• nasıl hakkında kimsenin bu ana kadar bir şey yazmadığını merak ettiğim bir mekan.

    caddebostan kültür merkezinin az ilerisinde ot'un yanında bulunan fransız lokal brasserie konseptli harika bir mekan... öncelikle rezervasyonsuz gitmenizi tavsiye etmiyorum çünkü aşırı büyük bir mekan değil... 150 kişilik falan diyebilirim kabaca ve yağmurlu bir istanbul perşembesi için bile kalabalıktı epey...

    ilk defa dün bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine ufak bir doğum günü kutlaması için gittik... mekanın yemek kalitesi gerçekten çok iyi... fiyatlar kimisi için yüksek gelebilir ama bu kadar iyi bonfile ve pizza yapan yer gerçekten sınırlı istanbul'da... atıştırmalık olarak önden gelen yiycekler bile çöplenmelik yemekten daha ziyade ana yemek olarak yenebilecek seviyedeler... herkes güveç yememi tavsiye etti ama ben onu bir dahaki sefere saklıyorum...

    şarap menüsü geniş ve sorduğum hiçbir şaraba yok demediler... üstelik hem şişe hem de kadeh olarak verebiliyorlar... bu fiyat mertebesinde neredeyse hiç karşılaşmadığım şekilde kadeh şarabı oda sıcaklığında mı yoksa serin şekilde mi istediğimi sordular her seferinde... ek olarak denizli üzümlerinden kendilerine özel yaptırdıkları beyaz, kırmızı ve roze şarapları da mevcut... kendi şaraplarının şisesi 80 lira bile değildi... görece daha kaliteli şarapların şisesi ise 130 lirayı geçmiyordu...

    dikkatimi çeken bir diğer nokta ise ortaklar ya da işletmeciler ile garsonlar arasında kalın bir hiyerarşik çizgi olmaması ve herkesin gülerek birlikte çalıştığı bir yer olmasıydı... önünüze gelen yemek için basit bir teşekkürler dediğinizde götünü dönüp giden sığır garsonlar yerine gülemseme ile afiyet olsun diyen insanlar mevcut... hatta yağmur vardır dışarısı soğuk olur mu diye içeride rezervasyon yaptırdığım için sigaraya çıkmıştım... masaya dönüp daha oturmadan sigara kullanıyorsanız dışarıda yerimiz boş isterseniz taşıyalım dediler...

    az mekan için mutlaka tekrar giderim demişimdir... evime çok yakın olmasa bile buraya kesin tekrar giderim...

    www.nenibrasserie.com
  • yil olmus 2018, kuvvetle muhtemel sahibinin oglu olan subyan, ogle vakti, ustte esofman ayakta spor ayakkabi bir bira iceyim diye girdiginiz saatte, tuyu bitmemis haline bakmadan, anasi olan yasta sizi fotografinizi cekmek ya da kas goz yapmak suretiyle rahatsiz edebiliyor, bir de bunu anasi babasi arka masada misafir agirlarken yapiyor.. o yuzdendir ki, daha da adimimi atmam..
  • geçenlerde gittiğim fransız lokal brasserie (öyle diyolla).

    fırsatınız varsa gidin, soğan çorbası falan içersiniz. pastırmalı kalamar enfesti, ekmekleri de çok iidi. ikisi olala… ben kayseriliyim, sözüme güvenin, böyle pastırmayı ayda yılda bir yerim.

    uzun uzun yazmıştım ama kendime “gurme misin lan sen” diyerekten sildim.
  • bir çalışanının bu güzel akşamımızda bize rahatsızlık vermesi sebebiyle kendileri hakkında eleştiri yapmak istediğim restoran ki hiç huyum değildir. yani beni rahatsız eden şeyleri hep görmezden gelen ben, rahatsızlığımı bu platformda dile getirme ihtiyacı duyuyorum şu an. sonuçta ekşisözlük bir şeylere bok atabildiğiniz ve sikinizin boyunun 23 santim olduğunu deklare edebildiğiniz bir platform. bunlardan başka ne işe yarar ki?

