaki mevzu bence evrensel kelimesi ile alakalı. ülkeler arası mı? dünyalar arası mı?

    bu dünyanın ötesinden bi şeyler duymadıysanız, realitenin önünde tartışmalara girmeyin bence.

    müzik evrensel değil, dünyasaldır. evrensel olması için diğer evrenlerden tanıdığınız olmalı.
hesabın var mı? giriş yap