• odtu metalurji ve malzeme muhendisligi bolumu eski baskani.biyiklari ile bir kediyi, bir teli bile dokulmemis gur otesi saclariyla yurdesen karahasan'i, agresif tavirlari ve sozleriyle ise aslan yurekli richard'i hatirlatir.ama aslinda yufka yureklidir.her dersin girisinde hicbirsey soylemeden tahtayi firin resimleri,rakamlar ve yazilarla doldurur,sonra sinifa donup "allright, last time i have indicated..." diye baslayarak tempo sorunun tepelere vurdugu 40 dakikalar yasatir. metalurjide insani heyecanlandiran hicbirsey bulamayan insanlara da naci hocanin yuksek firini anlattigi ders saatine girmeleri onerilir. insan bu saatin sonunda kendine sasirir, nitekim 30-40 metrelik bir firinin detaylariyla tuyleri diken diken olmustur.utanilir.`
  • sınıftan birisi salak bi soru sordugunda 1-2 dk sessiz kalıp sonra bir elini kafasına götürüp stand-up a baslayan
    saygı duyulası muhendis.
  • ph.d derecesini mit den almış hoca
  • kendisi ile olan ilişkilerde samimiyet ile laubalilik arasındaki ince çizgiyi net şekilde bilmek gerekir. bilinemiyorsa kendisine has üslubuyla bildirir.

    sorduğu soruya cevap verdiyseniz doğru olsa dahi nereden o sonuca ulaştığınızı öğrenmek için iyice deşeler- kesinlikle art niyet olmadan- ki bu da cevap veren adamı bir miktar pıstırır. saçmalasanız dahi başladıysanız devam etmenizi ister.*

    derste sert ve otoriter olsa da gayet güleryüzlü bir insandır. misal dersin sınavından çıkarken kapıda karşılaştığınızda üzerinizde komik bir şey varmış hissiyatına kapılmanızı sağlayacak kadar gülümseyerek "nasıl geçti?" diye sorar.

    bölümdeki* değeri bilinmesi gereken hocaların arasında ilk sıralarda yer alır.

    edit: futbolu çok seven bir galatasaraylıymış kendisi.
  • bazı hocalar vardır, sanki dersinde hayatın anlamını verecekmiş gibi ne anlattığından bağımsız olarak yüzünde tebessüm eksik olmadan dinleyesi gelir insanın. daha çok sözel bölümlere has olmakla birlikte böyle hocalar mühendisliğin son derece somut ve tekdüze geçen yıllarında hiç bitmeyecek gibi görünen boğuk havada anlık bahar esintisi etkisi yaratır. 2015 itibariyle bölümde kimyasal metalurji derslerini vermeye devam etmekte olan böylesine müstesnai bir şahsiyettir işte kendisi.

    kafası zehir gibi çalışır, öğrenciyle çok güzel muhabbet kurar, ama asla yüz göz olmaz, gerektiği zaman çizgisini bozmadan ayarı verir. 70 civarı yaşında çelik konusuna, dolayısıyla mesleğine duyduğu aşkla neredeyse her ders öğrencilerini bu alanda çalışmaya teşvik eder.

    “bulsunlar birini de kurtulayım akşamın bir saati şuraya gelip ders vermekten” diye yakınır ama öğrenciye kıyamaz, dersi verecek hoca olmadığından emekli olmasına rağmen devam eder dersi vermeye. dersleri zordur, sınavları daha zordur, şaşı olana kadar, gözden yaş gelene kadar kağıda baktırır, elemlere kederlere sürükler, ancak hocaya duyulan sevgi saygı her ders katlanarak artmaya devam eder.

    tecrübeyle sabit, eski bir mezun yeni bir mezunla karşılaştığında ilk sorulardan biri “naci hocadan ders aldın mı?” olur. bölümden 80lerde 90larda mezun olmuş adamla 2010larda mezun olmuş adamın arasında zamandan bağımsız bir köprü gibidir.

    beraber rakı içilecek insanlar listesine de kafadan girer.
  • hakk'ın rahmetine kavuşmuştur maalesef.
  • harika bir insan olmasinin yaninda cok iyi bir hocaydi. ruhu şad olsun.
  • hayatımda gördüğüm en iyi öğreticiydi. anlattığı dersi veya konuyu anlamamanın mümkünatı yoktu öyle diyeyim. bunun dışında gerçekten çok güleryüzlü, çok iyi bir insandı.

    ne zaman otostop çekerken rastlasa beni alırdı, beraber bölüme giderken de "daha mezun olmuyor musun yau?" diye sorardı. onun bölümde verdiği bütün dersleri aldığım, hatta termodinamik 1 ve 2'den cc aldığım için yaz okulunda ondan alayım diye özellikle ikinci kere aldığım için ve bütün derslerinden a'lı bir not aldığım için, beni çok iyi bir öğrenci sandığını bilirdim, o yüzden de çok kurcalamadan "bu sene olacağım hocam" falan derdim. bir gün yine otostopla beni aldığı arabasında giderken, okulu uzattığımı öğrenince "sen iyi öğrenci değil miydin yau?" diye sordu, dedim "hocam yalnız sizin derslerinizde iyiyim, yoksa benim ortalamam 2,60". gülmüştük beraber.

    inanılmaz iyi bir hafızası vardı. bir insanın ismini ancak bir kez sorar, sonra da ömrü hayatı boyunca unutmazdı. kafadan üç-dört basamaklı sayıları çarpar, biz hesap makinesine yazamadan söyler tahtaya yazardı. özellikle tebeşir kullanmayı sever, sadece tebeşirli tahtada ders anlatırdı. çok alçakgönüllüydü, sert denilmiş önceki girdilerde, bana hiç öyle gelmedi ama bıyıkaltı gülüp öğrencileriyle biraz şakalaşmayı çok severdi. özellikle saçma sapan bir soru sorulduysa.

    öyle işte. çok sevdiğim bir hocam hakkında aklıma gelen şeyleri biraz anlatmak istedim. sevenleri de okusun belki yüzleri güler diye. bütün metalurji mühendislerinin başı sağolsun. zira çoğunu kendisi eğitmiştir.
  • odtu metalurji muhendisili bolumunun en sevilen hocalarindan birisiydi. bilim adamliginin yanisira gercekten de iyi bir egitmendi. anlattigi konu ne kadar karmasik da olsa anlattigindan keyif alarak ve ogrencilere de keyif vererek anlatirdi. nur icinde yatsin.
hesabın var mı? giriş yap