• 10 aylık küçük kalbinde sorun olan yılmaz kartal'ın annesi. oğlundan ve mücadelesinden instagram'da repost yapan bir arkadaşım sayesinde haberim oldu, yılmaz kartal daha 10 aylık ve kalbinde büyüme var, öyle ki göğüs kemiği yamuluyor, göğüs kafesi şekil değiştiriyor. vücudunda 12 kabloyla yaşıyor, 12 kabloyla.
    ahu kahraman yıldırım almanya'da bir hastane odasında bütün gün oğlunun başında, bir yandan oğluna kablolar dolanmasın diye, bir yandan ateşi mi çıktı, kilo mu kaybetti diye cebelleşiyor.

    yılmaz kartal'ın nice 10 aylar görmesi için kalp nakline ihtiyacı var ve kalp nakil sırasına girmek için ilk etapta hastaneye yatırılması gereken 500.000 euro'ya. şu an bağış kampanyası için valilikten izin alınmaya çalışılıyormuş, eğer ahu kahraman yıldırım burayı okuyorsa eğer bilsin ki biz de buradayız, takipçisi olacağız.

    bunu şimdiye dek hiç yapmadım ama lütfen, eğer bu entriyi okursanız sizler de yardım edebilecek herkesi yılmaz kartal'dan haberdar edin. teşekkür ederim.
  • ağzındaki fakir edebiyatına daha fazla katlanamadığım kadın.

    kocası almanya’dan geldiğinde bwm’nin son model lüks suvlarından birine sahip olduklarını gördük. geçen hafta kendisinin almanya’da kullandığı mercedes’in son model suv’unu da gördük. ama hala “link vericem bu kardeşinize para lazım 600 lira verdim uçak biletine”, “tedaviler, masraflar link paylaşmaya ihtiyacım var affedin” ağzı yapıp duruyor.
    sürekli “türk lirası kazanıp euro harcıyoruz para lazım ühü” ajitasyonu yapıyor.

    “bu kardeşinize para lazım linklerimden alışveriş yapın” dediği insanların çoğu asgari ücretli insanlar eminim, ki o da çalışabilecek bir iş bulabildilerse.

    euro olmuş 10,61; “türk lirası kazanıp euro harcıyoruz ühühü” diyen kadın, o arabalara verdiği euroları türk lirası olarak kullansaydı keşke de daha az bu şekilde paylaşımlar yapması gerekseydi. ama yok kartal’ın hatrına ailesinin aşırı lüks tüketimlerine asgari ücretli ablalar yetişcek daha.

    hayır yine bin mercedes’e bmw’ye ama en son model en lüks araçtan aşağısı da kesmiyor hanımefendiyi.
  • kartal'dan dolayı takip ettiğim bir hesaptı. birtakım toplumsal olaylarda çok duyarlı takılan ama bu olayları tamamen kendi reklamı için kullanan bir kadın olduğunu anladım. elazığ depreminde, yaptığı yardımları kendini tanıtmak için kullandığını hissettiğimden kendisine instagram dan mesaj attım. yaşlı bir mütevaffanın eşyalarını elazığ'daki depremzedelere alkışlarla gönderdiği için kendisine " ayıp ahu hanım, bu olayı keşke şenliğe çevirmeseydiniz, size hiç yakışmadı" dedim. sayın ahu hanım, bu depremle ve depremzedelerle ilgili ne yaptığımı bilmeden hakaret içeren birkaç mesaj yazıp beni engelledi. bu saatten sonra kalitesi, sadece reklam ve para kazanma odaklı olan bir kadındır benim için. kadını eleştirdiğim için bana pislik deme cesaretini bile buldu kendinde. saygı çerçevesinde iletişim kurulabilecek bir birey değil, içinden her an bir hades çıkabilir.
  • benim de 9 aylık bir kızım var. çok hızlı gelişiyor ve çok hareketli. geçenlerde basiretim bağlandı sıcak kahveyi yakınında bir yerlere bırakmışım. arkadaşım tutar zannettim onun da kucağına kendi oğlu atlamış. kızım da elini kahveye daldırdı gözümün önünde 2 saat kadar ağladı, aciller pansumanlar derken geçti bozuk para kadar bir yer kaldı. ama ben 1 haftadır o acıyı hissettiği andaki yüz ifadesini unutamadım, acı ile ağlayışlarını unutamadım. eşimle birlikte 2 gün aklımıza geldikçe ağladık. ve ben o an bu andır bu kadını düşünürüm. evlat çok başka bir şey.. allah'ım yardımcısı olsun.. ben kızımın elindeki sargıya karalar bağlarken o oğlunu hortumsuz sevemiyor aylardır..

