• kaş'ın egeli meyhanesi. bu yaz açılmasına rağmen müdavimi olduğum, her gidişimde muhakkak uğrayıp gerçekten muhteşem lezzetlerle doyup, bir güzel içip, bulanmamış bir mideyle çıktığım mekan.

    buranın diğerlerinden ayrılan en önemli özelliği her çeşit, sıcak veya soğuk yenen ege otlarının ve mezelerinin oluşu. sırf mezeleri yeter ama iş bununla bitmiyor. daha önce muhtemelen hiç tatmadığınız değişiklikte, özgün bir teknik ve güzel sunumla hazırlanan balıklar var. ben ki etle, balıkla arası hoş olmayan biriyim lorlu levrekten bir oturuşta iki tane yiyerek kişisel tarihimde bir rekora imza attım.

    paçangayı nasıl bilirsiniz efenim? pastırmalı muhtemelen. bir de bunu nereid'de deneyin. adı deniz paçangası. balıkla yapılıyor ve yoğurtla sunuluyor; kulağa tuhaf ama mideye harika geliyor.

    menülerinde deniz haşaratları olarak geçen karides, ahtapot, kalamar gibi benim de böcük olarak adlandardığım ve şu yaşıma kadar zinhar tatmadığım deniz mahsülleri de kesinlikle ikinci tabağı sipariş ettirecek kadar iyi.

    ve tabii tüm bu yemeklerin yaratıcısı, biscolata erkeklerinin yanında halt ettiği, james dean kaş şubesi arla'yı da atlamamak gerekir. yakışıklılığı* bir yana; gerek yemekleri, sunumu gerekse müşterileriyle kurduğu samimi ama had bilir ilişkisiyle takdiri hak ediyor.

    son tahlilde kaş'ın huzurunun yanında katlanmak zorunda kalınan onca mekandan sonra burası ilaç gibi geliyor insana.

    haa bir diğeri için de (bkz: hideaway)
  • geçen yaz kaş’tayken gittiğim ve tatsız anlar yaşadığım meyhane. akşam üzeri 2 kişi mekana gittiğimizde yer var mı diye sorduk. bir garson girişte 3 adet masanın boş olduğunu söyledi, bizde birine oturduk. 10-15 dakika sonra diğer 2 rezervasyonsuz masa da doldu.

    meze siparişlerimiz alındıktan daha sonra başka garson gelip isim sordu, o zaman rezerve masaya oturduğumuzu anladım. 1-2 dakika sonra olayı çözmek için bize masalar boş diyen garson geldi. bizden özür dileyip hatasını telafi etmeye çalışacağı yere bağırmaya yakın ses tonunda bizi gösterdiği yere oturmamakla suçladı. öyle olmadığını ifade edip düzeltmeye çalıştıysam da garson aynı şeyleri tekrar etmekten başka bir şey demiyordu. daha fazla uzatmamak için kalkıp gittik. işin ilginci bunlar yaşanırken işletmeden başka biri ne müdahale etti ne de bir kişi gelip özür diledi.
  • nasıl övüldüğünü anlayamadigim kas'in beşiktaş vidinli versiyonu olan mekan. dolandırıcılık düzeyinde pahali, migrosdan alınmış gibi uyduruk mezeler, yüzünden sinsilik akan bir isletmeci ve servisden, müşteri memnuniyetinden bihaber garsonlar.. saymak ile bitmeyecek kadar kotu özellikleri barındıran, kaş'a, kaş kültürüne yakismayacak kadar igrenç bir mekan.
  • kaş merkezde bulunan meyhane. fiyat performans açısından değerlendirildiğinde kesinlikle sınıfta kalıyor. 3 çeşit meze, 50'lik yeni rakı, karides, kalamar ve bir porsiyon deniz balığına 480 tl gibi bir ücret ödemeniz gerekiyor. manzarası güzel ve sesli müziği var. tipik meyhane işletmesi olarak; menüsü bulunmadığından ve büyük ihtimal sezonsal fiyatların değişiklik gösterebileceğini belirtmek isterim.

