• temmuz ayı içerisinde tüm günü geçirmek niyetiyle gidip 2 saat tahammül edemeden döndüğümüz, plaj diye adlandıramayacağım sulak alan. kurbağalıdere'deki atığı denize boşaltmak gibi bir rezaletten sonra hala marmara'da yüzmeye niyetlenen, bir de üstüne nakibey'i seçen var ise hazırlıklı olması adına belirtmek isterim ki;

    -ilk olarak sitesindeki rezervasyon gerekliliği ibaresine takılıp arayıp kendilerini rahatsız etmeyin. ha yok "ben garanticiyim yok yere gitmeyeyim arayıp sorayım" gibi bir ısrarınız var ise telefonlarını açan yaşlıca adam tarafından terslenmeye hazır olun. "yok dedim hanfendi. yok rezervasyona gerek.yok!" adam yaşlı ama ruhu genç kalmış. atarlı ergen gibin.

    -telefonda yediğiniz atara doyamadınız ve yola çıktınız. mülteci gemisi tadındaki ada vapuruyla büyükada'ya ulaştınız. sahilde sizi yolunuzdan çevirmeye çalışan diğer plaj fedailerini de aşmayı başardınız ve nakibey'e ulaştınız. o da ne? işletmeciler de yaşlıca adamın kıymetini anlamışlar ve kendisini girişteki kapıya konumlandırmışlar, bugün şanslı gününüzdesiniz. ücreti ödediniz ama hala akıllanmadınız ve yazılı ikazlara takılıyorsunuz. "pardon burada biletinizi saklayın, çıkış yaptıktan sonra girilmez yazıyor ama bilet vermediniz?" diye sordunuz. yaşlı amca fırsatı değerlendirerek "elindeki fiş ne!?" diye sizi paylıyor. yanınızdaki türkçe bilmeyen sevdiceğiniz beden dili ve enerjinizden anlayıp "oha ne kadar da çemkirik bir kadın" demesin diye amcayı kibarca ikaz ederek sinirinizi içinize atıyorsunuz. "aman ali rıza bey ağzımızın tadı kaçmasın" diye kendinizi teskin edip merdivenlerden iniyorsunuz.

    -indiğinizde sizi ilk karşılayan, üstü birbirine yapışık onlarca şezlongla dolu çim halı oluyor. işletmeciler sizin sosyalleşmenizi istiyor gençler. ayrıca yanınızdaki tombul rus teyzenin maksimum bronzluğu yakalamak için 10 dakikalık periyodlarla göbeğine bacağına sıktığı bebeyağından sizin de payınıza 3-5 fıs fıs düşecek. hadi yine iyisiniz.

    - kıçınızın dibindeki şezlonglarda oturan plaj ahalisiyle sosyalleşmeye biraz serinledikten sonra devam etmeye karar verdiniz ve suya doğru ilerlediniz. sosyalliğe önem veren tesisimiz denizde de bu konuda hassas davranarak yüzlerce kişilik şezlong kapasitesine uygun 10 metrekarelik bir yüzme alanı oluşturmuş. denizin omuz boyunu geçmemesine de dikkat etmişler ki kendinizi boğamayasınız. ayrıca yüzme alanı size olduğu gibi işletmecilere de gereksiz genişlikte gelmiş olmalı ki ilgili alana kaydıraklar, oyuncak ıvır zıvırlar doldurmayı uygun görmüşler. iyi de yapmışlar. suyun içinde ayakta durmak neyinize yetmiyor? tatminsiz y kuşağı sizi.

    - denizde su dizinize gelecek kadar yürüyüp biraz dikilip şezlongunuza dönüyorsunuz. zaten bir şeyler içerek serinlemek daha doğru. biranızı açtınız, arkanıza yaslandınız. biraz huzur bulayım diye gözlerinizi de kapatıp son ses çalan müziğe yoğunlaştınız. etnik değerlerin de kıymetini bilen işletmemiz sizi niteliksiz pop şarkılarına, demet akalın-gülşen-serdar ortaç'lara maruz bırakmıyor, onun yerine kemençeye eşlik eden ismail türüt'ün mistik sesi size 35 dakika boyunca unutulmaz anlar yaşatıyor. bu sırada kendini bilmez bir takım müşteriler "on değil onbeş değil, yarım saati geçti kemençe dinliyoruz kardeşim manyak mısınız!?" diyerek müzikten şikayetçi oluyor. neyse ki hızlı aksiyon, müşteri memnuniyeti gibi zırvalar nakibey'in gündeminde değil ve elektronik efektlerle harmanlanmış kemençe sesi kesilmiyor. şanslı gününüzdesiniz demiştim değil mi?

    - "bu nezih ortamın tadı damağımda kalsın, bu güzellikten faydalanmak isteyen diğer insanlara da yer açılsın. tombul rus teyze bebeyağını daha çok paylaşsın" diye düşünerek horon tepe tepe kapıya yöneliyorsunuz. kapıdaki yaşlı ve huysuz.. aman pardon nur yüzlü amcaya ortam ve müzikle ilgili memnuniyetinizi ifade ediyorsunuz ve "müziği değiştirin dediniz değiştirecez kardeşim! ne acele bu alla alla!" çıkışı ile ağzınızın payını alıyorsunuz. geçmiş olsun.

