• hava değişimi, sıcak hava ve psikolojik etmenlerin tetiklediği ve çözümsüz kalan hastalık. pskilolojik olduğu zaman elden birşey gelmiyor, derin derin nefes almak için esneyip duruyor gudik gudik hareketler yapıp şekilden şekile giriyorsunuz. fakat elbet birgün o da geçiyor.
  • şimdi, son zamanlarda neden ben bu illete kafayı taktım, ya da bu illet bana taktı, diye düşünmekteyim. hani taşikardi meselesi hasıl olalı çok zaman oluyor, bir senedir de anksiyeteye bağladık bunu, eyvallah. peki son zamanlarda neden bu nefes darlığı meselesiyle uğraşıyorum yahu? durmadan okaliptüs özlü şekerlemeler tüketmek hiç hoşuma gitmiyor. hoş vikodin efektli house gibi hissediyorum kendimi, zırt pırt nefesim açılsın diye atıyorum ağzıma. ama hoş değil tabii nefes darlığı çekmek.

    sosyal güvenlik sistemine dahil olup primlerim yatmadığı için (ben diyeyim home-office çalışıyorum, siz deyin işsizsin) etraflıca bir sağlık tetkiki yaptıramadığım için el yordamı, internet bilgileri ve hastaneli amerikan dizileri sağlık sistemiyle durumumu yorumlamaya çalışıyorum, maruz görün.

    (bkz: geek yoksulluk)
  • gecenin kör şafağında, uykusunun ortasında insanın boğazı sıkılıyormuş gibi bir hisle yataktan kalkmasına neden olan rahatsızlık.
  • iğne deliğinden nefes almak.
  • yaklaşık bir iki senedir falan var bende bu. böyle nefesi veriyorsunuz ya tamamen, sonra geri alasınız gelmiyor gibi, böyle alırken bir ağrı, bir yanma hissi gibi bir şey hissediyorsunuz, ve bu koşunca, yorulunca, merdiven çıkınca falan değil, daima olan bir şey, arada bir çarpıntı da eşlik ediyor. böyle yatakta oturup iki saat kendinizi dinliyorsunuz, halinize üzülüyorsunuz, böyle göğsünüzü şişire şişire nefes almaya çalışıyorsunuz falan, özellikle sabahları ve geceleri bir lanet gibi çöküyor üstünüze. kardiyolojide bir şey çıkmadı, dahiliyede yine temiz çıktım, yine de sigarayı bıraktım, aylar oldu geçmedi. hastalık hastası olucam bu gidişle, diyorum kendi kendime 'yok kesin bişey oldum, ciğer filminde gözükmeyen bir şey, yok kesin kanser oldum, ben galiba koah oldum' senaryolar yazıyorum boyuna. panik atak falan diyorlar, hiç kriz mriz geçirmişliğim de yok, öbür belirtileri de göstermiyorum gibi, bilmiyorum sözlük.
  • "eğer kaslı ve uzun boylu bir insansanız" sjjssjjsjs. hiçbir şey demiyorum.
  • bir tür ayrılık sonrası sendromudur.
  • her sabah servisi kaçırdığımı gördüğüm rüyamda, bu sabah iki durak kovaladım arabayı. öyle bir nefes nefese uyanmışım ki, hayatın/zamanın hızlandığını hissettirmiş bilinçaltıma.

    ayrıca saatin alarmının çaldığı o birkaç saniyede geçti bütün ömrüm gözümün önünden. o kadar çabuk.

    ve hastayken ölmek çok kolay. sağlıklı adam hayatı boşayamaz.
  • bunu yaşamayanların bizim gibileri anlaması imkansızdır yaşamayanlar size tavsiyem aldığınız nefesin kıymetini bilin
  • panik atak tetikleyici sıkışma..
    geçenlerde ofiste başıma gelen olay.. plaza tarzı iş merkezlerinden bu yüzden pek haz etmiyorum.. camsız, ruhsuz ofislerden oluşan inşaat alanları sonuçta.. haliyle havalandırma deliklerinden size zerk edilen suni oksijen bozuntusu ile hayatınızı idame ettirmeye çalışıyorsunuz.. üstüne bir de ısıtma sistemini köküne kadar açtıkları için hem bunaltıcı bir sıcak, hem de peynirli poça içindeki peynir miktarından daha az olan hava ile çalışmaya çabalıyorsunuz.. işte böyle bir anda, yoğun bir toplantı sonu ( sigara paketlerinin havada uçuştuğunu da düşünürseniz ) darlandım, bunaldım, nefes alamaz hale geldim.. el kesen soğuklarında kendimi plaza önüne zor attım.. durup durmadık yere fenalaşacaktık dostlar, hak mı bu? ve ben bu konuda yalnız olduğumu da düşünmüyorum açıkçası.. günümüzde sağlıksız binalar yüzünden birçok insanın nefes darlığına oradan da hoop panik atağa geçmesi an meselesi..
hesabın var mı? giriş yap