    kızım yarım saat evvel birden bire uyandı. zaten 2 saat aralıklarla yapıyor bunu her gece. ama değişik bir hali vardı bu sefer. sanki mutluydu çocuk. güldü, şebeklikler yaptı. en sonunda uyutmaktan vazgeçip salona getirdim ve ne göreyim, kızımın bir görevi varmış, kartal bebek dua bekliyormuş..

    allah'ım şifanı versin kartal, güzel yavrum. dayan..
  • instagram hesabina yorum olarak yazsam yuzlerce kisi linc edecek, kimseyle laf dalasina girmek istemiyorum lakin soylemeden de edemeyecegim..
    kartal'in durumuna herkes üzülüyor, bir an önce sagligina kavussun diye dua edior, ancak ahu hanimin muzik okulunun kar yuzunden cöken cikma kismini tekrar yaptirma konusunda komsusuyla yasadigi problemi oglunu da isin icine katarak instagramda paylasmasini hic dogru bulmuyorum.. isin mantiksal kismindan bakilirsa komsusu durumdan rahatsiz olmus olabilir ki fotograflara bakilirsa bence hakli, ben de olsam sabah 9da cocuklarin muzik sesleriyle uyanmak istemezdim, ekmek paran olabilir ama beni rahatsiz etmeye hakkin yok. onun disinda ahu hanim oglum hasta beni burda bi de bu islerle ugrastiriyorlar diyor ama oglunun hasta olmasi ona kimsenin karismamasi hakkini vermiyor ki.. anlayamiyorum gercekten, insanlari 230binlik hesapta ifsa etmek ne kadar dogru?!
    paylastigi mesajlardaki oglu hakkindaki ithamlar gercekten cok kötü keske soylenmeseymis ama olayi kartal'i disarda tutarak degerlendirirsek bence komsu hakli..
  • bugün instagram hesabına baktım da son paylaşımını okurken gözlerim kanadı daha dahi anlamındaki de’yi ayrı yazmayı bilmiyor. bu kişi bir okul sahibi ve küçük çocuklara ders veriyor ama henüz kendi dilini düzgün kullanabilmekten yoksun.
  • bebeğine henüz kalp bulunmamışken takip ettiğim saldırgan tavırları yüzünden suratını bile görmeye tahammül edememeye başladığım agresif kadın.
    minicik bir bebeğin yoğun bakımdaki her anını sosyal medya üzerinden sürekli paylaşması bir kere baştan saçmalık, üzerine bir de kendi her anını bu kadar ortada yaşayıp da sonra gelen en ufak bir yoruma katlanamayıp hakaret saydırıp engel koymak ciddi bir duygudurum bozukluğu gerektiriyor.
    ‘kartal bebek’in üzeri açık üşümez mi acaba örtseniz mi’ diye yazan bir takipçisine ki su götürmez bir şekilde saflığından yazmış belli ki, ‘sen doktorlardan daha iyi mi bileceksin, burada bu kadar insan düşünemedi sen düşündün’ minvalinde yaptığı yorumları en basit örnekler.
    bir ara da okulunun bir kısmını yıktıran komşulara takmıştı, günlerce uğraştı insanlarla mesajlarını yayınladı. bir de eğitimci bu insan, okulu var, minik bedenlere müzik eğitimi veriyor sözümona. böyle bir insanın kurduğu okula çocuk nasıl gönderilir gerçekten hayret edilesi.
    birkaç paylaşımında da farkettiğim üzere kendisi sanırım uzun süre bir erkek çocuk istemiş. bebeği kucağında ‘sen büyüyeceksin bu kalbi çalacak pis kızlar, ben o gelinleri döverim vb.’ cinsiyetçi cümleleri beni şoka uğratmıştı. daha yoğun bakımda kalp nakli bekleyen bir bebeğin kulağına bunları söylemek üstelik de bir kız çocuğu annesinden duymak...allah minik çocuklarına böyle bir anneyle büyüme sabrı versin.