    insanlıktan nasibini almamış faytoncuların sıska atların çektiği 4 kişilik arabalarına 5-6 kişiyi doldurup, hayvanları çatlatırcasına koşturuşlarını izleyip evinize dönebilirsiniz. ada keyfi de bir yere kadar.
  • öyle pek janjanlı, afili bir atmosferi yok ama bununla beraber gelen bir rahatlık olsun, terlikleri süründüre süründüre yürümek olsun güzel oluyor. gerekli ve kafi seviyede duşları, minderleri, şezlongları da mevcut. bir haylice aile plajı ancak yine de sevgilinizle öpüşünce bokunu çıkartmadan, kimse dönüp tepki falan vermiyor. istanbul'dan yollarda saatler harcamadan gidilip dinlenilip huzur bulunabilecek bir büyükada plajı. kalmak isteyene 4 tane kiralık bungalovu var, ufacık, temiz ve sevimliler. kalınca 30 tl olan plaj parasını vermiyor, ücretsiz kullanıyorsunuz pek tabii ki plajı.
  • büyükadaya geldiğinizde fayton için beklemekten ya da yürümektense nakibey plajına giden ücretsiz motorlara binebiliyorsunuz.
  • damsız girilemeyen bir plajmış
  • dün gittik gayet güzel bir mekan. bodrumdaki plajlarla kıyaslamazsanız istanbul içi denize girilebilecek nezih bir aile plajı. damsız apaçileri almıyorlar. kız arkadaşınla eşinle rahat rahat gidersin. deniz güzel, adamlar denizin belli bir kısmını dubalarla kendilerine ayırmışlar ve aşağıya kadar ağ çekmişler böylece deniz anası veya balık gibi canlı yok gayet temiz sırf kum. git git dizinde deniz tabii bir yere kadar sonra biraz derinleşip boyu geçiyor ama orda zaten sana ayrılan kısım bitiyor. yalnız açılıp söyle kıyıdan uzaklaşayım yok . o dubaları geçersen zaten teknelerden dolayı yüzemezsin ısrar edersen de kafan kopar. yukarı doğru set şeklinde bir mekan. diğer katlarda bol bol büyük yastıklar eşiliğinde keyif yaparsın. duşu güzel. yemekler iyi. köftesi haricinde aşırı pahalı değil. giriş hafta içi 30,hafta sonu 35 tl. paraya acımadık hatta verdiğimize değdi. temiz bir mekan. garsonlar kibar ve aşırı hızlı söylüyorsun birşey 1 dk da elinde. size kıyak geçiyorum ve kendi çektiğim fiyat listesinide yolluyorum. linkden indirin hemen. bakın ona göre ayağınızı denk alın diye. kötü yorumlara bakmayın bir deneyin derim. nakibey fiyat listesi
  • seneler önce bir arkadaşım aracılığıyla keşfettiğim mekandı. botlarla direk plaja ulaşım vardı ve her seferinde iki arkadaş gidiyorduk. ta ki bu bayramda gidene kadar…

    tutturdular “damsız almıyoruz” diye? ancak üç zenci ve iki arabı aldılar. onlar farklı diyorlardı. telefon edince de “almıyoruz kardeşim” gibi küfürlü konuşan bir katıksız huur çocuğuna aynı şekilde karşılık vererek döndüğüm yer oldu.

    arsız, terbiyesiz, ahlaksız, kim bilir kimin çocuğu olduğu belli olmayan zevksiz seks ürünü atıkların mekanı. hata bende ki boşluğuma geldi almanca ya da ingilizce konuşmadım.

    gitmeyin, gittirmeyin, azcık onuru şerefi olan varsa da karşıt olur bu tür mekanlara…

    edit: araplar neyse de zencileri annelerine hizmet için gidiyor olabilirler.

    edit 2: bu tür oluşumları nereye şikayet edebiliriz? lütfen yeşillendirin. cimer üzerinde şikayet etmeyi düşünüyorum ayrıntılı bir şekilde
  • hiçbir fikrim yok mekanla ilgili nerede olduğunu bile bilmiyorum ama arap alıp türk almayan işletmelere yöneten de giden de vatan hainidir.
  • ilk birkaç gidişimde izlenimim "ne kadar güzel, damsız almıyorlar, çalışanların tamamını kenara ayırırsak apaçi yok, denizi de temiz. gelirim lan ben buraya" olsa da, kademeli olarak sahilinin yosuna boğulması, ağır ortadoğulu turist / mülteci istilası, albenisini kaybetmesi dolayısıyla pahalı olmasının anlamsız olması, klasik kavruk göbeli sahil mafyası bir kaç dayı tarafından işletilmesi, görüşümü "bir daha geleni siksinler" tarafına itmiştir.

    fakat bu işin bir de bu entryi yazmaya iten hikayesi de var tabi. en son sefer ailecek gittiğimizde, bir kaç gencin işletmeciler tarafından dövülüp dışarı atıldığına şahit olduk. biz olayı "şerefsiz her yerde var, taciz muhabbetidir" diye düşünürken sonradan anladık ki bir tane aptal karı, kimseye salça olmadıkları halde, kendi kendilerine içip sarhoş oldukları için gidip gençleri şikayet etmiş (tabi bu muhabbeti, şikayet eden kadın araya girmeye çalışırken sarf ettiği laflardan, çevre şezlonglarında oturanlardan ve yüzündeki o aptal pişmanlıktan anlıyoruz.) yani alkol satan bir "beach işletmesi", sarhoş olduğu için bir grup genci ağız burun dağıtıp dışarı atıyor, bunun sonraki adımı da yüzdün diye dövülüp atılmak olsa gerek.
  • bok gibi plaj. apacisi bol, denizi deniz degil camur amk.
hesabın var mı? giriş yap