    bu akşam yemeği için kız arkadaşımla birlikte bu restorana gittik. dışarıdan güzel, şık görünen ve hakkında iyi yorumlar okuduğum bir yerdi. yemeklerine dair fazla bir şey söylemeyeceğim çünkü genel anlamda memnun kaldık. bununla ilgili bir sorunumuz yok. yani "o kadar güzeldi ki kesinlikle tekrar gelmeliyim" denecek bir yer değil belki ama başarılıydı gayet. müsaadenizle bir an önce sorunlu kısma geçeceğim.

    yemeğimi bitirdikten sonra kız arkadaşımın yanına gidip oturdum. yanak yanağa şaraplarımızı yudumlarken her sevgili gibi birbirimize sırnaşıp öpüşüyorduk. şaraplarımız bitti ve herhalde birazdan hesabı isteriz diye düşünüyorken yaşça biraz büyük bir garson yaklaşıp "seni buraya alalım" diyerek bana az önce oturmakta olduğum sevgilimin karşı sandalyesini gösterdi. ben başta duyduğum şeyden emin olamadım. çok saçma ve yersiz geldi çünkü. ifadenin terbiyesizlik ve hadsizlik kısmına sonra geleceğim. öncelikle söyleyeceğim şey; biz abartılı, başkalarını rahatsız edecek herhangi bir davranışta bulunmadık, buna eminim. french kiss yapmadık yani amk. ki yapsak da üslubu bu değil uyarmanın da neyse ona gireceğim ben.

    bana göre gayet normal olan bir şeyin bir başkası için rahatsızlık sebebi olabileceğini biliyorum. her ne kadar bu benim problemim olmasa da. haliyle restoran çalışanlarının veya müşterilerinin herhangi bir rahatsızlığı olmuş olabilir. bu nedenle de söz konusu garson bir uyarıda bulunmak durumunda kalmış olabilir. belki de kişisel tasarrufudur ve işletmenin genel tavrını yansıtmıyordur. umarım öyledir. yoksa yazık cidden. her neyse. peki sizce bu uyarı müşteriye "seni buraya alalım" cümlesiyle mi olmalıdır? lisedeki din bilgisi ve ahlak kültürü hocasının okul bahçesinde yaptığı uyarı gibi. yani caddebostan'da faaliyet gösteren "fransız-akdeniz mutfağı" temalı bir restoranı temsil eden profil buysa çok yazık. hayatını göztepe-bostancı arasında geçirmiş olan bana küçük çaplı bir şok yaşattılar bu gece. kutluyorum kendilerini ve ahlak bekçiliğine soyunmayı görev edinmiş çalışanlarını.

    ben orada bir tepki koymaya ve o hadsiz ifadenin hesabını sormaya hakkı olan taraftım. ancak böyle insanları muhatap alan biri değilim. hiçbir şey demeden hesabı ödeyip çıkarken gördüğüm çalışanlara iyi akşamlar diledim. tam çıkmıştım ki telefonu masada unuttuğumu fark edip geri döndüm. dönmüşken restoran müdürünü görünce dedim bari kendisine ileteyim bu durumu. çok kısaca rahatsızlığımdan bahsettim. kendisinin cevabı "bir yanlış anlaşılma olmuştur" oldu. belli ki kendisinin bilgisi dahilinde olan bir "uyarı" değildi. ben de gayet basitçe "hiç sorun değil. nasıl olsa bir daha buraya gelmeyeceğim. size iyi akşamlar ve iyi şanslar." diyerek mekanı terk ettim. ben gerçekten başkalarının seviyesine inmemek için özel çaba sarf eden biriyim. çünkü gerçekten hiç kimse ve hiçbir şey umrumda değil. bu entryi yazma sebebim kız arkadaşımın çok fazla rahatsızlık ve utanç duymuş olması. utanılacak davranış sergileyen sanki bizmişiz gibi. haliyle bu beni de mutsuz etti. bilemiyorum, belki de bu tip durumlarda insanların ağzına sıça sıça bir üslup dersi verilmesi gerekiyor olabilir. ben yine kendi yolumu izledim. bu restorana da izledikleri yolda başarılar dilerim.
hesabın var mı? giriş yap