    --- spoiler ---

    seyehatname
    --- spoiler ---

    insanların yaptığı şahane yorumlar neticesinde gitmeye karar verdik. denize sıfır değil ancak balkon manzarası gerçekten çok güzel. kapıdan içeri girdiğinizde meze dolabını görüyorsunuz. sizi masaya oturttuktan sonra meze seçmek için aşağı iniyorsunuz.(terasta oturuyorsanız) . meze seçimi için aşağı indiğimde, benden meze seçmemi istediler. böyle bir rakı mekanı için meze sayısı gözüme çok az geldi. üstüne üstlük dizayn ve servis açısından da anadolu'daki sıradan bir meyhane işletmesinden farkı yoktu. mezeler de bunlardı; atom, sarımsaklı girit yoğurdu, nar salatası, humus, börülce,levrek pastırma, kırmızı biber, karides dolma, patlıcan kızartma. bunlardan istediğiniz kadar seçtikten sonra. kızartma dolabı vari bir yere geldim. yine zira dolap düzensiz duruyordu. güveçte girit peyniri kızartması, börek, tatlı çeşitleri vardı.benim denediğim şeyler; güveçte peynir kızartması, sarımsaklı yoğurt, atom oldu. deniz börülcesi bile olmaması zaten moralimi bozmuştu. mezeler bende hiç bir fark yaratmadı. baya bildiğiniz; acılı ve sarımsaklı yoğurt yedim. levrek pastırması geldiğinde daha çok şok oldum çünkü bir adet ufacık minnacık pastırma kesip getirmişler. girit peynirinin güveçte gelmesini beklerken o da sunumsuz bir tabakta geldi. mezelerden sonra ispendek(levreğin küçüğü) yedik. ellerindeki o anda tek deniz balığının o olduğunu söylediler. balık gerçekten deniz balığıydı ve lezzetliydi. porsiyonda 3 tane balık geliyor.
  • yorumları okuyup da şaşırdığım mekan. yemeğe dair her şeyin çok güzel olmasına rağmen aşırı sıkıntılı servisiyle tüm güzelliklerini bir anda yitiriveren yerdir benim için. rakı dediğin mezesiyle, müziğiyle, dostlarla bir bütündür. rakı içmeye gidiyorsan, oturduğun masanın üstü dolu olacak kardeşim. boş boş rakı içmek zorunda bırakılamazsın. mekana gider gitmez daha yerimize oturmadan, dolaptan seçerek sipariş ettiğimiz, sadece tabağa konup sofraya getirilecek olan mezeler bile 45 dakikada geldi. sıcak mezelerin servisine yorum yapmak bile istemiyorum. diyeceğim o ki; masamızda sürekli olarak bulunan tek şey rakıydı, boş masada rakı içtik. sonuç olarak; fiyatları makul ve tüm yemekler lezzetli evet ama keyif alamadıktan sonra hiç birisinin anlamı yok, üzgünüm.
  • mezeleri ve atmosferi gerçekten çok güzel olan ancak hizmet kalitesinin kesinlikle rezalet olduğu mekan. bayram tatilinde gitmiş olmamızın bunda bir etkisi olduğunu da kesinlikle düşünmüyorum. çünkü 1 gece önce gittiğimiz yine kendisiyle aynı sokaktaki farklı bir mekanda aldığımız hizmet buradaki hizmeti 5 e katlardı. öncelikle meze siparişlerimizin alınması için tam 40 dakika bekletildik. her seferinde birazdan arkadaşım sizinle ilgilenecek diye. mekana bizden sonra gidenler bile siparişlerini vermişlerdi. tabi siparişlerimizin alınması geciktiği için tatmak istediğimiz bir çok mezeyi de yiyemedik. siparişlerimizin bazıları ya hiç gelmedi ya da çok geç geldi. buz isteyecek bir garsonla göz göze gelmemiz neredeyse imkansıza yakındı. bir de bizim şansımıza mekanda 1 evlenme teklifi, 5 doğum günü, 3 evlilik yıldönümü kutlaması vardı. ilk başta insanların mutluluğa ortak olmak güzel olsa da belli bir noktadan sonra fasıl müziğinin kesilerek insanların sürekli kendini alkışlatmaya çalışması kabak tadı verdi. benim için bir daha gidilmeyecek, eşe dosta da tavsiye edilmeyecek mekanlar arasında yerini aldı böylelikle.
  • geçtiğimiz ramazan bayramında büyük beklentilerle gittiğim ve ortalama bir memnuniyetle ayrıldığım kaş meyhanesi. rezervasyonlarımızı çok dolu oluyor katiyen yer bulamayız diye daha kaş'a gitmeden haftalar öncesinden yaptırdık. kaş'a gittik farklı bir iki yerde çok güzel rakı sofralarında oturduk, deniz mahsulleri yedik ama hep kafalarda bi "nereid'e gidince asıl orası çok keyifli olacak" vardı.

    gün geldi, gittik. daha girer girmez yorgun ve bezgin çalışanların tuhaf tavırlarıyla karşılaştık. küçük problemleri çözmek yerine restaurantla ilgili diğer problemleri anlatarak karşıladılar bizi. bir koordinasyon probleminden dolayı bayram dönemine fazla rezervasyon almışlar, yogunluk ve bezginlik bu yuzdendi muhtemelen. mezeler, ara sıcaklar güzeldi ama harika değildi. muzikleri de gecenin basinda baya begenmedik ama sonlara dogru güzelleşti.

    bayram olduğu için yukarda ve diğer platformlarda yapılan iyi yorumların aksi bir durumla karşılaştığımızı düşündük, yoksa bu kadar insanın bayıldığı bir yerin bu kadar vasat olmaması gerekir.
  • kılıç balığı pastırmalı paçangası ve akya şiş'in efsanevi ötesi olduğu muhteşem meyhane.
  • ' her yer taksim ,her yer direniş ' yazılı pankart asan güzel kaş mekanı.
  • kaş'taki en mükemmel meyhanedir benim gözümde.

    ben ki kaş'a her sene giderim, hep böyle bir yerin eksikliğini hissetmişimdir. üzüm kızı (ki bodrum'a taşındı) ya da bahçe balık gibi, önünde kuyruk olan, günler öncesinden yer ayırtmanız gereken, üstüne eşek yüküyle para ödeyip, "hayatımda yediğim en güzel kalamardı" gibi bir cümle sarf edemeyeceğiniz mekanlardan sonra, nereid ilaç gibi geldi. zaten yazılmış olan çok acayip mezeleri var. benim de favorim kılıç balıklı paçangası.

    allahtan yeri de kuytuda kalıyor da kolay bulunmuyor. şahsen ben arkadaşımın önerisiyle gitmiş, önünden iki üç kere geçip bulabilmiştim. o nedenle öldüren bir kalabalığı yok. müzikleri zaten harika.

    burayla ilgili tek korkum, bir gün gelip kapanması olur. umuyorum böyle bir şey düşünmüyorlardır. zira havalar ısınsa da gidip nereid'de rakının dibine vursam diye dört gözle bekliyorum.
hesabın var mı? giriş yap