  • agresifliği, verdiği mücadelenin zorluğundan kaynaklı. az da olsa anlıyorum kendisini, anne olmak kolay değil çünkü. evladınız can çekişirken mutlu görünmeye çalışmak, diğer çocuklarınıza yetmeye çalışıp; yetemediğinizi düşünüp vicdan azabı çekmek çok acı. gerçekten takdir ediyorum kendisini bu konuda.
    lakin takdir etmediğim ve anlayamadığım bir diğer konu, bu evlatların her anını sosyal medyada herkese açık bir biçimde paylaşıp; gelen olumsuz yorumlara çemkirmesi... kendisinin takipçisi değilim, tanımam etmem. mücadelesini televizyon kanallarından birinde izledim, sonra sosyal medyada önüme çıktı hesabı. sen oraya herkese açık fotoğraf koyarsan, elbette insanlar iyi veya kötü yorum yaparlar. şunu unutuyoruz, gözün gördüğü her şey eleştirilmeye mahkumdur. sen fotoğrafını veya hesabını gizlemezsen, herkesin yorumuna açarsan elbette birileri yazar çizer. harikasın mükemmelsin diyemeyiz sürekli değil mi? kaldı ki insanlara agresif çıkışlar yapmak, engellemek filan bunlar pek sağlıklı bir ruh halini işaret etmiyor. onca şey yaşadıktan sonra yıpranmış bir ruhla her şeye yeterim çabasına girmek normal değil.
    kendisine tavsiyem bir süre sosyal medyadan uzak kalıp, bir uzmandan destek alması. olumsuz yorumlara (hakaret içerenleri kastetmiyorum, saygı çerçevesinde yapılan yorumlar) içindeki tüm isyanı kusarcasına yükselip, engellemesi filan normal değil. sosyal medya neticede, neden bu kadar önemli birilerinin söylediği yazdığı? bir sürü boş insan var, hassas yerinden yaralamaya çalışır. kapat ablacım hesapını yoruma. ne diye herkese gösteriyorsun?
    ikinci konu da maddiyat. sürekli yok yok yok diyorsun, ne yapalım yardım mı toplayalım? araban var, okulun var, eşin çalışıyor allah daha çok versin. ama yok derken yüzüne sürdüğün ozon kremi mi serum mu ne haltsa dünyanın parası? bir sponsor iki sponsor onlar gönderdi reklam yaptın. hepsi mi sponsor ablacım?
    uzun lafın kısası, bazı şeylerin özel kalmasından yanayım ben hep. hastalık, maddiyat, ilişki durumu filan... bunları beni tanımayan insanların bile gözünün önüne sermek bana saçma geliyor. çok iyi hayatı olanlar pohpohlanmak, acı çekenler teselli edilmek filan istiyor herhalde... ne yaparsanız yapın ama herkesin önüne serilen hayatlarınızla ilgili yorum yapıldığında kükremeyin. yorum yapma hakkını en başta siz veriyorsunuz o insanlara.
  • delinin teki.
    sırf laf anlatmaya çalıştığı bazı "sütü bozuklar" yüzünden artık deli olduğuna kanaat getirdim.
    ulan ego otobüsünü kaçırınca, kargo gelmeyince, çağrı merkezi yüzümüze kapatınca falan kıyamet koparıyoruz, kadının yaşadıklarına bakıp bir de ultra normal olmasını ve hatta kendi bakış acımıza sahip olmasını bekliyoruz. o kadının gülebilmesi bile mucize. allah bundan böyle gülüşlerini eksik etmesin evlerinden. canım kartoş.
  • kalp bekleyen minik yavru kartal'ın annesi...

    ahu hanım, eğer okuyorsanız size diyeceklerim var... kartal'ın bir an önce şifa bulmasını, sağlıklı yaşıtları gibi koşup oynamasını, evine ablasını dönmesini en içten en masum duygularla istiyorum, dualarım hep onunla.

    ama... öncelikle okulunuzla ve komşunuzla ilgili olaylar ve son günlerde ikeada paylaştığınız videolar... öyle yapmacık öyle reklam kokuyor ki... bir de o çok sevdiğiniz, örnek insan gibi gösterdiğiniz gülben ergen... yapmayın... biz sizi hiç tanımadan sevdik, bağrımıza bastık. yapmayın...
hesabın var mı? giriş yap