• freelance web-grafik tasarımı işiyle uğraşanların duymaktan nefret ettikleri ödeme savuşturma cümlesi.

    oğlum bak anlaşalım; "sana para ödemiycez bak şurdan siktir git" deyin ama bu cümleyi kurmayın lan. çok sinir bozucu amk.

    sen 1200 tıkla yapamıyorsun diye bana yaptırıyosun zaten eşşoğlusu bırak da 2 tık tıkla halledeyim. biz taş mı yiycez? çoluk çombalak bakıyoruz lan biz de delirtmeyin adamı. (bkz: logoyu biraz bütüyelim) dedin büyüttük işte neyin peşindesin?
  • genelde kısa sürede sorunu çözüme ulaştıran tüm hizmet sektörü erbablarının duyabileceği cümledir. müşteri, ödediği ücretin karşılığında hizmeti sağlayanın, onarımı yapanın uğraşmasını ister. çünkü, bu kadar kolay olduğunu bilse kendi yapardı. işte oradaki kilit cümle bilmek. bilgi güçtür. güç sizinle olsun.

    -adam geldi, 2 dk durdu 100 lira aldı gitti.

    veya

    -arabayı servise götürdüm, bir şey de yapmadılar ha. 2 dk sonra teslim ettiler, 200 lira aldılar amk.
  • bu başlığı açarken hiç teknik bir mevzu aklıma gelmemişti, zira meslek hayatımda oldukça sık şahit olduğum bir hasta- hasta yakını söz öbeğidir bu. daha çok dahili bilim hekimleri bu söze maruz kalmaktadır. muayene olduktan sonra yeterince memnun olmayan hastalar sıkıntılarını bu şekilde dile getirirler doktorlarına. bana sorarsanız kavgada bile söylenmeyecek derecede kötüdür. diğer entry lerde de bahsedildiği gibi emek veren, kendi alanında uzman olan insana böyle söylenmesi hem kırıcı hem de kızdırıcı. iki tık tık şeklinde aşağılama bizde akciğer - kalp muayenesi hikayelerinde geçer. lafın gelişi, akciğerde 35 değişik ses duyuluyorsa, bunun bir tanesi normalken diğer 34 ü anormaldir, ayrıca hangisi hangi hastalığa aittir, bunları bilerek dinliyor adam, o kadar da hafife almamalı yani. kalp seslerine hiç girmiyorum farkındaysanız. her mesleki alanda sezarın hakkını sezara vermeliyiz. çilingir kapıyı açtı bilmem kaç lira aldı diyemeyiz, kapıyı kırmadan açabilsek onu çağırmazdık zaten.
  • - ulağnn tuğhtu çehti bir dişi 100 lira istiyor zahar

    gibi versiyonları mevcut olduğundan anlamak da güçlük çekmediğim suser beyanı.
  • aslında ülkemizin sorunu olan genel bir durumun örneklerinden yalnızca biri olan söylem. diğer ülkeleri bilemeyeceğim için ülkemizle sınırlıyorum.

    artık çağımızda bilgi, alınıp satılabilen ve kendi başına değeri olan bir unsurdur. birçok meslek dalı da bilgi satmanın ekmeğini yer (birçok alandaki danışmanlar, avukatlar, psikologlar, doktorlar ve başlığa konu olan tasarımcılar). doktorlar için de "oturduğu yerden bakıp iki kelime edip para kazanıyor" lafını duyarsınız, avukatlar için de. çünkü pratiğe dökümü salt fiziksel emekle olmayınca mesleklerin, göze bi az gelir küçümsenir.

    50 derecede çalışan işçinin kazandığı parayla kıyaslamak da bu düşünce sisteminin ürünüdür. çünkü işçi bedenini harap ederek parasını hak ediyordur, peki ya müyendis?

    azalarak bitmesi gerekendir. bilgiye değer vermezsek kolay ulaşamayız.
hesabın var mı? giriş yap