• bir dr fuchs şarkısı.
  • güzel bir soru. "ne istiyor?"

    genelde birisinin ne istedigini anlamaya calıstıgınızda kendinize sorarsınız. ne istiyor? bir sürü duygu ve anlam barındıran bir soru oldugunu düsünüyorum. bizzat size, baska biri tarafından soruldugunda da eger enerji seviyeniz uygunsa büyük aydınlanma yasayabilirisiniz. sormasa bile anlarsınız bakıslarından. bakıslarında "ne istiyor" sorusunu görebilirsiniz ama bu sesli sormasından daha etkilidir onu söyleyeyim.

    "ne istiyorum biliyor musun" diye baslamayın cümleye bilmiyor cünkü. bilse sormazdı. yine de daha kolay öyle baslamak. ne istiyorum biliyor musun?

    komigime gidiyor bu dünya. henüz hazır degilmisim yollandım ama tam ayak uyduramadım gibi ha ama cok cok iyi ayak uydurma numarası yapıyorum o ayrı. cogu insandan daha fazla uyumluyum, öyle degil miyim? cok öyleyim.

    ölmek isterdim biraz. kücük bi parcam öldü galiba. radagast gelse de sebastianı büyüden kurtarıp getirdigi gibi hayata o parcayı da geri getirse cünkü geri getirilebilir. bir ihtimal var. ara ara boslugu batıyor. güzel müzigin sonlarına dogru hissedilen üzüntüye benzetiyorum. hissi benziyor da geri acabilirsin sarkıyı.

    bazı seyleri tekrar edemiyorsun. yitmek zorunda.
  • sözleri şöyle olan dr. fuchs şarkısı:

    kalbimin yolunda ıslatılan sözler.
    fısıltılarla ruhalara ağır ağır çökerken
    zaman dakikalar arasında sıkışır.
    nedense bizimle vedalaşmadan uzaklaşır.
    tıkanan nefesim,bulanan gözlerim.
    kapımda durup zile basansa dertler.
    elbette o denize gömülüp ıslanacağım.
    bir gün de kuş gibi yükselip uçacağım.
    bilinen bu duygu huzur n darem.
    dünyada yeri olmayan çözümsüz çare.
    ağır ve sert bir yumrukla başlayanlardır.
    çevremi kaplayan koyu siyah sıkıntılar.
    toprağa dönmek kolay mı? sayılı nefes.
    ölüm duvarına gelmeden kimse etmez pes.
    yediğimiz darbelerle savaşlar çetin.
    sahip olduklarım uzaklaşır her mevsim.

    scratch

    üstüme aldığım yükler eskisinden ağır.
    bu sefer ki savaşımsa kanla alakasız
    küstah sahibinin verdiği emirler çaresiz
    eğilecek olan boyun sıkıntıları tarifsiz
    istersem senden uzaklaşanlar görülür
    var olan hedefler ise engebeli bir yoldur
    yeni sarmaşıklar zehirle beslenirken
    gün geldiğinde ölüm sessizliği ile seslenir.
    süresiz haykırışım çığlığı satırlarımda.
    kinle beslenen kan senin damarlarında
    köprülerin temelleri sağlam dururken.
    tek bir tuğla bile eklemeye engelin gurur.
    hareketli hedefler havanla vurulur.
    20-12'ye tilki biksi gibi kurulur
    hakim bir bölgeden izler şahin gözler.
    yol haritası çizilirken beklenir son sözler.
  • görmek görülmek
    sevmek sevilmek
    bilmek bilinmek
    ihsan edip sevindirmek
    istiyor.

    bilmek istiyordan kasıt, kendi mutlak görüşü yanında kulun gözünden de görmek istiyor.

    her birimizin gözünden bakan da zaten o; bedene ve çevreye indirgenmiş şuur halinde. ondan başkası yok aslında.

    bu yaratım macerası sonunda, o'nun sonsuz güzelliği, sonsuz bilgisi, sonsuz kudreti, sonsuz cömertliği, sonsuz merhameti, sonsuz şefkati, sonsuz ihsan ediciliği ortaya çıkmış oluyor.

    peki bizim bu işten kârımız ne?

    ne bizi? yok öyle bir şey. o senin vehmin.
  • huzur istiyor sadakat istiyor sevilmek istiyor o olduğu için olduğu gibi sevilmek istiyor. bunları ben de istiyorum( de ayrı(!)) sözelciyim ya
  • her şeyi istiyor.

    aklını, ruhunu, bilgini, malını, mülkünü.
  • “yıldızlar ışısın, yollar üşüsün, yollar...”
hesabın var mı? giriş yap