• hani kor ressam, bacaklari olmayan atletizm kosucusu falan vardir da gidip bunlarin hayatlarini belgesel yaparlar ya, ben yillardir bekliyorum nejat yavasogullari'nin vokalist olmasini konu alan belgesel hala cekilmedi. bbc'den biri gelip gunun birinde "nejat bey, bu sesle bu isi nasil becerdiniz?" diye bir soru sorsa kaptirip giderler zaten belgesel olur.

    15 yasindayken kizlara nasil yaklasacagim, ya begenmezlerse gibi bir takim sorulari kendime sorar utanip sikilir, cekingen cekingen otururdum. sonra bu adamin vokalist olabilecegini gorunce, insanoglunun sinirlari olmadigini, her an her seyin olabilecegini anladim. "ulan nejat yavasogullari vokalist oluyorsa, bu kiz da bana bakabilir, neden olmasin" diyerek ozguveni tavan yaptirmaya basladim ve dertler cozuldu. o nedenle hakikaten kendisinin bende emegi coktur.
  • bugün beşiktaş'ta gördüm kendisini. hızlı hızlı yürüyordum ben, önüne geçmem fazla sürmedi. tam yanından geçmiştim ki trafikte bekleyen taksinin şoförü kapıyı açtı ve yolun ortasına tükürdü.* ben de biraz yavaşladım, nejat yavaşoğulları yanıma gelince de sordum:

    -buna rağmen yaşamaya mecbur muyuz?
    -neye? trafiğe mi?
    -taksici yolun ortasına tükürdü, görmediniz mi?
    -ayyy! her şeye rağmen yaşamaya mecburuz.

    sonra da gülümsedim ve "iyi günner" deyip hızlandım tekrar. bu da böyle saçma bir anımdır.
  • kendisine demo kayıtlarını dinleten bir gruba "vokalistiniz biraz vokal tekniği çalışsın" demişliği olan biridir.
  • sene 2000, şubat tatili için izmire gelmişim, puntada bulutsuzluk özlemi konserine gidiyoruz, arada biyerde nejat alıyor mikrofonu eline işte, arkadaşlar şimdi yeni albümden bi şarkı çalacaz, biz izmiri çok seviyoruz bu yüzden de bu şarkımızın adı "izmirin sokakları". punta aldığı bu gazla coşuyor ki ne coşmak..

    neyse aradan bir ay filan geçiyor, yine bir bulutsuzluk özlemi konseri bu sefer mekan ankara, odtü mimarlık amfisi..(ben de bulutsuzluğun groupie si gibi bi imaj çizdim durduk yerde, ki ne alagası var öyle denk gelmiş gitmişiz) sonra yine sıra aynı şarkıya geliyor, bu yeni albüm hala çıkmamış işte yine aynı laflar hemen hemen sadece bu sefer sevilen şehir ankara ve şarkının adı da doğal olarak "ankara sokakları".e ankara da durur mu, gazı alan saftorik ankaralılar yıkılıyo bu sefer de..

    şimdi takip edebildiğim şehirler bu kadar, daha kaç şehri sokaklarına şarkı yapma vaadiyle yedi bilmiyorum.ama işte aradan yine bikaç ay geçiyor bişekilde ve çıkacak denen albüm çıkmış oluyor, ben de biyerlerde cd yi görüp hemen arkasını çeviriyorum ki ne göreyim şarkının adı ola ola "ankara sokakları" olmuş..

    yani durduk yere kaç senelik olay niye aklıma geldi onu da tam bilemiyorum ama, her şehri ayrı seven fakat şarkıya da bi isim koyması gerektiği için başkentimiz ankara yı tercih eden insan mı diyim ne diyim ben senin için be nejat?

    türkiyenin taşına toprağına caddesine sokağına hasta bi insandır şu durumda..
  • taksimde karşıdan karşıya geçerken bana arabasıyla yol vermiş, arabanın içinden bana naber nassın diyerek biçiminde el hareketi yapmasının üzerine benim de iyidir senden naber görüşürüz şeklinde el salladığım kişidir ki hiç şahsi tanışıklığımız bulunmamaktadır.

    sesi karga gibi olup da bunca insana müziğini dinletebilen, konserleri tıklım tıkış doldurabilen ve şarkıları ezbere söylenen ender kişilerdendir. üniversite festivallerinin vazgeçilmez ismi bulutsuzluk özlemi'nin lokomotifidir.
  • fikret kızılok'un "nejat şarkı söylemez; nejat bağırır ama iyi bağırır." olarak belirttiği şahıs.
  • konserlerden once ses sistemi ayarlanirken her seyin cok kisa surdugu soylenir. cunku nejat soyle dermis: 'benim mikrofonu ac. tamam. gerisi onemli diil'.
  • en büyük başarısı "isteyen herkes şarkı söyleyebilir" alt metninde mesaj vermesi bence. bunu bilinçli mi yaptı bilinçsiz mi bilemem ama sonuçta yaptı.
  • muhtemelen iyi bir insandır, şarkı sözleri de güzel, besteler de öyle... ama şarkı söylememesi gereken kişi. bülent ortaçgil'in 'normal' parçasını bir söyleyişi var ki... insanın ağzına bir tane çarpası geliyor...
  • 1996 senesinde imza gününde bir ortaokul bebesinin elini, sanki 40 yıldır onu tanıyormuşçasına sıkmış onunla uzun uzun sohbet etmiş, aşmış mütevazi ve bu ülkeye fazla gelen insanlardan.
hesabın var mı? giriş yap